İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Türkiye’nin iklim değişikliğini görmezden geldiğini bildirerek, ‘’Kuraklığın etkileri gelecekte daha fazla hissedilecek, suyun önemi artacak’’ uyarısında bulundu.
kuzeyormanlari.org'da yayınlanan habere göre, küresel iklim değişikliğinin sera gazlarından dolayı yaşanan ısınma sonucu gerçekleştiğini belirten Prof. Kadıoğlu, sera gazlarının aslında iyi bir şey olduğunu fakat dengede kalması gerektiğini söyledi.
Kadıoğlu, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de kış yağışlarındaki küçük artışa rağmen yazın büyük bir azalma olacağını, daha da önemlisi buharlaşmanın artacağını söylüyor. Kadıoğlu, ‘’Yarı kurak olan ülkemizde kuraklığın etkilerinin gelecekte daha fazla hissedilebileceği, suyun öneminin daha da artacağı beklenmektedir. Yağışlar kışın az bir artış gösterirken yazın yüzde 5-15 azalacaktır.’’ dedi.
Küresel iklim değişimi sonucu daha kurak bir iklimin hakim olacağı göz önüne alındığında kişi başına düşen su miktarında azalma yaşanacak. Kadıoğlu, ‘’2050 yılında Türkiye’de bir yılda kişi başına düşen su miktarı 700-1,910 metreküp arasında, yani su fakiri bir ülke olabiliriz ‘’ diye konuştu.
İklim değişikliğinin Türkiye’de halen dikkate alınmadığını belirten Kadıoğlu, “Türkiye iklim değişikliğini hâlâ görmezden geliyor. Geçmişte gözlenen meteorolojik verileri, sanki gelecekte de aynı şekilde gerçekleşecek gibi kullanmaya devam ediyor. Örneğin, yağmur suyu tahliyesi için yapılan mazgal boyutlarını geçmişteki yağış şiddetine göre inşa ediyoruz. Küresel iklim değişikliği nedeniyle şiddetlenen yağışları taşıyamayan eski ve yeni alt yapı, yağmur suyunu tahliye edemediği için şehirlerimizdeki seller artıyor.”
İklim değişikliğinin etkileri göz önünde bulundurulduğunda Kadıoğlu, kuraklık planları, suyun yönetimi ve suyun yeniden kullanımıyla ilgili sistemlerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca Kadıoğlu,‘’ Su kaynaklarımız meteorolojik şartlar göz önüne alarak yönetilmeli, şehirler planlanırken su kaynakları dikkate alınmalı, azalan su varlığımız havzalar arasında projelerle taşınmamalı, doğal bütünlük bozulmamalı, su yerinde değerlendirilmeli. Sanayinin suya olan gereksinimini en aza indirecek teknolojiler desteklenmeli’’ dedi.