Başbakan Binali Yıldırım'ın asgari ücret açıklamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Öngel, asgari ücretin1300 liraya artırılması ile başlayan süreçte sermaye kesimine çok ciddi transfer aktarımları gerçekleştirildiğini belirterek "2017’de asgari ücretlinin reel kaybı yaklaşık 500 lira" dedi.
Açıklamalarına Evrensel'de yer verilen Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Öngel, “Enflasyon karşısında ücretleri erimiştir. 2018’e dair ücret pazarlığı yürütülecekse bu gerçeği göz ardı ederek hareket etmek, asgari ücretlinin yoksullaşmasını kabul etmek demektir. Başbakanın kendi söyleminin aksine bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
2016 yılında yapılan yüzde 7.9’luk asgari ücret artışının enflasyonun altında kaldığını söyleyen Öngel, “Bu yıl için en azından bunun bir geçerliliği yok. Verilerle sabit olan bir durum” dedi. Mevcut fiili durumda eğer enflasyon kasım ayındaki biçimiyle gerçekleşse bile yüzde 4.5’luk bir reel kayıp olduğunu ifade eden Öngel, “Asgari ücretlinin enflasyondan kaynaklı ciddi bir kaybı var. Aylık ortalama yüzde 3’e doğru giden bir reel kayıptan bahsetmek mümkün. Bu kaybı göz ardı ederek pazarlığa girmek daha en başından itibaren alım gücünde bir reel kayba onay vermektir” dedi. Bu kayıp ise, asgari ücretle geçinen bir kişinin enflasyon sebebiyle cebinden bir yılda 500 TL’nin eksilmesi demek.
Buradan bakıldığında öncelikle bu kaybın giderilerek artış yapılması gerektiğini söyleyen Öngel şöyle konuştu: “Yoksa eksiden, asgari ücretin kaybı üzerinden yapılacak bir zam olacak. Gerçeği yansıtmayacak. O anlamda asgari ücretin en temelde bu meseleyi, gündeme gelmeyen, konu vergi diliminden kaynaklanan kayıplar, enflasyon kayıpları nedense tartışılmıyor. Bunun tartışılması gerekiyor. Asgari ücretli zaten açlık ve yoksullu sınırının altında bir ücretle yaşamaya mecbur bırakılmış durumda. Asgari ücretin geçim ücreti olarak düşünülmesi, ailesiyle birlikte yaşamını sürdürebilecek bir ücret olarak belirlenmesi gerekiyor. Mevcuttaki düzeyiyle insanları ek gelire muhtaç bırakan bir ücret. Ve bunun da toplumsal sonuçları var. Çok ciddi bir yoksullaştırmadan bahsetmek mümkün.”
2016 yılındaki asgari ücret görüşmelerinde de 2017 yılı enflasyon hedefinin temel alındığını hatırlatan Öngel, mevcutta enflasyonun hedeflerin çok üzerinde çıktığını belirterek, “Bu da bir kayba yol açtı. Bu yıl da aynı anlayışla, 2017 yılı kayıplarını görmeden, 2018 yılı enflasyon artışı hedeflerine dayalı bir artış yapılırsa hem 2018 yılındaki enflasyonda beklentinin üzerinde artış olursa -ki son dönemde hep beklentiyi aşan artışlar oldu- 2017 yılının kayıplarına yeni kayıplar da ilave edilecek. Dolayısıyla bu politikayla devam edilirse, asgari ücrete yüksek artış denilen, 1300 lira ile başlayan süreçte sermaye kesimine çok ciddi transfer aktarımları gerçekleştirildi. Bunun belli bir kısmını devlet üstlendi. Sermaye açısından bu maliyetlerin daha da geriye düşmesini hedeflediklerini düşündürüyor bu açıklama. 2017 yılındaki kayıp yokmuşçasına, 2018 yılında enflasyona ezdirmeyeceğiz deniyorsa bu zaten bir kaybı kabul etmek anlamına geliyor. Önce 2017 yılındaki kayıplar giderilmelidir” dedi.
Asgari ücretteki artışta ağırlıklı olarak sermaye kesimlerinin beklentilerinin dikkate alındığını ifade eden Serkan Öngel şöyle konuştu: “TÜİK’in belirlediği geçim rakamlarının bile altında rakamlar belirleniyor. Burada da enflasyon hedeflemesi ve Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum göz önüne alınıyor. Enflasyon hedeflemesi bir noktada asgari ücretlinin yoksulluğa, açlığa mahkum edilmesinin bir aracı haline geliyor. ‘Asgari ücretteki yüksek artış iç talebi canlandırır, iç talebin canlandıracağı için enflasyonu tetikleyici bir unsur haline gelebilir’ deniliyor. Bu nedenle, enflasyon hedeflemesi burada önemli bir kavram”
DİSK-AR’ın hazırladığı asgari ücret raporunda şu veriler yer alıyor:
*Asgari ücret 2017 yılında enflasyona göre yüzde 4.5 kayba uğradı. *Asgari ücret artışı milli gelir artışının yüzde 30 altında kaldı. *Asgari ücret 2004 yılından bu yana milli gelirden düzenli pay alsaydı 2017 itibariyle brüt 2 bin 500 - 2 bin 600 TL civarında olması gerekirdi. *Asgari ücret 2003 yılına göre 74 dolar geriledi.