Sözcü yazarı Soner Yalçın, 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için en güçlü adayın Ali Babacan olduğunu ileri sürdü. Yalçın Ali Babacan'ın arkasındaki ismin eski Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğu iddia ettti. Yalçın, "Arkasındaki isim Ahmet Davutoğlu. Babacan milletvekili olmak istemiyordu, Davutoğlu'nu kıramadı!" dedi.
Yalçın'ın "Dilin kemiği yok" başlığıyla (27 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Tarih: 22 Aralık 2013.
Kamu bankalarından sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan medyaya şu açıklamayı yaptı: “Son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düştü. Sadece Halk Bankası'nın değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankası'nın toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü.” Başbakan Yardımcısı Babacan'ın belirttiği son bir haftada ne olmuştu: 17 Aralık FETÖ operasyonu sonucu Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evindeki ayakkabı kutusundan dolarlar çıkmıştı! Bir ekleme yapmama izin veriniz. Çünkü… Şu soru üzerinde nedense pek durulmuyor: FETÖ, kamu bankaları arasında neden sadece Halk Bankası'nı hedef aldı? Ne tesadüf… FETÖ operasyonundan yedi ay önce ABD'nin en güçlü lobi örgütlerinden İsrail yanlısı AIPAC mektup kampanyası başlattı. Ve 47 ABD senatörü imzasıyla başkan ve dışişleri bakanına şu mektup gitti: “İran'a ambargoyu delen Halk Bankası'nın kara listeye alınmasını istiyoruz!” Keza… Kimi ABD raporlarında Halk Bankası hedef gösterildi. Sonra FETÖ operasyonu geldi. Ayrıntıya girmeyeyim. Sadece 17-25 Aralık sonucunda değil… – Reza Zarrab ABD'de tutuklandı. – Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı ABD'de tutuklandı. – Halk Bankası hisseleri tepe taklak oldu! Atatürk'ün kurdurduğu Halk Bankası sürekli değer kaybetti/kaybediyor. Diyeceksiniz ki: Biz bunları biliyoruz dilinin altında ne var? Benim değil başkalarının dilinin altında neler var neler….
Yıllarca siyaset muhabirliği yaptığım Ankara kulislerini bugünlerde hiç düşünmek istemiyorum; İstanbul kulislerinin bile sadece tek konusu var: 2019 başkanlık seçimi! Nereye gitsem “aday loto” oynanıyor. Ama bundan önce konuşulan “seçimin tarihi?” “2019 tarihi öne çekilebilir” deniyor. Herkes şifre çözücü olmuş: “Erdoğan dedi ki; ‘şu an gündemimizde erken seçim yok!' Bunun anlamı, ‘şimdilik yok' demektir! Erdoğan'ı tanıyorsanız bu cümlenin anlamı erken seçim olacağıdır!” Allah! Allah! Niye “erken seçim istesin ki” soruma şu yanıtı veriyorlar: “Ekonomik tablo daha da kötüleşecek. Bu tablo 2019'da Erdoğan'a seçim kazandırmaz! Öne almak zorunda.” Ardından ekliyorlar: “Hele Reza Zarrab davası bitsin siz görün tantanayı!” Neymiş o tantana? “Baksanıza… Halk Bankası ile çalışan bir tek işadamı ABD'ye gidemiyor tutuklanma korkusundan! Hele 17-25 Aralık operasyonunda adı geçenler ABD'ye Erdoğan'la bile uçamadı! Bu sürdürülebilir bir durum değil!” Çarşı karışıktı: “Sadece Halk Bankası değil ki, bazı özel bankaların da adı var iddianamede. Hele gizlilik kararı olan üç dosyada acaba kimlerin adı var? Herkes korku içinde!” Sormadan edemedim: Bu isimlerden biri, o dönem Halk Bankası'ndan sorumlu Bakan Ali Babacan mı? Sahi. ABD'deki dosyada sorumlu Bakan Ali Babacan'dan neden hiç bahsedilmiyor? Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı'nın sorumluluğu var da Babacan'ın yok mu? Neler oluyor arkadaş?
Ankara'yı bilmem ama İstanbul kulislerinin “yıldızı” Ali Babacan! – “Ev toplantıları yapıyor. Eleştirilerini açıkça söylüyor. En kızdığı Berat Albayrak!” – “2019 Başkanlık seçiminin en güçlü adayı Ali Babacan'dır. Arkasındaki isim Ahmet Davutoğlu. Babacan milletvekili olmak istemiyordu, Davutoğlu'nu kıramadı!” Kışkırtıcı sorular yöneltiyorum: “Yasa gereği başkan adaylığı için Babacan'ın en az 20 milletvekilinin desteğini alması gerekiyor; AKP'den bulamaz!” Gülüyorlar: “Tek bir milletvekilinden imza almayacak! ‘Halkın adayı' imajı için 1 milyon imzayla aday olacak!” Güya… Benzerini Meral Akşener de yapacaktı! “Şunu unutmayın; milletvekillerinin değil, halkın desteğiyle aday olanlar seçmen nezdinde daha saygındır. Zaten Erdoğan da bu algıyı fark edip halkın desteğiyle aday olacak.” Bu sohbetlerde konu sonunda bana geliyor; “siz ne düşünüyorsunuz” diye soruyorlar. Yanıtımı beklemeden şunu diyorlar: “CHP, ‘Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin' diye -tıpkı Ekmel Bey gibi- Ali Babacan'ı destekler mi?” Daha neler! CHP'nin benzer hatayı yapacağını hiç sanmıyorum. Bunlar kafa karıştıran senaryolar! Bunun söyleyince, “eee siz ne düşünüyorsunuz” diyorlar? Ben mi ne düşünüyorum? – Erken seçim olur mu olmaz mı? – Şu mu, bu mu aday olur? – Şu yolla mı, bu yolla mı aday olur? Ben bunlar üzerinde pek durmuyorum. Ben hep OHAL'i düşünüyorum. Sahi…Niye uzatılıp duruyor? Yoksa… OHAL sebep gösterilip seçimler ertelenecek mi? İşte… Ben hep bunu düşünüyorum! Bu seçim Cumhuriyet tarihinin en zor seçimi olacak.