2015 Bütçe görüşmelerinde neler yaşandı?

2015 Bütçe görüşmelerinde neler yaşandı?

2015 yılı bütçe görüşmeleri Meclis Genel Kurulu'nda başladı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin, 2014 yılında bir miktar yavaşlayarak yüzde 3,3 büyüyeceğini tahmin ettiklerini belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yaptığı konuşmada, hükümetin ekonomi ve dış politikasını eleştirdi.

HDP Grubu adına konuşan Hakkâri Milletvekili Adil Zozani de "Sistem içinde kalarak sistem içinden bakışla yolsuzluk meselesine çözüm üretmek mümkün değildir, doğru bir pencereden meseleye bakmak mümkün değildir. Ancak bu sistemin dışına kendinizi çıkardığınız zaman, sistemin dışından meseleye baktığınız zaman söyleyeceğiniz sözün bir kıymeti harbiyesi olur. Çok açık ve nettir burası. Tersi bir durumda, sistem içinden sisteme yapılan taşlamalarda biz şu anlamı çıkarıyoruz: 'Efendiler, siz torbayı doldurdunuz, siz sıranızı savdınız, götüreceğiniz kadar götürdünüz, artık çekilmeniz gerekiyor, sıra bizdedir, artık biraz da biz götürelim" diye konuştu.

Söz alan MHP Lideri Devlet Bahçeli, 'Çözüm Süreci'ne yönelik eleştirileri sıraladı. Bahçeli'den sonra söz alan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun CHP'yi hedef alması üzerine TBMM Genel Kurulu'nda tansiyon yükseldi. Davutoğlu, CHP sıralarına dönerek "Bizim darbecilerle problemimiz var. Sizlerle problemimiz olduğu gibi. Siz de darbecisiniz" dedi. Bu sözler üzerine sert tartışmalar yaşandı. Bütçe görüşmeleri CHP'li Akif Hamzaçebi ve MHP'li Koray Aydın'ın Davutoğlu'nun eleştirilerine yanıt vermesiyle sürdü.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin, 2014 yılında bir miktar yavaşlayarak yüzde 3,3 büyüyeceğini tahmin ettiklerini belirterek, "Bugün 3. çeyrek rakamı çıktı; yüzde 1,7. Bu aslında öngördüğümüze yakın, biz yüzde 2,2 olarak görüyorduk. Buradaki temel sapma tarım sektöründen kaynaklanıyor" dedi.

 

Kılıçdaroğlu: Vatandaş borç batağı içinde

 

Mehmet Şimşek'ten sonra söz alan Kılıçdaroğlu, "Kayıt dışı bütçe var. 36 milyar bunlardan birisi. Döner sermayeler, vatandaş para veriyor. 35 milyar lira. Bu bütçede yok. Niye yok? Hangi gerekçe ile yok? Neden koymuyor? Siz yeri geldiğinde hesap vermeyecek misiniz? Siz bütçeyi, babanızın çiftliği gibi kullanamazsınız. Parlamento’nun düzenlemesi vardır. Yasası, kuralları vardır. İstediğim gibi kullanırım, istediğim hesabı verir istediğim hesabı veremem. Bu doğru değil. 35 milyar lira eski para ile 35 katrilyon lira yine bütçenin denetimi dışındadır. TOKİ’nin hesabını bilen var mı? Niye gelmiyor buraya neden çıkardılar bütçeden?" dedi.

Bankalara tüketici borcunun arttığını belirten Kılıçdaroğlu, "Vatandaş borç batağı içinde. Nefes alamıyor. Evde tencere kaynayacak mı? Vatandaşın derdi bu. Bu rakamlar yanlışsa çıkıp özür dileyeceğim. Doğruysa hükümet çıkıp bu milletten özür dilesin. Borçtaki artış yüzde 11 bin 954. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet bunu yaşatmadı" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan, Bonzai tüketimi niye bu kadar arttı? Siz mi teşvik ediyorsunuz? Boşanmalar niye arttı. Aile yapısı neden bu kadar derinden sarsılıyor. Uyuşturucu batağına, fuhuşa bu ülke neden sürükleniyor?" diye konuştu.

 

Zozani: Efendiler siz torbayı doldurdunuz

 

Kılıçdaroğlu'ndan sonra HDP Grubu adına Hakkari Milletvekili Adil Zozani söz aldı. Zozani, konuşmasında sistem içinden bakışla yolsuzluk meselesine çözüm üretmenin mümkün olmayacağını savunarak "Bu sistemin dışına kendinizi çıkardığınız zaman sistemin dışından meseleye baktığınız zaman söyleyeceğiniz sözün bir kıymeti olur. Sistem içinden sisteme yapılan taşlamalarda biz şu anlamı çıkarıyoruz. Efendiler siz torbayı doldurdunuz. Siz sıranızı savdınız, götüreceğiniz kadar götürdünüz. Artık çekilmeniz gerekiyor. Sıra bizdedir. Artık biraz da biz götürelim meselesi olur. Maalesef toplum da artık kim gelirse götürür algısıyla kaynaşmaya başladı. Kim gelirse nasılsa götürüyor demeye başladı toplum" diye konuştu.

 

Kaplan: Recep Başkan’ın bütçesi

 

HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise yaptığı konuşmada “Bu bütçeye damgasını vuran en önemli konu yolsuzluklardır” dedi. Kaplan’ın açıklamalarında öne çıkan satırbaşları şöyle:

“Resmi dairede sarı zarf (rüşvet) modası gelişti. 12 Eylül darbecilerini açıkladı. 12 Eylül'e yönelik açılan davalar birer birer zamanaşımına uğruyor. Kutsal savunma hakkı kaldırdınız. Avukatlar, dosya incelemesin dediniz. Polise 48 saat gözaltı hakkı getirdiniz. Türkiye'de olağanüstü hal ilan ettiniz.”

Eleştirilerine devam eden Kaplan, "Bu bütçe Ermenekli Recep Amcanın bütçesi değil. Bu bütçe Recep Başkan’ın. Saraylarınız bol olsun. Dolarlarınız da bol olsun. Fakat aht olsun din tüccarlarından, HDP hesap soracaktır. Siz baskı yasaları getireceksiniz peki bu muhalefet sussun mu? 6-7 Ekim olaylarında hükümetin çıkıp burada şunu açıklaması lazım. Öldürülen 36 kişi ile ilgili hangi işlemi yaptı?" dedi.

 

Bahçeli: Ur gibi sardı

 

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli Bütçe görüşmelerinde söz aldı. Ekonomideki kronik sorunların, bütçeyi öldürücü ur gibi sardığını anlatan Bahçeli, “Ve bu bütçe hükümetin öngörüden uzak ekonomi politikalarının sadece bir yönü, sadece bir bölümü olarak vasat bulmuştur. Bütçe, aynı zamanda TBMM’nin, Hükümet üzerindeki siyasal denetim araçlarından birisi olarak ekonomik, siyasi ve sosyal sorumluluğun aynı anda gerçekleştiği hukuki ve siyasi bir belgedir. Ancak bu belgenin çocuk oyuncağına çevrilmesi şöyle dursun, müsrifliğin finansmanı için planlandığı gün gibi meydandadır. Bütçe; havuzculara açık, vatandaşlarımıza kapalıdır. Bütçe; denizlere durmadan gemi indirenlere davetkâr, mağdur ve mazlumlara uzaktır. Bütçe; ranta, faize, sömürüye, çaresizliğe, soyguna ikram, geçim ve maişet teminine yabancıdır.” şeklinde konuştu.

Bahçeli, "Yüreklerinize sesleniyor ve soruyorum. Ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkum bir katilin benim o kadar ağırlığım yoktu İmralı’da daha güçlü oldum çözüm müdür? Kimlik kontrolleri çözüm müdür? Mehmetçiklerin enselerinden vurulmaları çözüm müdür? Asker selamı veren futbolcuya cevap vermek çözüm müdür? Sorarım hükümet sıralarına çözüm müdür?" dedi.

 

Davutoğlu: Darbecilerle problemimiz var

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 2015 yılı bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada CHP'yi hedef alması üzerine TBMM Genel Kurulu'nda tansiyon yükseldi. Davutoğlu konuşmasında, "Mısır halkı ile problemimiz yok. Mısır bizim azim ve kadim dostumuz. Bizim darbecilerle problemimiz var. Sizlerle problemimiz olduğu gibi. Siz de darbecisiniz" ifadelerini kullandı. Başbakan Davutoğlu'nun bu sözlerinin ardından muhalefet sıraları karıştı. CHP'li vekiller ayağa kalkarak Davutoğlu'nun sözlerini protesto etti. Meclis Başkanı Cemil Çiçek, araya girerek tansiyonu düşürmeye çalıştı.

Davutoğlu, daha sonra konuşmasına şöyle devam etti:

"Siz dönüp bana 'Mısır halkıyla kavgalısınız' dediniz, 'bizi Mısır halkıyla düşman yaptınız' dediniz. Ben de sizi darbe döneminde Mısır'a heyet göndermekle suçluyorum. Siz bu ülkenin cumhurbaşkanına hakaret edeceksiniz ama en ufak bir eleştiride tepki göstereceksiniz. Dinleyin bakalım."

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun KPSS’ye girmeden işe giren AKP’lilere yönelik eleştirilerini yanıtlarken de yumruğunu kürsüye vurarak, “Bak bana dönüp ailemle ilgili bir şey söylersen cevabını alırsın” diye sert tepki verdi. Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde çocuklarını geç emeklilikten kurtulmaları için küçük yaşta sigortalattığını da söyleyerek, işe giriş ve çıkış belgelerini de gösteren Davutoğlu, “Hepsinden özür diliyorum, çocuklarınızın kabahati yok, kabahat size ait” dedi. Davutoğlu, bu konuyu gündeme getirme gerekçesini de, “Siz bana ve bakanlarımıza dönüp anonim suçlamada bulundunuz, bizim çocuklarımız haksız yere bir yerlerde istihdam ediliyor öyle mi, benim ve bakan arkadaşlarımın çocukları ortada” diye açıkladı.

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kendisini “son derece kurnazca Cumhurbaşkanı ile karşı karşıya getirmeye çalıştığını” da savunarak, “Çünkü kendisi Sayın Baykal ile nasıl bir serüven yaşadığını bildiği için bizi de öyle zannediyor. Bizim Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz siyasetle başlamamıştır, siyasetle bitmez, ölümle de bitmez, dünya ahiret kardeşiz, bizim siyasi kültürümüzün ahlakımızın temeli vefadır, biz söz verdik mi mezara kadardır mezara” dedi.

 

Hamzaçebi: Aileleri bu işe katmayalım

 

Davutoğlu'nun, Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerine değinen Akif Hamza Hamzaçebi, şunları söyledi:

"Hem 'ailelerimizi bu işe katmayalım, ailemle ilgili laf ederseniz sizi perişan ederim' diyeceksiniz hem de Sayın Kılıçdaroğlu'nun çocukları ile ilgili değerlendirmede bulunacaksınız. Ne yapmış Sayın Kılıçdaroğlu'nun çocukları, öğrencilik zamanında bir özel şirkette iki ay sigortalı olmuş. Bunu neye karşılık söylüyorsunuz? Sizin bakanlarınızın, Cumhurbaşkanı'nın çocukları, yakınları, sınavsız olarak işe girmişlerdir. Bunu milletimiz takdir edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun çocukları sigortalı olmuş, sizlerin çocukları gibi 14 yaşında 14 tane şirketleri yok onların."

 

Aydın: Devlete hakimsiniz

 

MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın ise Davutoğlu'nun, konuşmasında, gruplarını işaret ederek, "Yüce Divan'da yargılanan arkadaşlarınız var" dediğini belirterek, şunları söyledi:

"2002 yılında partiniz iktidar oldu. Sayısal çoğunluğunuza dayanarak bir çok bakanı Yüce Divan'a sevk ettiniz. Onlardan biri de benim. Ben o zaman bu kürsüde, 'Elinizden geleni ardınıza koymayın beni Yüce Divan'a sevk edin, çünkü benim verilemeyecek hesabım yok' dedim. Meclis çoğunluğu sizde. Devlete hakimsiniz. Yalvar yakar olmadım. Gittik, yargılandık ve 11 hakimin ittifakı ile en ufak bir bir şüphe duyulmadan verilen bir kararla ben Anayasa Mahkemesi'nin tarihine geçtim. Şimdi parmağınızı buraya uzatarak yapmaya çalıştığınız suçlama, sizin üzerinizde asılı duruyor. Daha üç gün önce bakanınız, Soruşturma Komisyonu'nda 'Beni Yüce Divan'a göndermeyin' diye yalvarıyordu. Tapelerin doğru olduğunu adli yargı tespit etmiş. Ortaya saçılmış yolsuzluk iddiaları varken sizin dönüp bu tarafa bunları söyleminizi hayretle karşılıyorum."