21 Mart 1995'te Gazi Mahallesi Olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve 15 Mayıs'ta 1995’te işkence edilmiş cesedi Beykoz’da kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın annesi, Cumartesi Anneleri eyleminin sembol ismi Emine Ocak, eylemin 700. haftasında tıpkı 15 Ağustos 1998’de Cumartesi Anneleri’nin 170. Haftasında başlayan ve 30 hafta boyunca devam eden müdahale silsilesinde olduğu gibi bir kez daha gözaltına alındı. Emine Ocak’ın iki gözaltı fotoğrafı arasındaki benzerlik ise dikkat çekti.
Gözaltının ardından polis aracına götürülen Emine Ocak, eyleme destek veren milletvekillerinin müdahalesi ile serbest bırakıldı.
6 Şubat 2011’de eylemin 306. Haftasında dönemin Başbakanı olarak Cumartesi Anneleri ile bir araya gelen Erdoğan, 12 Eylül ihtilalinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Cemil Kırbayır'ın 103 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır’a “8 yıldır faali meçhullerin önlendiğini, bu konuyla mücadelede hükümetin kararlı olduğunu, kayıp yakınlarının acılarını dindirmek için de hükümet olarak her türlü çabayı göstereceklerini söyledi. 30 yıl geçmiş vakalarda sonuç almanın kolay olmadığını ifade eden Erdoğan, yine de bunun bir mazeret olamayacağını, gerekli her türlü çabanın gösterileceğini” belirtti.
Bu görüşmenin ardından iki MİT’çi hakkında soruşturma izni verilse de Cemil Kırbayır’ın kemikleri bulunamadı. Berfo Ana 21 Şubat 2013 günü hayatını kaybetti.
Erdoğan, 1999 yılında Siirt’te okuduğu şiir nedeniyle 4 ay 10 gün hapis yattığı Pınarhisar’a 2013 yılında yaptığı ziyarette de faili meçhuller konusuna değinerek şöyle konuşmuştu:
"Ben 'şiir okudum' diye Pınarhisar Cezaevinde kaldım. Bu ülkede binlerce insan, 'şiir okudu' diye, 'şarkı türkü söyledi' diye, 'yazı yazdı' diye, 'görüşlerini beyan etti' diye benim maruz kaldığım eziyete, hatta çok daha fazlasına onlar maruz kaldılar. Alllah'a hamd olsun, ben kendi ülkemdeydim, İstanbul'umuzun hemen yanında, Kırklareli'nin hemen yanında, bu güzel Pınarhisar'daydım. Ama kimileri vatanlarını terk etmek zorunda kaldı, kimileri gurbette hayata veda etmek zorunda kaldı. Kimileri yıllarını hapiste geçirmek zorunda kaldı. Kimileri sokak ortasında vurulup, faili meçhul cinayetlerde hayatlarından kopmak zorunda kaldı. İşte bu ayıbı, bu gayri insani süreci, bu anti demokratik atmosferi, değiştirmek için de büyük mücadele verdik.”
Emine Erdoğan da, eşi Başbakanlık görevini yürütürken, 18 Şubat 2011’de, Cumartesi Anneleri ile ilgili şunları söylemişti:
“Tüm Cumartesi Anneleri’nin acısını ben de paylaştım, paylaşıyorum. Hiçbir insanın akıbeti bu olmamalıdır. Devletimizin en üst kademesi, Sayın Başbakan, bu konudaki duyarlılığını ortaya koymuş ve ilgili bakanlara talimat vermiştir. Cumartesi annelerimizin bu acılarını paylaştığımız için milli birlik ve kardeşlik projesi diyoruz. Bundan sonra başka Berfu anneler olmasın. Tüm kayıp yakınlarına Allah’tan sabır diliyorum.”