Gazeteci Canan Coşkun’a 2 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti cezada herhangi bir indirime gitmezken, verilen ceza ertelenmedi.
Önceki celsede mütalaasını veren savcı, Coşkun’un Nuriye ve Semih'in avukatlarının tutuklanmasına ilişkin soruşturma dosyasında kısıtlama kararı olmasına rağmen “soruşturmayı tehlikeye atacak şekilde haber yaptığı, gizli tanığı teşhir ettiği” iddiasıyla TMK 6/1 kapsamında 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
Karar sonrasında BirGün'den Öykü Özfırat’a değerlendirmede bulunan Coşkun, aldığı cezanın gazetecilik açısından verilen ilk ceza olmadığını hatırlattı ve "Duruşmada da söylediğim gibi gazetecilik yaptım ve yapmaya devam edeceğim" dedi.
Coşkun verilen cezayı şu sözlerle değerlendirdi:
"Bu gazetecilik davalarında verilen ilk mahkumiyet kararı değil, ilk adaletsizlik değil. Ceza alan kimse işini bırakmadı, korkmadı. Ben de aynısını yapacağım. Yine adliyeye geleceğim, yine haber yapacağım. Yine herhangi bir kamuoyunu ilgilendiren meselede tanığın ismini yazarak eğer açıksa ismi aldığım ceza üzerinden söylüyorum bunu, bu şekilde haberler yapmaya devam edeceğim. Ceza almak demek korkmak ya da kenara çekilmek değil. Aksine daha fazla gazetecilik yapmak gerekiyor. Ben de aynen öyle yapacağım. Duruşmada da söylediğim gibi gazetecilik yaptım ve yapmaya devam edeceğim."
Duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren’in yanı sıra çok sayıda meslektaşı izledi.
DHKP-C’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan avukatların 20 Eylül’de çıkarıldıkları savcılıktaki sorgularını haberleştiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Canan Coşkun’a “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla dava açılmıştı.
İddianameyi hazırlayan savcı Edip Şahiner Coşkun’u, “Kısıtlama Kararı bulunmasına rağmen soruşturmanın amacını tehlikeye sokacak şekilde haber yapmak, yine aynı dosya kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan Berk Ercan’ın ve ailesinin teşhir etmek, terör örgütlerine hedef göstermek” ile suçlamıştı.