Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, "Aşıyla ilgili olacak deneyimlerin hepsini yaşayarak öğreneceğiz. 2021'in ilk yarısında bu aşılar kullanılmaya başlanacak; ancak üretim yeterli olmayacak. 2021'in sonu 2022 yılının başında daha rahat ve güzel günler göreceğiz" dedi.
Prof. Dr. Murat Akova, Türk profesörler Uğur Şahin ve Özlem Türeci çiftinin kurucusu olduğu Alman BioNTech firması ile ABD'li Pfizer firmasının geliştirdiği Koronavirüs aşısının transferi ve saklanma koşulları ile ilgili üretici firmanın hazırlığı olduğunu bildiklerini söyledi. Eksi 70 derece özel taşıma kaplarının bu aşıları muhafaza edebileceğini kaydeden Prof. Dr. Akova, "10 gün süreyle aşının dayanmasını sağlayacak taşıma kapları oluşturmuşlar. Bu kapları günde 2 sefer açabiliyorsunuz. Çok kısa süre içerisinde içerisinden aşıyı alabiliyorsunuz. Aldıktan sonra içine yeniden kuru buz koyup, daha uzun süreli bir saklama sağlayabiliyorsunuz. Ayrıca aşıyı dolaptan çıkarıp erittikten sonra bu aşı 5 gün süreyle etkisini gösterebiliyor. Bunlar önemli avantajlar. Eğer bu aşı gelirse özel hazırlıklar gerekecek. Aşılanacak olan kişileri saptayıp, kısa süre içerisinde onların hepsinin birden aşılanması gerekecek. Bu sadece Türkiye için bir sorun değil, tüm dünya ülkeleri için bir sorun" diye konuştu.
Prof. Dr. Akova, şu anda dünyada insanlar üzerinde denemeleri yapılan 10 tane Koronavirüs aşısının mevcut olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Bu aşıların 4 tanesi virüsün öldürülmesiyle hazırlanan aşıdır. Türkiye'de de şu anda bunlardan 1 tanesini Hacettepe Üniversitesi ve bizim dışımızdaki 24 merkezde klinik çalışmada kullanıyoruz. Bu aşı, normal artı 4 derecede buzdolabında saklanıyor. Bu aşıyı kullanacak olursanız, bunun stoklanmasında ya da transporturunda bir sorun yok. Artı 4 derecede sakladığınız müddetçe ki pek çok aşı bu derecede muhafaza ediliyor. Eksi 80 derece her aşı için söz konusu değil. Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen bir aşı var.
Eksi 80 derecede saklanması gereken Pfizer aşısına benzer şekilde bir aşı. Mesela onu eksi 4 derecede saklamanız gerekiyor. Onu daha erişebilir koşullarda saklıyorsunuz. Bu 10 aşının 5 tanesi kısa süre içerisinde onaylanmış, ruhsatlanmış olsa sadece 1 tanesinin eksi 80 dereceye ihtiyacı olacak, diğer aşıların böyle bir duruma ihtiyacı olmayabilecek. Dolayısıyla aşı çeşitliliği açısından bu olanağın olduğu yerlerde o aşıyı, diğer koşullarda da diğer aşıları kullanmak mümkün olabilir."
Koronavirüs aşısının tüm dünya için yeni bir deneyim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akova, şöyle konuştu:
"Biliyorsunuz bunlara 'mRNA' aşıları deniliyor. 'mRNA' aşıları virüsün küçük bir genetik kodunu taşıyan aşılardır. Bunu insana veriyorsunuz, insana verdiğiniz zaman 'mRNA' bir protein üretiyor. Bu protein sayesinde vücut da antikor üretiyor. Daha önce dünyada hiç bu şekilde üretilmiş, kullanılan bir aşı yok.
Bu aşı ilk olacak. Dolayısıyla ilgili aşıyla ilgili olacak deneyimlerin hepsini yaşayarak öğreneceğiz. 2021'in ilk yarısında bu aşılar kullanılmaya başlanacak; ancak üretim yeterli olmayacak. 2021'in sonu 2022 yılının başında daha rahat ve güzel günler göreceğiz. Şu anda maske en etkili koruyucu. Dolaysıyla etkili bir aşı çıkıp da yaygın olarak kullanılmaya başlanılmadan maskeden kurtulmamız söz konusu değildir.
Şimdiye kadar dünyada bir enfeksiyon hastalığına karşı aşı geliştirmenin süresi ortalama 7 yıldı. Bu aşı hastalık başlangıcından bu yana yaklaşık 10 ay içerisinde insanlarda kullanılabilir bir aşının geliştirilmiş olması çok büyük bir heyecan, bilimsel açıdan da çok önemli bir özellik. Umuyorum ki, bu aşılar herkese yetecek kadar kısa sürede üretilir ve bu hastalıktan da kurtuluruz."