Hani bu fotoğrafı gördüğünüzde sorarsınız ya "kimdir acaba, yaşıyor mudur?" diye.
Bu güzel karenin göbeğindeki o şık beyefendi; sanatıyla yurdunda tanınmak isterken fotoğrafıyla dünyaca tanınan ama kim olduğu bugüne kadar bilinmeyen Hasan Güven.
ABD'li ünlü fotoğrafçı Bill Ray, "Karşımda mükemmel bir adam vardı, tek yapmam gereken deklanşöre basmaktı" diyordu. Evet, o kısacık tanışmada doğru bir tespit yapmıştı.
Çünkü döneminin mükemmel bir simasıydı ve bugünkü ününü hak eden bir kişilikti, Hasan Güven.
J.F. Kennedy'nin doğum günü kutlamasında Marlyn Monroe'yu farklı bir açıdan çekebilmek için korumaları aşıp sahneye fırlaması ve amacına ulaşmasıyla tanınan, Newsweek'e, Life dergisine birçok fotoğraf veren Ray'in yolu 1969 yılında Türkiye'ye, Nevşehir'e düşer.
Nevşehir'in Kozaklı ilçesi Buruncuk köyünden Hasan Güven de o sırada şehirdedir. Mesleği postacılıktı. Mektup dağıtımı sırasında kullandığı sarı motosikleti ile dünyayı dolaşabileceğine inanan bir kişilikti.
En büyük merakı avcılıktı. Bu yönü nedeniyle başka illerden ya da yurt dışından gelen avcı kafilelerine mihmandarlık yapar. Bölgenin en iyi avcısıdır o zaman.
Nevşehir'de Kızılırmak kenarına kurulduğu için Sahil Lokantası adı verilen mekanda oturur. O sırada Bill Ray de aynı mekandadır.
Ünlü fotoğrafçı "Tarihte bir an, bir yer'' diye tanımladığı bu güzel kareyi de işte o anda çeker.
Hasan Güven dönemine ve çevresine göre farklı kişiliklerden biridir. Bir köyde doğmuştur ama hayalleri o köye sığmamıştır.
En dikkat çeken yönü sanatçı kişiliğiydi.
Divan sazı çalar, söyler hatta kendine ait türküleri olması da ozan yapardı onu biraz.
Her fırsatta İstanbul'a kaçar ve ilk durağı Unkapanı'ndaki plak şirketleri ya da sinema dünyasının kalbi Yeşilçam olurmuş.
Hatırlıyorum; kıyafetine çok özen gösteren, bunu bir iç yansıması olarak niteleyen, postacılıkta, tarladaki ve avcılık dışındaki zamanlarında mükemmel giyinen biriydi.
O anlarından birinde girmiş zaten kareye. Fotoğrafının çekilmesinin onun için çok önemli olduğundan ve mutluluğundan eminim.
Kendisi de bu fotoğrafı 17 Nisan Tarihli 1970 tarihli Life dergisinde tesadüfen görmüş.
O dönem Almanya'dan dönen bir arkadaşı trende bırakılmış bu dergiyi görür. "Ya bu bizim Hasan değil mi" diyerek alır dergiyi ve kendisine götürür.
Türkülerini duyurmak, sinema dünyasına atılmak isterken sınır ötesi bir mecmuada yer almış olmak çok onurlandırır onu.
Dergiyi yıllarca sakladığını ve yeri geldiğinde keyifle gösterdiğini anlatırdı babam. Ancak bu karenin dünya çapında beğeni gördüğünden haberi olamadı.
2011'in Kasım ayında 67 yaşındayken vefat etti. Amacına ulaştı ama görmedi.
Fotoğraf, iki yıl önce edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimleri Ercan Kesal ve Enis Rıza ortak imzalı Zamanın İzinde adlı eserin kapağında yer aldığında aslını araştırıp bulmak da bana düştü.
Elbette ki; Bill Ray'in BBC'deki anlatımında yer alan duygularına ortak olmak, sorularına kısmen yanıt vermek şansı da.