2012 yılında 9 kişi gözaltında öldü

2012 yılında 9 kişi gözaltında öldü

 

Hülya Karabağlı / Ankara

 
Türkiye İnsan Hakları Vakfı ( TİHV)’na  göre, 2012 yılında da ‘işkenceye sıfır tolerans’ söylemi karşığını bulmadı.  2012 yılı süresince 9 kişi gözaltında öldü, 4 kişi ise polisin orantısız güç kullanımı nedeniyle hayatını kaybetti.
3 bin güvenlik gücüyle ODTÜ’ye girilmesi,  Ahmet Koca’nın görüntüleri polis şiddetini yeniden gündeme taşıdı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın son çalışmasına göre, şiddet yaygınlaşıyor.  TİHV 2012 yılını değerlendirdiği raporda "Resmi kayıtlı mekânlar dışındaki yerlerde (sokakta, araçlarda, toplantı ve gösterilere müdahale sırasında) işkence ve kötü muamele uygulamalarının sıklığı artmakta, cezasızlık işkenceyi teşvik etmektedir."  görüşüne yer veriyor
 
İşkencecilere re’sen dava açılmıyor 
 
Raporda, işkence yapanlara resen dava açılmaması, açılan davaların uzun sürmesi ve beraat ya da en asgari cezalar ile sonuçlanması eleştiriliyor
İşre rapordan çarpıcı başlıklar
 
- Rastgele ateş, dur ihtarına uymayan 35 kişi öldü 
- Güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu ölümler 2012’de de devam etmiştir. Yılın başından 30 Kasım 2011 tarihine kadar yargısız infaz, dur ihtarı ve rastgele ateş açma sonucu 35 kişi yaşamını yitirmiştir.
- Aynı dönemde 19 faili meçhul cinayet işlenmiş, cezaevlerinde 13 ü Şanlıurfa Cezaevinde yanarak olmak üzere 69 kişi, gözaltı merkezlerinde ise 9 kişi şüpheli bir biçimde yaşamını yitirmiştir.
-2012 yılında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü hakkına yönelik yine ciddi müdahaleler olmuştur. Müdahaleler sonucu 4 kişi yaşamını yitirmiş, 555 kişi yaralanmıştır. Güvenlik görevlilerinin aşırı ve orantısız güç kullanımında kimyasal aparatlar ( biber gazı ) önemli bir yer tutmaktadır. 
-Nitekim ölüm olaylarının tamamı gazın etkisi ya da gaz bombası kapsülünün isabet etmesi sonucu gerçekleşmiştir. Ayrıca bu tür müdahaleler sırasında 6 bin 529 kişi gözaltına alınmış, Bin 831 kişi tutuklanmıştır. Müdahalelerde işkence dâhil her türlü kötü muamele yaşanmıştır. 2012 yılında İHD verilerine göre sadece üç ayrı özel raporda ( nevroz, açlık grevleri, 14 Temmuz ) belirtilen gösteri hakkı ihlalleri durumun vahametini ortaya koymuştur.