2. Abdülhamid'in torunu: Parlamenter sistem canımıza yetti!

2. Abdülhamid'in torunu: Parlamenter sistem canımıza yetti!

Sultan 2. Abdülhamid'in torunu Nilhan Osmanoğlu, Meclis'ten geçerek referandum sürecine giren ve partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak “Kılıçdaroğlu diyor ya, 'Neyinize yetmedi parlamenter sistem' diye. Bizim canımıza yetti parlamenter sistem artık" görüşünü dile getirdi.

Hürriyet'te yer alan habere göre;  Sultan 2. Abdulhamid Han’ın 5. kuşak torunu Nilhan Osmanoğlu konulu İstanbul Gaziosmanpaşa Meydanı'nda “Torununun Dilinden Kösem Sultan” adlı konferansa katıldı.

Sosyal medyadaki 'evet' kampanyasına katılan ve "Cumhurbaşkanımızı Sultan Abdülhamid Han'ın yalnızlığına bırakmamak için evet diyorum" diyen Osmanoğlu, parlamenter sistemin dava adamı olarak öne çıkanlara engel olduğunu savundu.

Osmanoğlu şöyle konuştu:

“Benim oyum tabi ki ‘evet’ten yana oldu. Bunun birçok sebebi var. Parlamenter sistemin benim değerlerime, benim dava adamı gördüğüm kişilere hep zarar verdiğini düşünüyorum. Örneklendirecek olursak Adnan Menderes ve dava arkadaşları parlamenter sistem yüzünden asılmadılar mı? Bu şekilde şehit edildiler. Darbeler bu dönemde yapıldı. Kenan Evren, 'Bir sağdan bir soldan astık' dediğinde o gençler bu parlamenter sistem yüzünden gittiler. Sonrasında rahmetli Turgut Özal, Çankaya Köşkü’ne bu parlamenter sistem yüzünden hapsedilmedi mi? Zehirlendiğinde yardıma koşacak ambulans dahi gidemedi. Birçok örnek verebiliriz bununla ilgili. Parlamenter sistemde yaşadığımız zorluklarla ilgili birçok örnek verebiliriz. Cumhurbaşkanımız okuduğu şiir yüzünden siyasi yasaklı hale gelmedi mi? İmam Hatipler kapatıldı, başörtülü kızlarımızı yerlerde sürüklediler. Bu parlamenter sistem yüzünden. Bu mu demokratik ülke? Kılıçdaroğlu diyor ya, 'Neyinize yetmedi parlamenter sistem' diye. Bizim canımıza yetti parlamenter sistem artık. O yüzden biz başkanlık sistemine evet diyoruz” 

Osmanoğlu 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimiyle ilgili olarak ise şunları söyledi:

“Daha öncesinde biz kendi aramızda konuşuyorduk, böyle bir savaş çıksa biz nasıl reaksiyon veririz. Acaba Çanakkale’deki şehitlerimiz gibi biz de çıkabilir miyiz, silah tutabilir miyiz, savaşabilir miyiz? Bunları konuşuyorduk. Çıkardığımız sonuç hiç de olumlu değildi. Belki birçoğunuzun öyledir. Ama sonrasında 15 Temmuz’da insanların kendisinin dahi idrak edemeyeceği reaksiyonlar oldu. Ertesi gün 'Sen bunu nasıl yaptın?' diye sorsan, 'Bilmiyorum' der. Birçok partiyi, birçok ideolojiyi kendi çatısı altında toplayan o vatan duygusu var ya, o aşk. İşte bu kaybettirilemeyen şeyle savaştı. Ne yaparlarsa yapsınlar bunu hiçbir zaman kaybettiremezler”