CHP, cezaevlerinde genelde tüm mahkumlar özelde engelli, yabancı ve LGBTİ mahkumların yaşam koşullarının insan haklarına uygunluğunun tespit edilmesi için Meclis araştırması istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, TBMM Başkanlığına sunduğu araştırma önergesinde, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından son yayınlanan "Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar 2014-2015" Raporunu gündeme taşıdı. Raporda yer alan, “Türkiye hapishanelerinde, içme suyu, ped, tuvalet kağıdı, sabun, deterjan gibi, temel sağlık ve hijyen için elzem olanlar da dâhil tüm sarf malzemeleri parayla satılıyor” değerlendirmesine dikkat çekti.
Tanal’ın cezaevleri için verdiği araştırma önergesi şöyle:
Türkiye’deki cezaevlerinde bulunan son rakamlara göre 164 bin 461 mahkum bulunmaktadır. Bunun yanı sıra hali hazırda yapımı devam eden yeni cezaevleri ile kapasitenin 2017 senesinde 300 bin olması beklenmektedir.
Bu cezaevlerinin koşulları ile ilgili olarak yakın zamanda Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar 2014-2015 raporu hazırlanmıştır. Bu rapor doğrultusunda Cezaevlerindeki eksiklikler belirtilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Söz konusu raporda bu eksiklikler kısaca şu şekilde belirtilmektedir:
“Türkiye hapishanelerinde, içme suyu, ped, tuvalet kağıdı, sabun, deterjan gibi, temel sağlık ve hijyen için elzem olanlar da dâhil tüm sarf malzemeleri parayla satılıyor. Ailelerinden uzaktaki yabancılar ve yakınları tarafından dışlanma riski altında olan LGBTİ’ler gibi özel ihtiyaç sahipleri de dâhil olmak üzere, dışarıdan para gönderilemeyen pek çok mahpus için bu çok ciddi bir sorun.”
“2014 yılında yeni hapishanelerin inşasına 590 milyon 104 bin 673 TL harcayan Adalet Bakanlığı’nın hapishanelerde tuvalet kağıdı bulundurmaktan aciz olması akıl almaz bir durum.”
“Birçok ülkede insanlara hapishaneye girişlerinden itibaren düzenli olarak zarf ve posta pulu veriliyor / ücretsiz haberleşme imkanı sağlanıyorken, Türkiye’de hapis cezası alan pek çok insan yoksulluğa da mahkum ediliyor. Bu, mahpusların son derece ucuza çalıştırılmasını da kolaylaştırıyor.”
“Adalet Bakanlığı’nın engellilere ilişkin istatistik verileri, esas olarak ortopedik, görme, işitme, konuşma ve zihinsel engellileri kapsıyor. Oysa beden fonksiyonlarını etkileyen kalp damar hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, metabolik rahatsızlıklar, HIV gibi pek çok rahatsızlık, engellilik hâli oluşturuyor. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların ve Türkiye’deki engelli derneklerinin kullandığı ‘aklî engel’ kriterleri, sadece öğrenme bozuklukları gibi ‘zihinsel engelleri’ değil, şizofreni, bipolar bozukluk gibi ‘psikososyal engellilik’ hallerini de kapsıyor.”
“Adalet Bakanlığı ise hapishanelerin yaşam alanlarının engelliliğe uygun olup olmadığına dair sorumuza ‘Ülkemiz genelinde 360 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Bu kurumlar çok katlı olmadığından, engellilerin yaşam şartlarına mani bir durum bulunmamaktadır’ cevabını verdi. Bakanlığın, engelli mahpusların özel ihtiyaçlarını anlayabilmek, takip edebilmek ve karşılayabilmek için bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle sistemli çalışma yürütmesi gerekiyor.”
“Türkiye’deki yabancı mahpusların sorunları tutuklanma aşamasından başlıyor. Yabancı mahpuslar gözaltına alınırken ve haklarında tutuklama kararı verilirken yabancı dil bilen görevlilere çoğu zaman ulaşamıyorlar. Mahpuslardan kendileri için getirilen tercümanın da Türkçe bilmediği, baro tarafından atanan avukatla dil sorunu nedeniyle iletişim kuramadıkları şeklinde şikayetler alıyoruz.”
“Yabancı mahpuslarla hapishanede ilgilenen personelin büyük bölümü, onların dilini veya İngilizceyi bilmediği için anlaşmakta ciddi sıkıntı çekiliyor. En büyük sorun sağlık alanında yaşanıyor, çünkü revirlerde genellikle dil bilen personel yok.”
“Türkiye hapishanelerinde kişiler nüfus cüzdanlarındaki cinsiyete göre yerleştiriliyor, yani cinsiyet geçiş ameliyatı geçirmemiş olan trans kadınlar erkek hapishanesinde, trans erkekler kadın hapishanesinde tutuluyor.”
“Gey veya biseksüel olduğunu söyleyen veya cinsel yönelimi duyulan gey mahpusların erkek hapishanesinde trans kadınların koğuşuna yerleştirildiğini veya hücrede kaldığını, kadın hapishanesinde lezbiyen veya biseksüel olduğu ‘anlaşılan’ kadınlarınsa, koğuş arkadaşıyla ilişkisi olduğu düşünüldüğünde ayrı koğuşlara alınıyor. Özellikle erkek hapishanesinde tutulan trans kadınlar, erkeklerden zarar görebilecekleri gerekçesiyle ayrı oda veya koğuşlarda tutuluyorlar, atölye ve kurslara çıkartılmıyor, ortak alanları kullanamıyorlar.”
Söz konusu rapor ile yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde Türkiye’deki cezaevlerinin koşullarının iyileştirilmesi ve uluslararası standartları getirilmesi gereği aşikardır. Bununla birlikte özel durumları nedeniyle sorun yaşayan bireylerin koşullarının da iyileştirilmesi için bir yol haritasının çizilmesi elzemdir.
Türkiye’de yer alan ve her geçen gün kapasitesi arttırılan cezaevlerinin genelde tüm mahkumlar özelde ise engelli, yabancı ve LGBTİ mahkumların yaşam koşullarına, bu bireylerin insan haklarına uygunluğu yönünden gereken önlemlerin alınması için yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle Anayasa’nın 98. İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir