23.03.2015 - Alman basınından özetler

23.03.2015 - Alman basınından özetler

Hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürtlere yaptığı silahlı mücadeleyi bırakıp barış sürecini görüşmek üzere kongre toplanması şeklindeki çağrısını yorumlayan Neue Osnabrücker Zeitung Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu fırsatı heba etmemesi gerektiğini vurguluyor:

“Abdullah Öcalan Kürtlerin en gür sesi olma özelliğini kaybetmedi. Hükümlü lider otoritesini bir kez daha PKK ile Türkiye hükümeti arasında barış sağlanabilmesi için kullandı. Barış arayışının püf noktasını karşı tarafta aramak daha doğru olacaktır. 2005 yılında ‘Kürt meselesi' olduğunu kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi tam tersini söylüyor. Şayet zaten sarsılan inandırıcılığını tamamen kaybetmek istemiyorsa Öcalan'ın uzattığı eli tutmalıdır.”

Regensburg'da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın Berlin'e yapacağı resmi ziyareti konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Maliye Bakanı Varufakis'in hafif likidite problemlerinden söz etmesine rağmen Yunanistan'ın nisan başında kamu hizmetlerine ayıracak parasının kalmayacağı anlaşılıyor. Yunanistan'ın tamamen iflas girdabına kapılmaması için acilen önlem alınması gerekiyor. Ancak Başbakan Tsipras'ın bunu ortaklarının köklü reform taleplerinden vazgeçirmek için baskı aracı olarak kullanmaması gerekir. Merkel ve Tsipras Berlin ile Atina arasında yeniden güven ortamı oluşturmak için ellerinden geleni yapmalılar. Zaten bu bile yeterince zor olacak.”

Thüringische Zeitung Yunanistan ile AB'deki ortakları arasındaki ilişkileri şöyle yorumluyor:

“Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden ayrılması ne kadar Almanya'nın işine gelmezse de Berlin yönetimi Atina'nın geç de olsa reform arzusunu göstermesinde ısrar etmekte haklıdır. Yunanistan vergi kaçırmayı önlemeli, yolsuzlukla mücadeleyi başarmalı ve kamu idaresini çağın gereklerine uydurmalıdır.”

Bu yıl yarım milyondan fazla yabancının Almanya'ya gelerek iltica hakkı için başvuruda bulunması bekleniyor. Lausitzer Rundschau gazetesinin yorumunda Almanya'nın mülteci akınına hazırlıklı olmadığı belirtiliyor:

“İnanmak istemeyen olsa bile Alman Anayasası ‘siyasi takibata uğrayanlara iltica hakkı tanınır', der. Problem iltica başvurularının karara bağlanmasının uzun sürmesinden kaynaklanıyor. Alman makamlarının mülteci akınıyla başa çıkamaması ve başvuruların hukuka uygunluğunu hızla karara bağlayamaması ne devlete, ne de mültecilere yarar sağlar. Siyasi sorumlular yıllardır konuyu tartışıyor ve işlemleri hızlandırmayı vaat ediyorlar. Ancak yetkili dairelerin parası, personeli ve donanımı yetersiz kalıyor. Belediyelerin sorunu ise, gerçekten korunmaya muhtaç olanların insan onuruna yakışır şekilde nasıl barındırılacağıdır. Savaştan kaçanları haftalarca spor salonlarında bekletmek Almanya gibi zengin bir ülkeye yakışmaz.”