Kadınlar cinsel ilişkinin yönetimini, ritmini, süresini eşlerine bırakarak bahtlarına düşenle yetinmeyi tercih ediyor. Genellikle de bahtlarına çok iyi şeyler düşmüyor. Seks çipi geliyorGenç kalmanın sırrı cinsellikte saklıİstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ‘Cinsel Yaşam, Sorunları ve Tedavileri Programı’ Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Şahin Diyet dergisine yaptığı açıklamada, cinsellikte genel geçer kuralların olmadığını söylüyor. Kurallar ve ‘bilimsel süreler’in insanlar üzerinde baskı ve gerginlik hissine yol açtığını belirten Prof. Şahin, mutlu bir cinsellikte ‘ön sevişme’nin nasıl olması gerektiğini ayrıntılarıyla anlattı. Ön sevişmenin bir tanımı var mı? Cinsel aktivitenin başlangıcından cinsel birleşmeye kadar geçen süredeki eylemler ön sevişme olarak adlandırılır. Ancak sanki asıl sevişme cinsel birleşmeymiş gibi bir anlama yol açtığından pek kullanmak taraftarı olduğumuz bir kavram değil. Kadın ve erkek cinselliğindeki yeri farklı mıdır? Sevişmenin cinsel birleşmeye kadar olan kısmı, birçok açıdan son derece önemli. Cinsel birleşme iki tarafın da hazır ve istekli olduğu bir zamanda yapıldığında daha keyifli olur. Erkekler, kadınlara göre cinsel birleşmeye daha çabuk hazır olur. Ön sevişmeyle, fizyolojik olarak cinsel birleşmeye hazır olmak için gereken zaman arasında aslında çok büyük bir zaman yok. Genç kadınlar cinsel istekleri varsa cinsel etkinlik başladıktan sonraki 30 saniye içinde fizyolojik olarak cinsel birleşme için hazır hale gelirler. Menopozdan sonra ise bu süre birkaç dakikayı bulur. Ancak unutulmamalıdır ki, fizyolojik hazırlık ile psikolojik hazırlık çoğu durumda eş zamanlı olmaz. Yani ıslanan bir kadın her zaman psikolojik olarak da cinsel birleşmeye hazır olmayabilir. Kadınlar cinsel birleşme için daha uzun süre duygusal yakınlık ve sevgi paylaşmak, arzulandıklarını hissetmek isterler. Psikolojik olarak hazır hissetmeden yapılan cinsel birleşmeler, orgazmı etkiler mi? İnsanlar cinsel uyarılma ve cinsel birleşme için farklı sürelere ve farklı uyaranlara ihtiyaç duyarlar. Asıl önemli olan çiftlerin birbirlerinin gereksinimlerinden haberdar olmaları ve buna uygun davranmalarıdır. Kadınlar sadece boşalmayı hedefleyen sevişmelerden rahatsız olabilirler. Kadınların büyük bir bölümü için sevişme sırasındaki duygusal yakınlık ve sıcaklık, sevildiğini ve değer verildiğini hissetmeleri için gereklidir ve cinsel haz kadar önemlidir. Bazı erkekler çok çabuk bir biçimde cinsel birleşmeye geçerler, üstelik cinsel birleşmeleri de çok uzun değildir. Böyle sevişen eşi olan kadınlar, cinsellikten haz almadıkları gibi, ihtiyaç duyduğu duygusal yakınlıktan mahrum kalırlar. Eşlerinin sadece boşalmak ve rahatlamak için kendilerine ilgi gösterdiğini düşünüp rahatsız olurlar. Ayrıca bu tür sevişmelerde kadın, kendisinin arzulandığını da hissetmez. Eşinin sadece ihtiyacını gidermek için kendisini kullandığını, kendisi ya da başka biri arasında fark gözetmediğini hissedebilir. Ön sevişme süresi konusunda bilimsel bir veri var mı? Sevişmenin hiçbir kısmına ilişkin her zaman geçerli olacak bir kural yoktur. Yani mutlu ve doyumlu bir cinsel ilişki için ‘Ön sevişme şu kadar, cinsel birleşme bu kadar sürmelidir’ denemez. Kurallar ve ‘bilimsel süreler’ insanlar üzerinde baskı ve gerginlik hissine yol açar. Çiftler, bazen oldukça uzun sevişme diliminde bazen de çok kısa sürede uyarılıp, orgazm olabilirler ve doyum yaşayabilirler. Uygun süre için en iyi ölçüt, her iki tarafın da yeterince uyarılmış olması ve cinsel birleşmeye kendini hazır hissetmesidir. Ancak her insan farklı sürelere ve uyarı biçimlerine gereksinim duysa ve her sevişmede birbirinin aynısı isteklere sahip olmasa da gene de insanlar ortalama 10 dakikadan daha uzun bir ön sevişmeyi doyumlu bulurlar. Bizim cinsel tedavilerde önerimiz en az 20 dakikalık bir ön sevişme süresidir. Bu süre duygusal yakınlık, sevgi paylaşımı ve uyarılma için gereken zamanı karşılamak için insanların büyük bir kısmına yetebilir. Ayrıca erkeklerde heyecan ve telaşla yapılan sevişmeleri de engellediğinden boşalma kontrolünü kolaylaştırır. Bir konuşmanızda ön sevişme eksikliğinin kadınlarda cinsel isteksizliğe yol açtığını belirtmiştiniz. Bunu açar mısınız? Ön sevişmenin süresi çok kısa olduğunda, kadın cinsel birleşme için gereksinim duyduğu duygusal yakınlık oluşmadan ve uyarılmadan cinsel birleşmeye maruz kalır. Yeterli uyarılmayan kadın, cinsel birleşme esnasında acı ya da ağrı duyabilir, ayrıca haz alamaz, orgazm olamaz. Bu durum bir defa tekrarladığı zaman sevişme kadın için haz verici olmaktan çıkıp, sıkıntılı bir eyleme dönüşür ve cinsel isteksizlik ortaya çıkar. Kaliteli bir cinsel yaşamda ön sevişmenin yeri nedir? İnsanda cinsel etkinlik, sevgi, bağlanma, aşk ve yaşamdan alınan doyumla da yakından ilgili. İnsanların sevildiklerini, beğenildiklerini, arzulandıklarını hissetmeye ihtiyaçları var. Yakınlık kurmak insanın kendisini, duygu, düşünce ve hatta bedenini, iç dünyasını bir başkasına açmasıdır. İlişkiler ve cinsellik insana sevilmeye değer olduğu duygusunu verir. Bir başka açıdan kadınlığın ve erkekliğin onaylanmasıdır. Aşk ve cinsel yakınlık, düşünsel, duygusal ve davranışsal boyutlarıyla iki insan arasındaki etkileşimdir. Düşünsel boyut, kendini bir başkasına açma kararı vermektir. Bunlar geçmiş, bugün ve gelecekle ilgili duyular, ümitler, değerler, korkular ve savunmalar olabilir. Duygusal boyutta, bir başkasına sevgi duyma, onu koruma, ona güvenme, onu merak etme, benzerlik ve farklılıklarını keşfetme arzusu vardır. Davranışsal boyutta da fiziksel yakınlaşma, dokunma, bakma, gülümseme gibi yüz iletişimi, öpme ve sevme isteği ön plana çıkar. Sevişme tüm bu temel duyguların paylaşımına en fazla olanak veren etkinliktir. Alelacele yapılan ve sadece boşalmayı hedefleyen sevişmeler, bütün bu fırsatlardan kendisini ve eşini mahrum bırakmak anlamına gelir. Kadınların ön sevişme konusuna yaklaşımları ülkemizde farklı mı? Yani tabular cinselliği ve ön sevişmeyi nasıl etkiliyor? Aslında sanıldığının aksine batılı ülkelerde de kadınlar cinsel etkinlik sırasında pasif ve edilgen kalırlar, fakat bizim ülkemizde bu durum çok daha vahimdir. Kişilerin cinsel istekleri, cinsel etkinlik sırasında bekledikleri çok fazla çeşitlilik gösterir. Üstelik her sevişmede bu istekler değişebilir. Kadınlar cinsel ilişkinin yönetimini, ritmini, süresini tamamen eşlerine bırakarak bahtlarına düşenle yetinmeyi tercih ettiklerinde genellikle de bahtlarına çok iyi şeyler düşmez. Kadınların büyük bir bölümü kendi istedikleri zaman değil, eşleri istediği zaman cinsel ilişki kurarlar, gene kendi istedikleri biçimlerde değil, eşlerinin istediği biçimde sevişirler, sevişmenin zamanlamasını da, ritmini de gene eşlerine bırakırlar. Ön sevişmesiz cinsel birleşme ile orgazm mümkün mü? Mümkündür, hatta sadece öpüşerek ya da sarılarak veya hayal kurarak da orgazm gerçekleşebilir. Ancak yeterli bir ön sevişme ve yeterli bir birleşme ile orgazm olmak çok daha olasıdır. Ön sevişme mutlu bir cinselliğin olmazsa olmaz koşulu mudur? Mutlu bir cinselliğin olmazsa olmaz koşulu, çiftlerin gerçekte arzuladıkları gibi sevişmeleridir. Ancak, çiftlerin çoğu kendi istedikleri gibi sevişmezler, çünkü ne istediklerini söylemezler ve bunları konuşmaktan kaçınırlar. Ayrıca birçok insan kendisi için neyin daha çok uyarıcı ve haz verici olduğunu da bilmez, çünkü denememiştir. Dolayısıyla ‘ön sevişme’ kişilerin gerçek arzularının ortaya çıkması, yeterince uyarılabilmeleri ve aynı zamanda cinsellikle sevginin, duygusal yakınlığın birlikte yaşanmasını sağlama potansiyeli taşıdığından, mutlu bir cinselliğin çok önemli bir aşamasını oluşturur. Sevişirken mitlerinizi yıkın Doğru bildiğimiz yanlışlar Ön sevişme ile ilgili sık rastladığımız belli başlı mitler, yanlış inanışlar şunlar: Cinsel ilişki isteğini erkek belirtmelidir Bu inanış hem cinsel olarak aktif olmak isteyebilecek kadını ketler hem de cinsel olarak aktif davranan eşini yadırgayan erkeği etkiler. Oysa bizim tedavi ettiğimiz birçok vakada verdiğimiz ödevlerle pasif olarak kendini kadının dokunuşlarına bırakan birçok erkek çok zevk aldığını belirtmiştir. Gene aktif davrandığı zaman daha çok zevk aldığını belirten birçok kadın hastamız da mevcut. Erkekler cinsel ilişkiye her zaman hazırdırlar Erkeklerin cinsel yaşamlarına yük getiren ve cinsel yaşamlarını çarpıtan bu yanlış inanış, erkeği cinsel ilişkiyi istemediği durumlarda zorlar, istese de istemese de cinsel ilişkiye girmeye çalışır. Belki bundan daha önemli olarak kadın erkek ilişkilerini ve arkadaşlıklarını bozar. Bu inanışla kadınlar kendilerine yakınlaşan her erkeğin her zaman cinsel ilişki talebiyle yakınlaştığını; erkek de yakınlaştığı veya kendisine yakınlık gösteren her kadına cinsel istek duyması gerektiğini zanneder. Tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişmeyle sonlanmalıdır Bu yanlış düşünce de erkeği cinsel ilişki istemediği durumlarda sıkıntıya sokar. Öte yandan eşlerin birbirlerine sevgi, sıcaklık ifadesi olarak temaslarını sınırlandırır. Eşinin sadece sevgi ifadesi ile sokulduğu durumda, erkek bazen ikisi de istemediği halde cinsel ilişkiye geçmek zorunda hisseder kendisini. Cinsel ilişki arzusunu belli eden kadın hafif biridir Erkek, kafasındaki doğru-temiz-saf kadın tasarımına uymayan arzulu kadınla karşılaştığında ya sadece sevişilecek kadın kategorisine sokar ve rahatlar ya da ne yapacağını bilemez duruma düşer. Bu nedenle birçok evli erkek eşinin cinsel arzusunu açıkça ifade etmesinden rahatsız olur. Erkekler her zaman cinsel istek duyarlar Eşleri veya sevgililerinden başka kadınları, hatta her kadını arzulamanın erkekliğin doğası gereği olduğu inancı, erkekleri doğal olarak istek duymadıkları durumlarda ya istek duyuyormuş gibi davranmaya ya da istek duymuyorlarsa kendilerinden kuşkulanmaya iter. Kadınların cinsel isteği azdır “Cinsellik kadın için zevk verici değildir, görev olarak yapılır” düşüncesi bizim kültürümüzde kız çocuklarının kafasına yerleştirilen yanlış inançlardan biridir. Böyle yetiştirilen bir kadın kendi cinselliğinden utanır ve cinsel ilişki sırasında kendisini kenetler. Sevişmek cinsel birleşme demektir Böyle inanan bir erkek sevişmenin birleşme dışındaki yönlerini ihmal ederek hem cinsel yaşamın zevklerini sınırlar hem de cinsel ilişkide yakınlık, sıcaklık gibi duygusal yönlere daha çok gereksinim duyan kadını hayal kırıklığına uğratarak cinsel ilişkiye katılımını ve zevk almasını kenetler. İyi bir sevişme, cinsel heyecanın sürekli tırmanması ve orgazmla sonlanması demektir Bu inanış etkisinde olan bir çift, sevişirken dikkat ve konsantrasyonunu yitirdiğinde, normalde sevişme sırasında doğal olan geçici konsantrasyon kayıplarına karşı kolaylıkla paniğe kapılıp cinsel ilişkiyi sürdürme isteğini yitirmektedir. Oysa cinsel ilişki sırasında bir çok insanda kısa ve geçici konsantrasyon azalmaları olabilir ve sevişmeye devam edince geçer. Keza her sevişmenin mutlaka orgazmla sonlanması da zaten neredeyse olanaksızdır. Sevişmek cinsel organda sertleşmeyi gerektirir Daha cinsel yaklaşım aşamasında dikkatini penisine ve ereksiyonuna çeviren erkek, böylelikle kendisini sıkıntıya sokar ve performans kaygısına bağlı olarak cinsel keyfini kenetler. Uyarılmış erkek boşalmazsa zararlı olur Bu, sevişmeyi zorunlu olarak cinsel birleşmeye yönleten ve kadını istemediği durumlarda da erkeği orgazma götürmekle görevlendiren yanlış bir inanıştır. Birçok kadın orgazm olamadığı halde sevişirken eşi orgazm olmazsa suçluluk ve yetersizlik hisseder. Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişmek hakkında konuşmak düşünmek veya hayal kurmak onu bozar Sevişme sırasında çiftlerin birbirlerine ne hissettikleri ile ilgili geri bildirimde bulunmaları konsantrasyonlarını ve cinsel hazzı arttırır hem de istemedikleri ve konsantrasyonlarını bozan temasları önlemelerini sağlar. Ayrıca cinsel zevki ve yakınlığı artırmak çiftlerin birbirlerinin fantezilerini gerçekleştirme olanağı da sağlar. Böylelikle çiftler, kendi içlerinde sakladıkları arzularının ifade edilmesini ve yaşanmasını sağlayarak cinsel yaşamlarının bir parçası haline getirme olanağına kavuşurlar. Eşler birbirlerini sevdikleri takdirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini de bilirler Oysa sevgi, cinsel ilişki için iyi bir zemin olmakla birlikte yeterli bir şey değildir. Keza birbirlerini çok da sevmeyen bir çift iyi bir cinsellik yaşayabilir. Cinsel ilişki içinde olan eşler içgüdüsel olarak diğer eşin ne düşündüğünü ve ne istediğini bilirler Cinsel yaşamın aktif çabalarla daha da güzelleşebileceğini ve bu konuda çiftlerin yapabileceği şeyler olduğunu inkâr eden bir varsayımdan kaynaklanan bu yanlış inanış, hem böyle katkılardan çiftlerin kendilerini mahrum bırakmasına hem de sorun yaşandığında kendilerinde eksiklik olduğu duygusuna yol açar. Cinsel ilişki sırasında mastürbasyon yanlıştır Cinsel ilişki sırasında her türlü katkıyı ortadan kaldırmaya yönelik yanlış inanışlar manzumesinin ürünlerinden biridir. Birçok kadın mastürbasyonla orgazm olabilirken, cinsel birleşme sırasında orgazm olamaz ve eğer bir kadın isterse cinsel ilişki sırasında kendisi ve ya eşinin mastürbasyonuyla çok daha kolay orgazm olabilir. Erkek cinsel organında sertleşmenin kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir Sevişme sırasında bir erkeğin dikkati azalabilir veya herhangi bir şekilde ereksiyonu geçici olarak ortadan kalkabilir. Eğer erkeğin cinsel arzusu varsa devam etmesiyle ereksiyon yeniden sağlanacaktır. Ancak ereksiyon kaybını bir felaket olarak yaşarsa ereksiyon güçleşir. Evli çiftler arasında sevişmeye ‘hayır’ denmemelidir “Sevişmeyi reddetmek eşi reddetmek anlamına gelir” ile “Cinsel sorunu olmayan bir kişi cinsel talebe hayır diyemez” varsayımlarının bileşeni olan bu yanlış inanış, birçok erkeğin ve kadının cinsel kimliklerine ve cinsel güçlerine halel gelmesin diye istemedikleri halde cinsel ilişkiye girmelerine neden olur. Eşlerinin cinsel ilişki taleplerini istemedikleri halde sürekli kabul etmek durumunda hisseden kimseler, sırf bu yüzden cinsel arzularını ve hazlarını kaybedebilirler. Cinsel ilişkiyi erkek başlatmalı ve sürdürmelidir Cinsel rollerin kadını pasifize etmesiyle ilgili bir yanlış inanıştır. Arzulu ve aktif kadından korkan ve tehlikeli bulan geleneksel toplum ve erkekler, kadınları cinsel arzularını denetlemeye zorlamak için sayılamayacak kadar çok yanlış inanış geliştirmiş ve bunları yerleştirmeyi başarmıştır. Sevişmede neyin normal olduğuna ilişkin kurallar vardır Cinsel yaşamın olağanüstü renkliliği ve farklılığını sınırlayan bu yanlış inanış, birçok kişinin cinsel arzularını ve fantezilerini bastırmalarına ve ifade edememelerine yol açar, engellenmiş cinsel arzular, cinselliği ketler ya da hazzın kalitesini düşürür. Oysa cinsel yaşamdaki rahatlık, hem kişisel olgunlaşmanın hem de cinsel hazzın önemli bir etmenidir.