Dr. Kıyamet olarak da tanınan yatırım gurusu Marc Faber, küresel ekonominin ve piyasaların 2009'da yatırımcıların hayatları boyunca yakalayamayacakları fırsatları sunacağını belirtti. Türkiye'de gayrimenkule yatırımı önerdi. Dünyanın en önemli yatırım gurularından, "The Gloom, Doom and Boom" raporları ile piyasalara yön veren, tüm dünyada yatırımcıların yakından izlediği Marc Faber, 2009'un yatırımcılara tüm zamanların en iyi fırsatlarını sunacağını, bir daha yatırımcıların hayatları boyunca bu fırsatı yakalayamayacaklarını belirtti. Para birimi değer kaybedecek gibi görünen Türkiye'de emlak sektörünün şu anda yatırıma uygun durumda olabileceğine vurgu yaptı. Referans gazetesine konuşan Faber, küresel krizin etkilerinin bir süre daha devam edeceğini belirtti ve yatırımcılara portföy oluştururken, "Ben böyle yapardım" diyerek şu ipuçlarını verdi: Yüzde 20 gayrimenkul, Yüzde 10 altın, Yüzde 20 tahvil Yüzde 50 nakit. Türkiye'de emlak sektörünün yatırım için uygun olduğuna dikkat çeken Faber, ülkenin tüm dünyanın etkilendiği bir krizden etkilenmemesinin olanaksız olduğuna dikkat çekti. '2009'u şu anda bulunduğumuz seviyenin altında kapatabiliriz'Özellikle ABD Merkez Bankası'nın (FED) krizde hatası olduğunu belirten Marc Faber, "Son 25 yıldır FED her resesyon işaretini para basarak ertelemeye çalıştı. 2001 yılından başlayarak bugüne kadar faiz oranlarını yapay olarak düşük tuttu ve bu da emlak balonunu yarattı" dedi. 1987'de Kara Pazartesi'yi bilerek "Dr. Kıyamet" unvanını alan Faber piyasaların 2009 performansını değerlendirirken, "Kurumsal kârlar çöküyor, özel sektör kredi verme koşullarını sıkılaştırıyor, kredilerdeki büyüme hızla yavaşlıyor. Hükümet, ekonomiyi ve finans piyasalarını desteklemek için deliler gibi para basıyor. İşe bir de hükümetin müdahaleleri girince piyasalarda öngörüde bulunmak çok daha zorlaşıyor. Bana göre ABD'de hisseler nisan ayına kadar bir ralli yaşayıp tekrar düşmeye başlayacak. Bu nedenle 2009'u şu anda bulunduğumuz seviyenin altında kapatmamız söz konusu olabilir" ifadelerini kullandı. Yaşanan küresel krizi hükümetlerin piyasaya müdahil olmalarının bir sonucu olarak değerlendiren Faber'e göre hükümetler teşvik paketleri ve benzeri araçlarla bu kadar müdahaleci olarak hata yapıyorlar. "Hükümetlerin yapması gereken ekonominin yolundan çekilmek" diyen Marc Faber, "Şu anda ABD'de hükümetin çalışan sayısı inşaat ve üretim sektörlerinde çalışanlardan daha fazla. Sorun bu, devlet çok fazla işin içinde" dedi. Alışılmadık bir kriz Bu krizde, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaratılan tüm refah çöktü; emtia, tahviller, hisse senetleri, emlak, kurumsal tahviller, işletmelerin değerleri, yani her şey. Bu, alışılmadık bir kriz. Daha önceki dönemlerde resesyondan önce hükümetler ve merkez bankaları para politikalarını sıkılaştırıyordu. Ama bu kez yapmadılar. Büyüme yavaşladı, varlık fiyatları gerilemeye başladı ve bu tüm dünyaya yayıldı. Bazı gelişmekte olan ülkeler finansal olarak iyi durumda. Çünkü büyük döviz rezervleri var. Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Çin gibi ülkeleri buna örnek verebilirim. Ama Doğu Avrupa ülkelerinin çok fazla dolar ya da Euro borcu olduğu için krizde zarar görmeye daha açıklar. Marc Faber’den kriz tesbitleri TÜRKİYE Türkiye üzerinde çok uzman değilim ama bu krizden kaçması çok olanaklı değil çünkü küresel ekonomide birbirimize yakından bağlıyız. Dolayısıyla Türkiye de krizden kötü etkilenecek. Bu hem doğrudan yabancı yatırım alanında olacak hem de gerileyen ihracatta. Para birimi de değer kaybedecek gibi görünüyor. Türkiye'de emlak sektörü bildiğim kadarıyla şu anda yatırıma uygun durumda. EMTİA Emtia fiyatları hızla geriledi çünkü bu ürünlere olan talep çöktü. Şu anda pek çok emtia oldukça ucuz. Ancak eğer bu alana yatırım yapılırsa 6 ay, 3 yıl ya da 10 yıl sonra, yani bir gün küresel ekonomi tamamen düzlüğe çıktığında emtia fiyatları iyi bir performans gösterecek, hatta tahvil ve hisse senetlerinin önüne geçebilecektir. PORTFÖY Aslında her yatırımcının yaşına, nakit akışına, nerede olduğuna, ne kadar parası olduğuna göre ayrı bir tavsiyede bulunmak gerekir. Ama böyle bir dönemde ben portföryümü şöyle oluştururdum; yüzde 20 gayrımenkul, yüzde 10 altın, yüzde 20 hisse senedi ve tahvil ve kalanı da nakit, ABD doları. Ama ABD devlet tahvillerinden kesinlikle uzak dururum. ABD ve ENFLASYON ABD'de şu anda deflasyonist bir ortam var ama bence hiperenflasyona doğru gidiyor. FED'in para basması ve bütçe açığının dikkate değer bir şekilde artması gelecekte ABD hükümetine daha fazla para basmak dışında bir seçenek bırakmayacaktır. Bu da çok yüksek enflasyon oranlarına yol açabilir.