Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün Diyanet işleri Başkanlığı ile imzaladığı proje kapsamında geçtiğimiz Mart ayında 43 ildeki 83 yurtta pilot uygulama olarak başlatılan “KYK Yurtlarında Manevi Rehberlik” ülke geneline yayılıyor. Pilot projeden olumlu sonuç alındığını ileri süren KYK, projeyi yaygınlaştırma kararı aldı. Uygulama bu yıl 81 ilde 209 yurtta hayata geçirilecek.
Projenin amacının “KYK yurtlarında barınan öğrencilerin beden ve ruh sağlıklarına, manevi gelişmelerine katkıda bulunmak” olduğu ileri sürülürken “Ülkemizin içinde bulunduğu süreç de dikkate alınarak gençlerin sahih dini bilgiye doğru kaynaklardan ulaşmasını sağlamak, sakıncalı ve zararlı akımlardan uzak kalmasını temin etmek hedefleniyor” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlendirdiği 209 din görevlisi, ‘manevi rehber’ adıyla haftanın dört günü beş saat KYK yurtlarındaki öğrencilerin dini konulardaki sorularına cevap verecek.
Evrensel'den Eylem Nazlıer'in haberi şöyle:
Manevi rehberlik görevi yapacak 206 personel de uygulamaya dahil olmadan önce 3 günlük eğitime tabi tutulacak. Başbakanlık Müşaviri Dr. Necdet Subaşı “Manevi Rehberlik ve Gençlik”, Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Selim Cerrah “Eğitim Hayatı ve Gençlik”, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak “15 Temmuz ve Geleceğimiz”, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Yaman “Gençlik Psikolojisi”, Psikolojik Danışman Mehtap Kayaoğlu “İnanç Psikolojisi”, TRT Spikeri Göktuğ Kırca “Etkili ve Güzel Konuşma”, USMED Başkanı Said Ercan “Sosyal Medya ve Gençlik” konularında eğitim verecek.
Eğitim Sen Yükseköğrenim Sekreteri İsmail Sağdıç: AKP iktidarı, cemaatlerle içli dışlı olma politikasının gerek eğitime gerek Türkiye’ye yaşattıklarından hiç ders almamış. Bir cemaatin boşattığı yere başka cemaatleri doldurarak cemaatlerle ittifak yaparak kadroları dolduruyor. Laiklik ve bilim ilkeleri çerçevesinde eğitim, dinsel dogmalardan arındırılmalıdır. Öğrencilerin barındığı, eğitim gördüğü yerlerde din görevlisi değil, bilimsel ölçütlere göre yetişmiş öğretmenler görevlendirilmelidir. Cemaat örgütlenmelerinin başka bir şeklini yaratmaya çalışıyorlar. Gülen Cemaati’nin boşalttığı yerlere kamuoyunda farklı tartışmalarla anılan Ensar Vakfı gibi, İlim Yayma Cemiyeti gibi örgütlenmelerin doldurulması, öğrencilerin barınma, beslenmesine, eğitim öğretim ortamının hazırlanmasına yönelik sorunları çözmek yerine erteleyen kendi iç dünyasında fırtınalar kopan ve bunu yansıtmayan öğrenciler yaratmayı sağlayacak. Laiklik anlayışımız çerçevesinde din görevlerinin, okullarda ve okullarla bağlantılı olan KYK’da görevlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Buradaki öğrencilere rehberlik yapılacaksa rehber öğretmenler var. Psikolojik danışmanlık alanında okumuş, bu işin uzmanı olan insanlar görevlendirilmeli. Ayrıca Türkiye farklı inançlardan, mezheplerden insanların yaşadığı bir ülke. Buralara tek din, tek mezhep anlayışıyla yetiştirilmiş ve öğrencilerle çelişki yaşayacak, öğrencileri zorlayacak din görevlilerin görevlendirilmesi kabul edilemez.
Üniversite öğrencisi Elif Ergin: AKP hükümeti toplumsal yaşamı dini referanslarla örgütlenmeye çalışıyor. Kendine biat eden, araştırmayan, sorgulamayan bir gençlik kuşağı yetiştirmek istiyor. Liselerde müfredatın gerici hurafelerle dolu bir hale getirilmesi önemli bir göstergedir. Gençliğin talepleri etrafında mücadelesini, geleceğine sahip çıkmak için verdiği mücadeleyi engellemenin, bastırmanın bir yolu da ideolojik hegemonya kurmaktan ve kendi politikaları etrafında gençlik kesimlerini yedeklemekten geçiyor.
AKP hükümeti de bunu bilerek hareket ediyor. Yurtlar gibi öğrencilerin yaşam alanı olan yerlerde bu tip uygulamalar gençliğin sosyal, kültürel yaşamlarını baskı altına almak isteğinin göstergesidir. Metroda şort giydiği için kadını tekmeleyen saldırgan için “mırıldan” diyen, katıldığı nikah töreninde “kocana peki demesini bileceksin” diyen başbakanın bu ifadeleri şimdi yurtlarda fikir bulmaya başlayacak. Gençliğin dini telkinlere “Şort giyme” diyenlere ihtiyacı yok. Biz yurtlarda imam istemiyoruz, ücretsiz barınma hakkı istiyoruz, demokratik, laik eğitim istiyoruz.
Öğrenci Kolektifleri Sözcüsü Gönenç Hacaloğlu: Üniversitelilerin barınma sorunu yıllardır çözülemeyen, yakıcı bir sorun. KYK yurtları oldukça yetersiz. 2011-2015 yılları arasında üniversite öğrencilerinin sayısındaki artış 2 milyonu bulurken yurt kapasitesindeki artış 150 bin sayısında kaldı. Yani çok sayıda üniversiteliye yurt çıkmıyor. Halihazırdaki yurtlar hem niteliksiz hem de iktidarın gerici politikalarının uygulandığı yerler. Daha önce ücretsiz olan internet gibi temel gereksinimler de ücretli olmaya başladı. KYK ise bu eksiklikleri gidermek ve nitelikli barınma koşulları sağlamak yerine Diyanet ile protokol yapıyor. İmamlar yurtlara geliyor, yurtlarda din eğitimi verileceği söyleniyor, Kut-ül Amare Zaferi’nin kutlanacağı belirtiyor. Şüphesiz bunlar iktidarın dindar ve kindar nesiller yetiştirme projesinin önemli parçaları. Zaten mevcut durumda da giriş çıkış saati uygulamalarıyla, özellikle yurtlarda kalan kadın öğrencilere yapılan baskılarla, erkek-kadın yurtlarının ayrılmasıyla AKP’nin üniversitelerde gerçekleştirmek istediği gerici dönüşümü uygulamaya çalışan bir kurum KYK. İktidar geçmişte kendisinin teşvik ettiği cemaat yurtlarını şimdi kapatıyor. Biz o zaman da cemaat yurtlarına karşı çıkıyorduk. Ancak sadece Gülen cemaatinin yurtlarının kapatılması yetmez. Tüm cemaat ve tarikat yurtları kapatılmalı, üniversitelilere parasız, kamusal, nitelikli yurtlar sağlanmalı. Devletin bunu yapabilecek bütçesi var.Bu taleplerle Öğrenci Kolektifleri olarak “yurt istiyoruz” diye bir kampanyamız var. Okullar açılmadan önce pek çok ilde KYK önünlerinde yaptığımız eylemlerle bu taleplerimizi dillendirdik. Dillendirmeye de devam edeceğiz.
Gençlik Muhalefeti Üyesi Can Güneş: Memlekette öğrencilerin en önemli sorunlarından biri barınma. Yurtların yetersiz olması ve var olan yurtların da cemaatlere, tarikatlara peşkeş çekilmesiyle öğrencilerin sorunu daha da büyüyor. Din görevlilerin KYK yurtlarına atanması dinci, gerici dönüşümün göstergesi. Referansı din olan, islamcılık olan herkes devletin tüm kademelerine, özellikle gençliğin bulunduğu alanlara yerleştirilerek daha anaokulundan başlayarak bir dönüşüm sağlanıyor. Yurtlar aynı zamanda öğrencilerin barındığı ve sosyalleştiği yerler. Barındığı ve sosyalleştiği yerlere dinci karakter işleyerek orada yaşama müdahale edilecek. Devlet yurtlarında öğrencilere yönelik baskılar zaten söz konusuydu, şimdi bu daha da artacak. Fişlenmelerin yolu açılacak. Otobüste şortlu kadına saldıran zihniyet yaşadığımız her yere sokulmaya çalışılıyor. KYK da bu çabanın ürünü. Yurtlara din görevlilerin atanması özgürlükleri kısıtlamaya sebep olacak. Yurda giriş çıkışlar gibi pek çok şey kısıtlanacak.
Üniversite öğrencilerinin en önemli sorunlarının başında işsizlik ve gelecek kaygısı geliyor. Gençlerde ve özellikle üniversite mezunları arasında işsizlik her geçen gün yükseliyor. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan haziran ayı ilişkin işgücü istatistiklerine göre; genç (15-24 yaş arası) işsizliği 1.7 puan artarak yüzde 19.4’e yükseldi. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı ise yüzde 11.5’e ulaştı. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde bu oran yüzde 10.5’ti. Üniversite mezunu işsiz kadınların oranı 15.6’ya yükselirken erkekler arasındaki işsizlik ise 7.4’ten 8.8’e yükseldi. TÜİK verilerine göre toplam işsiz sayısı 3 milyon 58 bine yükseldi. Her 4 işsizden biri de üniversite mezunu.
Eğitim konusunda otorite kabul edilen derecelendirme kuruluşlarından Times Higher Education (THE) tarafından eğitim, araştırma, alıntılanma sayısı, endüstri geliri ve okulların uluslararası görünümlerinin temel alınarak hazırlanan 79 ülkeden toplam 980 üniversitenin yer aldığı Dünyanın En iyi Üniversiteleri sıralamasına Türkiye’den sadece 18 üniversite girebildi. Türkiye’de ilk 500’de 5 üniversite (Koç, Sabancı Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Atılım Üniversitesi) ile yer alırken ilk 100’e ise Türkiye’den hiçbir üniversite giremedi.