2 aydır Koronavirüs tedavisi gören gazeteci: 3 kez kalbim durmuş

2 aydır Koronavirüs tedavisi gören gazeteci: 3 kez kalbim durmuş

Kırklareli'nde 2 aydır koronavirüs tedavisi gören Şenol Goncagül (54), yoğun bakımdayken 3 kez kalbinin durduğunun söylendiğini anlatarak, "İnsanı dağıtıyor bu hastalık. İnsanların, 'Ya bu hastalık beni mi bulacak?' dememesi gerekiyor. Bunu söyleyenlerin benim gibi, bu hastalığın çemberinden geçmiş insanları tanımasını ve ders çıkarmasını arzu ediyorum. Bu işin şakası yok" dedi.

Kırklareli'de yaşayan 30 yıllık gazeteci Şenol Goncagül, 16 Temmuz günü, halsizlik şikâyetiyle Lüleburgaz ilçesindeki özel hastaneye gitti. Covid-19 testi pozitif çıkan Goncagül, Kırklareli Devlet Hastanesi'ne sevk edilerek, yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Durumu ağırlaşınca da Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gönderildi. Buradaki tedavisinin ardından Lüleburgaz Devlet Hastanesi'ne nakledildi.

"3 defa kalbim durmuş"

Yaklaşık 2 aydır süren tedavisi halen aynı hastaneden devam eden Şenol Goncagül, yaşadığı zor günleri video kamerayla anlattı. 2 çocuk ve 1 torun sahibi olan Goncagül, yaşam savaşı verdiği günlerde kendisine ailesinin büyük destek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Hayatımda ilk defa çoklu organ yetmezliğinden diyalize girmişim. Çok zor bir tedavi geçirdim. Öncelikle şunu söylemek istiyorum; Lüleburgaz'daki doktorum çok iyiydi. Benim için çok mücadele verdi, çok savaştı. Kızlarım, damadım, eşim, kız kardeşlerim çok savaştı. Yani bu işte insanın ailesi arkasında olunca çok farklı oluyor. Üç defa kalbimin durduğunu söylediler. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Çok zor bir badireydi."  

"Organlarım hasar gördü"

Şenol Goncagül, Koronavirüs'ün vücuduna büyük zarar verdiğini ve bazı organlarının hasar gördüğünü ifade ederek, "Akciğerlerimde su var, safra kesem patlak. Daha önceden spor yapıyordum, kollarım ve ayaklarım güçsüzleşti. Son güne kadar spor yapmaktaydım. İnsanı dağıtıyor bu hastalık. İnsanların, 'Ya bu hastalık beni mi bulacak' dememesi gerekiyor. Bunu söyleyen insanların mutlaka benim gibi, bu hastalığın çemberinden geçmiş insanları tanımasını ve dersler çıkarmasını arzu ediyorum. Bu işin şakası yok. Ben mesafeye çok uyan, maskesini takan, mümkün olduğunca dışarıya çıkmayan bir insandım. Alkol ve sigara olmaması lehimeydi ama beni buldu. Markete gidiyorsunuz, meyve alıyorsunuz, 10 kişi elliyor ve size bulaşabiliyor. Filyasonda 17 kişi vardı. Hiç pozitif çıkmadı. Bu virüs insanı delik deşik, dökük bir vaziyette bırakıyor hayatta kalsanızda. Ben çok dikkat etmenizi diliyorum" dedi.

"Babam için umudu kesin dediler"

Şenol Goncagül'ün kızı Hilal Goncagül de babasının hastalığın ikinci gününde yoğun bakıma alındığını belirterek, "Üçüncü gün sevk için hastane aramaya başladık. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edildi. Orada safra kesesi için bir işlem yapıldı. O işlemden sonra da entübe oldu. Çok zor zamanlar atlattık. Doktorlar, 'Uyanmama ihtimali çok yüksek' dedi. Entübeyken 3 kez kalbi durdu. Defalarca diyalize girdi. Kanla ilgili sıkıntılar yaşadı ve solunumu çok aza düştü. 18-19 gün sonra babamın gözlerini açtığı söylendi. Bizim için mucize oldu" diye konuştu.

Kendisinin de 14 gün karantinada kaldığını ifade eden Goncagül, "Babamın temaslılarında pozitif yok. En çok şaşırtan durum bu oldu zaten. Bize 'ATM'den olabilir' dediler. Nereden kaptığına dair herhangi bir şey bulamadık. O zor süreç kesinlikle umudun tam olarak tükendiği zamanlardı" dedi.