2009 bütçe kanunu tasarısı onaylandı

2009 bütçe kanunu tasarısı onaylandı
TBMM Genel Kurulu'nda, 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı 117'ye karşı 324 oyla kabul edildi. Meclis'in bütçe maratonu, yaklaşık 2 ay süren görüşmelerle tamamlandı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 3 Kasım'da görüşmelerine başlanan 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı, 16 Aralık'ta TBMM Genel Kurulu'na indi. Genel Kurul'da, aralıksız 12 gün ve günde yaklaşık 12 saat süren mesainin ardından bütçe, yapılan açık oylamayla kabul edildi. Bütçe, 117 ret oyuna karşılık, 324 oyla Meclis'ten geçti. Son günde görüşmeleri baştan sona izleyen tek lider MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise AK Parti Grubu adına konuşmanın başlamasıyla Genel Kurul Salonu'na geldi. Bütçe üzerinde, Genel Kurul'daki görüşmelerde ilk gün konuşan liderler, bütçenin son gününde konuşmamayı tercih etti. Bütçe görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda gergin anlar yaşandı. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, CHP'li üyelerin, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın komisyonda bulunmasına tepki göstermesi üzerine, AK Parti'li Altan Karapaşaoğlu, CHP'li Gürol Ergin'in üzerine yürüdü. Milletvekillerinin araya girmesi üzerine Karapaşaoğlu, salondan çıkarıldı. Genel Kurul'da da bütçe görüşmelerinde sona yaklaşılırken sinirler gerildi. Tasarının maddelerinin ele alındığı dünkü birleşimde, DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın, CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu'na yumruk atması Genel Kurul'da tansiyonu yükseltti. Sakık, olaydan sonra CHP Grubu'nu ziyaret ederek Aslanoğlu'ndan özür diledi. Kürsüde deve maketi Milletvekilleri konuşmalarını, kürsüden gösterdikleri bazı materyallerlede destekledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, bütçenin tümü üzerinde, ekonomik verilere ilişkin grafiklerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da grafikle yanıt verdi. CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan da tarım ve hayvancılığın sorunlarını, kürsünün üzerine koyduğu, deve, koç, koyun, inek, keçi, horoz, manda maketleriyle dile getirdi. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da hükümetin sosyal yardım politikalarını, kömür ve makarna göstererek eleştirdi ve "Batsın bu dünya" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bütçenin kabul edilmesinin ardından, millete hayırlı olması dileğinde bulundu. KONUŞMALAR AKP: AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Türkiye'nin, krizden önce de krizden sonra da iyi yönetildiğini belirterek, "Önlemler alınmamış olsaydı Türkiye, bu krizi çok daha ağır yaşıyor olacaktı" dedi. TBMM Genel Kurulu'nda, 2009 Bütçesi üzerinde AK Parti Grubu adına konuşan Canikli, yaşanan finansal krizin dünyanın 1929 buhranınından beri gördüğü en büyük kriz olduğu konusunda en küçük bir tereddüt olmadığını ifade etti. Krizin merkez üssünün finans ve bankacılık sektörü olduğuna işaret eden Canikli, reel sektöre etkisinin ikincil olduğunu vurguladı. Krizin tam olarak kavrandığından endişesi olduğunu kaydeden Canikli, "Öyle olsaydı burada Hükümete yönelik haksızeleştirilerde bulunulmazdı" dedi. Canikli, krizde kapitalizmin parlak yıldızlarının birer birer söndüğünü, dünyanın en büyük beş yatırım bankasının tarihten silindiğini anlatan Canikli, ABD'de 14 bankanın battığını, mali yapısı bozulan 21 bankanın yardım kapsamına alındığını hatırlattı. Başta ABD olmak üzere, dünya ülkelerinin kriz için 3 trilyon dolar harcadığını belirten Canikli, çok sayıda insanın da işsiz kaldığını ifade etti. "Krize rağmen Türkiye'de batan banka var mı?" diye soran Canikli, Türkiye'de ödeme güçlüğü içine giren, yapısı bozulan ya da mudilerine karşı görevini yapmakta sıkıntıya düşen banka olmadığını kaydetti. "Türkiye'de batan banka var mı?" Geçmişte yaşanan krizlerde Türkiye'de bankaların battığını, bunun bedelini milletin ödediğini belirten Canikli, bu kez buna izin verilmediğini ve gerekli önlemlerin alındığını anlattı. Bankalara yönelik tedbirler hakkında bilgi veren Canikli, kamu bankalarının verdiği kredilerin geri dönüş oranının yüksek olduğunu kaydetti. Kamu bankalarının iyi yönetildiği için batmadığını ve buna da izin verilmediğini belirten Canikli, "Hangisi milliyetçilik diye sormak lazım. Kamu bankalarının kaynaklarını çarçur ederek, kredilerinin yüzde 93'ünü batık kredi yapmak mı milliyetçilik yoksa bunları korumak mı? Bu krizde, AK Parti Hükümeti yerine, 1994-2002 arasındaki hükümetler iktidar olmuş olsaydı, bankaların büyük çoğunluğu batardı. Biz bankalar için paket hazırlamadık. Bizde bankalar iflas etmedi, kamu bankalarının içi boşaltılmadı ki... Risk yok, sistem çalışıyor" dedi. Canikli sözlerine, "Sektörde en küçük bir sıkıntı yaşanmıyor. Bize inanmıyorsanız, dışarıdakilere sorun. Onlar da aynı şeyi söylüyor. Batmayan bir sistem için paket hazırlanır mı? Dünya kriz için 3 trilyon dolar para harcadı ama Türkiye tek kuruş harcamadı" diye devam etti. Merkezi Bankası'nın "tarihi bir karar alarak" TL'nin değer kaybetmesi nedeniyle piyasaya döviz vermediğini anlatan Canikli, geçmiş hükümetlerin ise bu hatayı yaptığını, 21 Şubat 2001 akşamı saat 17.00'den sonra hem yerli hem de yabancı bankaların eski kurdan döviz alıp bir saat içinde trilyonlarca lira kazandığını anlattı. "Bu kez Merkez Bankası bir kuruş bile satmadı" diyen Canikli, bunun da AK Parti ve ekonomi yönetiminin öncekilerden farkını ortaya koyduğunu söyledi. "IMF'e niye gidiyoruz?" Türkiye'nin bugüne kadar "ekonomideki kötü gidiş nedeniyle" 17 kez "tıpış tıpış IMF'nin kapısına gittiğini" anlatan Canikli, muhalefet sıralarından, "niye gidiyorsunuz?" lafı atılması üzerine, "2-3 aydan beri IMF ile müzakereler sürüyor. Bizim ödemeler dengemizde, döviz rezervimizde sıkıntı mı var? Bankalarımız battı mı, onun için mi gidiyoruz, gitmiyoruz. Acil paraya ihtiyacımız var, onun için mi gidiyoruz, gitmiyoruz. İthalatın finansmanında problem mi var, onun için mi gidiyoruz, gitmiyoruz. Niye gidiyoruz, biliyor musunuz? Başta ana muhalefet partisinin Sayın Genel Başkanı, 'Hükümet IMF ile anlaşmada geç kaldı, bundan dolayı ekonomide sıkıntı çıkarsa sorumluluk onların' diyor" dedi. Canikli sözlerine, "İçeride ve dışarıda herkes elbirliği içinde "IMF’ye gidin' diyor. Paraya ihtiyacımız yok, IMF'nin önerilerine de ihtiyacımız yok. Paramız da var. Dünyanın en büyük krizini IMF'siz geçirdik. Hiç bankamız battı mı? Dünyada bankalar batarken bizde battı mı, batmadı mı? IMF'nin parasına da önerilerine de ihtiyacımız yok. Ama sadece psikolojik olarak, IMF'nin kredibilitesi nedeniyle, sadece psikolojik... Onun için gidiliyor ve kendi şartlarımızla gidiyoruz. Böyle bir ekonomiye sahip olmayan ülke yönetimi, böyle gidebilir miydi? Can havliyle giderdi. Bizim acelemiz de yok. Şartlarımızı da kabul ettiriyoruz" diye devam etti. DTP: DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, hükümete, "Eğitimde, sağlıkta, adalette kısıntı yapıyorsunuz, peki askeri ve güvenlik harcamalarında neden kısıntı yapmıyorsunuz?" diye sordu. DTP'li Kaplan, TBMM Genel Kurulunda, 2009 bütçesinin tümü üzerindeki son görüşmelerde, grubu adına yaptığı konuşmada, Hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. Türkiye'nin 2001 krizinin travmasını atlatamadan, 2008 krizini yaşadığını ve büyüme oranının düştüğünü iddia eden Kaplan, "Vergilerdeki adaletsizlik sürüyor. 7 yıldır vergi reformu yapılamadı. Zenginler, vergi de zekat da vermiyor. Verse Türkiye böyle olmazdı" dedi. Hasip Kaplan, bütçe harcamalarında da adaletsizlik yaşandığını iddia ederek, "Bütçe rantiyeye gidiyor. IMF, 'eğitim, sağlık gibi sosyal harcamalarda kısıntıya gidin' dedi. Şimdi hükümet bu doğrultuda, sosyal harcamalarda kısıntıya gidecek. Bütçe, eğitime, sağlığa gitmiyor, silaha gidiyor" diye konuştu. "Başbakan muhalefeti bilgilendirmiyor" DTP'li Kaplan, Hükümetin krize karşı bir politikasının olmadığını da savunarak, "Başbakan, G-20 zirvesinden geliyor ama muhalefeti bilgilendirmiyor" dedi. Kendisi gibi bazı DTP'li milletvekilleri hakkındaki fezlekelerin düşünce suçuyla ilgiliyken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı AK Parti'li milletvekilleri hakkındaki fezlekelerin yolsuzluk ile ilgili olduğunu öne süren Kaplan, dokunulmazlıkların kürsüyle sınırlandırılmasını istedi. DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, "Krize çözüm üretme adına uygulamaya konulan her tedbir, bir sonraki krizin nedeni olarak ortaya çıkmıştır" Sivil toplum kuruluşlarının kamu kaynaklarının halka ayrılmasını istediklerini belirten Kışanak, "Hükümet, IMF'nin talimatıyla güvenlik harcamaları hariç tüm kamu harcamalarında kısıtlamaya gidiyor. 'Eğitime, sağlığa, adalete, ulaşıma, yerel yönetimlere yani insanı yaşatmaya para yok ama çatışmaya, savaşa, ölüm siyasetine para çok' diyor. AKP Hükümeti, krizin faturasını emekçilere, yoksullara, kadınlara, gençlere ödetmeye çalışıyor. Bu bütçede yoksullar yok, bu bütçede emekçiler, işsizler, emekliler yok. Bu bütçede kadınlar yok, bu bütçede Kürtler yok. Oysa bölgesel eşitsizlik, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri. Hem de sadece ekonomik değil, beraberinde sosyal ve siyasal sorunlar da üreten bir sorun" dedi. Vatandaşlara yapılan gıda ve kömür yardımlarını da gündeme getiren Kışanak, "Sizlere dağıtılan çeşitli yardımlar için hükümete minnet duymanız, karşılığında da AKP'ye oy vermeniz gerekmiyor. Dağıtılan bu yardımların parası da hiçbir politikacının cebinden ya da hiçbir partinin kasasından çıkmıyor. Bu para, zaten sizlerin parası. Devletin bütçesi, tüm yurttaşlardan, hepimizden alınan vergilerden oluşuyor. Kimsenin, sizin paranızla, size iyilik yapmasına izin vermeyin. Hakkınız olan bu yardımları alın ve oyunuzu da sizi bu yoksulluğa mahkum eden, sonra da bu yoksulluk üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışan AKP iktidarından hesap sormak için kullanın" diye konuştu. "TRT'nin Kürtçe yayını, bir haktır, bir lütuf değil" diyen Kışanak, "Şimdiye kadar bu hak gasp edilmiştir. Artık bu hakkın teslim edilme zamanı gelmiştir" dedi. CHP: CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, hükümetin, IMF'siz olarak yapmaya çalıştığı ilk bütçe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını öne sürerek, "Hükümet, bir bütçe yapamamış, bütçeyi yapmak için IMF'ye başvurmuştur. Ekonominin direksiyonu, yeniden IMF'ye verilmiştir" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, IMF ile ilişkilere ilişkin sözlerini anımsatan Hamzaçebi, "Kısa bir süre öncesine kadar IMF'ye karşı iddialı cümleler sarf eden Başbakan ve bakanlar, bugün bu sözlerinden U dönüşü yapmışlardır" dedi. Hükümetin, tarımsal desteklemeden 550 milyon YTL'lik kesinti yapmakta hiç tereddüt etmediğini ileri süren Hamzaçebi, "Hükümet bunu yaparken, kendine bir siyaset alanı bırakmayı da ihmal etmemiş. Yerel yönetimlere, merkezi bütçeden yapılan transferlerde çok ciddi artış var. Yüzde 22 oranında artıyor... Orada seçim hesabı var. 2009 yılı Mart ayında seçim var. Seçim, nasıl olsa köylerde değil, beldelerde. Onun için 'çiftçinin desteğini kesebiliriz' anlayışı var. Seçim harcamaları, 2009 yılında çiftçinin sırtından karşılanacaktır" diye konuştu. MHP: MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, AK Parti iktidarının milleti hayal kırıklığına uğrattığını, çok stratejik bir dönemde Türkiye'nin 10 yılını boşa harcadığını savunarak, "Direksiyona ters oturarak, bu aracı ileriye götüremezsiniz. Yine duvara toslamanın eşiğinde bulunuyorsunuz" dedi. AK Parti hükümetinin vizyonu ve öngörüsü olmadığını ileri süren Şandır, "Aslında AKP'nin genel politikasında da vizyonu bulunmamaktadır. Buradaki her konuşmacı, bugünü dünle mukayese ederek, ortaya koyuyor. Eğer sizin gelecekle ilgili bir vizyonunuz olsa, kendinizi düne göre endekslemez, geleceğe göre sorgularsınız" diye konuştu. Türk milletinin, yeni bir yüzyılın başında, Türkiye'de kronikleşen sorunlardan arındırmak için AK Parti'ye destek verdiğini ifade eden Şandır, "Siz hak etmediğiniz bir desteği hazmedemediniz. Netice bugün gelinen nokta, yine kriz konuşulmaktadır, gelinen nokta yine IMF'nin kapısıdır" dedi. AK Parti'li milletvekillerine, "Türkiye'nin hangi sorununu çözdünüz? Kıbrıs, Güneydoğu, Ege sorunu... 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları bitti mi?" diye soran Şandır, Anadolu'da tarlaların ekilmez duruma geldiğini söyledi. Şandır'ın bu sözlerine AK parti'li milletvekilleri tepki gösterirken, TBMM Başkanı Köksal Toptan da Şandır'ı, "Bunun bütçeyle ne alakası var" diye uyardı. "Kimliğimizle birlikte geçmişimizi de tartışmaya açtınız" AK Parti'nin Türkiye'de bir kimlik sorunu oluşturduğunu savunarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kürt kimliğini tanıyorum, bu kimliğin sorunlarını demokrasi içinde çözeceğim" sözlerini hatırlattı. Şandır, "Bu kürsüde Kürt coğrafyasından bahsediliyor. Ekonomide çok sorunumuz olabilir, ama bu millet birliğini kaybederse, komşusunda emin olamazsa, gecenin hangi saatinde camına taş atılacağı korkusuyla uyuyamaz. Ülkeyi bu noktaya doğru sürüklüyorsunuz. Kimliğimizle birlikte geçmişimizi de tartışmaya açtınız. Ermenilerden özür dileyenler, cesareti kimden aldı? TCK'nın 76 ve 77. maddesinde soykırım suçunu niye tanımladınız, niye cezasını zaman aşımının dışına taşıdınız?" diye sordu. Hükümet eleştirilere yanıt verecek Bütçenin TBMM Başkanlığı'na sunulmasıyla başlayan, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun ardından Genel Kurul'da devam eden görüşmelerle süren maraton, son konuşmalarla tamamlandı. Genel Kurul'da, ayrıca DTP grubu adına Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, CHP grubu adına Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, MHP grubu adına Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural, AK Parti grubu adına ise Grup Başkanvekili Nurettin Canikli konuştu. Getirilen eleştirilere daha sonra hükümet adına yanıt verildi. Görüşmelerde gruplar ve hükümete birer saat süre tanındı. Kişisel söz alan milletvekillerine ise 10'ar dakika süre verildi. 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2007 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın açık oya sunulmasıyla bütçe görüşmeleri tamamlandı.