Ankara’da bir plazanın 20. katından düşerek ölen Gazi Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Şule Çet'in otopsi raporu ortaya çıktı. Raporda, daha önce intihar ettiği ileri sürülen Çet’in ölümünden önce ilişkiye zorlandığına dair bulgulara rastlandığı belirtilirken, düştüğü iddia edilen pencerede ise kendisine ait parmak izine ulaşılamadı.
Şule Çet, yanında çalıştığı Çağatay Aksu ile 28 Mayıs tarihinde buluştuğu Çağatay Aksu’ya ait Çankaya ilçesindeki bir plazanın 20. katındaki ofisten gece saat 04.00’da düşerek ölmüştü.
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre, soruşturma dosyasına giren otopsi raporunda Çet’in ölümünden önce ters ilişkiye zorlandığına dair bulgular yer aldı. Ayrıca Çet’in 9 parmağının tırnak altında bir erkeğe ait dokular (deri kalıntısı) ve DNA bulguları tespit edildi. Çet’in kanında “Uyumayı tetikleyen uyarıcı madde” ile vücudunda boğuşma izlerine de rastlandı. Erkeğe ait doku örnekleri ve DNA bulgularının ise Çağatay Aksu’ya ait olduğu belirlendi. Çet’in düştüğü ofisteki 25 ayrı noktada da parmak izi çalışması yapıldı. Yapılan kriminal incelemenin ardından soruşturma dosyasına gönderilen Olay Yeri İnceleme Raporu’nda Çet’in 3 farklı yerde (bir gazoz kapağında, çalışma ofisi masasında ve sehpada) parmak izi belirlendi. Çet’in düştüğü 1.20 santimlik pencerenin camında, pervazında ve çerçevesinde ise genç kadına ait parmak izi tespit edilemedi. Tecavüz bulguları ile Çağatay Aksu’ya ait olduğu belirlenen DNA izlerinin bulunduğu rapor 4 Temmuz tarihini taşıyor.
Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, Çet’in öldürüldüğünü savunarak, “İlk günden intihar etmediğini söyledik. O geceki yazışmalar, attığı mesajlar da bunu gösteriyordu. Otopsi raporu her şeyi ortaya çıkardı. Ters ilişkiye zorlanmış, bu şekilde tecavüze uğramış. Düştüğü pencerede parmak izi tespit edilememiş. Atlayacak biri pencerenin kenarından tutmaz mı? Bu kız balıklama atlamadığına göre demek ki ya öldürülüp öyle atıldı ya da baygın haldeyken atıldı” iddialarında bulundu. Çet’in ölümünün ardından bir numaralı şüpheli olarak 2 kez gözaltına alınan ve her ikisinde de Adli Kontrol Şartı ile serbest kalan Çağatay Aksu, ifadesinde Çet’in camdan atlayarak intihar ettiğini belirterek, “Kendisine engel olmaya çalıştım, atlarken tutmaya çalıştım ama başaramadım. Atlamasın diye tutuğum sırada parmaklarımda sıyrıklar oluştu. Abi kardeş ilişkimiz vardı. ‘Yaşamak istemiyorum’ diyerek atladı” demişti. Çet’in ölüdüğü sırada plazadaki ofiste Çağatay Aksu’nun dışında B.A.’nın da bulunduğu ortaya çıkmıştı. B.A. ise ifadesinde başka odada olduğunu, neler yaşandığını bilmediğini söylemişti.
Çet’in gece 01.48 gibi ev arkadaşını aradığı, “Şimdi ben içeriye geçiyorum, beni ara ve acil gelmem gerektiğini söyle” dediği, ev arkadaşının kendisini aradığı öğrenildi. Bu görüşmeden 12 dakika sonra saat 02.00 sıralarında ise Çet’in ev arkadaşına “Buradan çıkamıyorum, adam bana takmış. Bırakmıyor, keşke gelmeseydim” diye mesaj attığı da ortaya çıkmıştı.