Dünyaca ünlü isimlerin de aralarında olduğu 200 kadın, sosyal medya platformlarında kadınları hedef alan taciz ve hakaretlere karşı somut adım atılması talebiyle bir açık mektup yayımladı.
Eski Avustralya Başbakanı Julia Gillard, ABD'li eski tenis oyuncusu Billie Jean King ve İngiliz aktrisler Thandiwe Newton ile Emma Watson'ın da imzaladığı mektup, Birleşmiş Milletler (BM) Nesiller Boyu Eşitlik Forumu'nda yayımlandı.
2010-2013 arasında Avustralya Başbakanı olarak görev yapan Gillard, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Başbakanlık dönemimde, toplum önündeki diğer kadınlar gibi, düzenli olarak cinsiyetçi ve çirkin sosyal medya gönderileri alıyordum. Bunlara pornografik karikatürler de dahil" dedi.
Gillard, kadınların bu tarz tacizlerle hala yüzleşiyor olmasının kendisini kızdırdığını ve bıktırdığını söyledi.
Kadınların imzaladığı açık mektup Facebook, Google, TikTok ve Twitter gibi çevrimiçi platformların yönetimlerine iletildi ve bu platformlarda kadınların güvenliğine acilen öncelik verilmesi talep edildi.
Mektuba yanıt veren sosyal medya platformlarının yöneticileri, tacizi bildirme sistemlerinin geliştirilmesi, kullanıcıların görebildikleri içeriklerin filtrelenmesi ve çevrimiçi etkileşime geçme kuralları gibi konularda geliştirmeler yapmayı taahhüt etti.
Ancak bazı imzacılar, bu vaatlerin yeterli olmadığına dönük kaygılarını paylaşıyor.
Kadınlara yönelik çevrimiçi saldırılarla mücadele eden #ShePersisted Global adlı oluşumun kurucusu Lucina Di Meco, "Bu soyut açıklamalar teknoloji firmalarına iyi bir reklam şansı verse de gerçek vaatler değiller" dedi ve ekledi:
"Firmalar, içeriklerin denetlenmesini ve kötü davranışları ödüllendiren algoritma tercihlerini değiştirmeyi düşünmüyor."
Kadınların imzaladığı mektupta şu ifadeler yer alıyor:
"İnternet 21. yüzyılın kent meydanı gibi. Tartışmalar orada yapılıyor, topluluklar orada inşa ediliyor, ürünler orada satılıyor, itibar orada elde ediliyor. Çevrimiçi tacizin geldiği nokta, birçok kadın için bu dijital kent meydanının güvenli olmaması demek. Bu durum cinsiyet eşitliğinde ilerlemeyi tehlikeye sokuyor."
Mektupta ayrıca, Economist dergisinin araştırma birimi Economist Intelligence Unit'in 2020 yılındaki bir araştırmasına da atıfta bulunuluyor. Bu araştırmaya katılan 4 bin kadından yüzde 38'i, internet ortamında doğrudan tehditle karşılaşmış.
İmzalanan metinde, çevrimiçi tacizin, marjinalleştirilen gruplara, siyahlara, Latin Amerikalılara ve melez kadınlara daha fazla zarar verebildiği de vurgulanıyor.
İnternet sunucuları ağı World Wide Web'i geliştiren Sir Tim Berners-Lee'nin kurduğu World Wide Web Vakfı yöneticisi Azmina Dhrodia, "Sosyal medya platformlarında kadına yönelik taciz ve saldırganlığın yaygın olduğunu ve cinsiyet eşitliğinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu kabul etmemiz büyük önem taşıyor" yorumunu yapıyor.
Azerbaycanlı gazeteci Arzu GeybullaMektupla ilgili tartışmalara katılan Azerbaycanlı gazeteci Arzu Geybulla, BBC'ye yaptığı açıklamada, süreklileşen çevrimiçi saldırıların kendisini kariyerine son vermeye yönelttiğini anlattı.
Arzu Geybulla, teknoloji firmalarının "trollüğü ve saldırganlığı ciddiye alıp almayacaklarını merak ettiğini" de söyledi.
Şimdiye kadar sosyal medya platformları sınırlı da olsa bu konuda bazı adımlar attılar. TikTok, kullanıcılarına "yorum yapmadan önce sözlerinin etkisini tekrar düşünmelerini" söyleyen uyarılar geliştirdi. Twitter ise gönderilerin kimler tarafından görülebileceğini sınırlayan özellikler ekledi.
Twitter'ın hukuk işlerinin başında bulunan Vijaya Gadde, "Güvenlik yönetiminde insanlara daha fazla kontrol alanı tanıyan düzenlemeler geliştirsek de hala yapılacak çok iş olduğunu biliyoruz. Daha güvenli bir internet ortamı için sektördeki ortaklarımızla ve sivil toplumla çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Çarşamba günü Facebook da kadınlara yönelik çevrimiçi taciz ve saldırılarla mücadele etmek amacıyla bir güvenlik merkezi oluşturdu.
World Wide Web Vakfı, teknoloji firmalarının taahhüt ettikleri adımları ve kaydedilen gelişmeyi yakından takip edeceklerini duyurdu.