Frankfurter Allgemeine Zeitung, Avusturya Parlamentosu’nun 1915 olaylarını soykırım olarak niteleme kararından sonra Türkiye’nin Avusturya’daki büyükelçisini geri çağırdığını haber veriyor. Ankara’nın, 'Türkiye ile Avusturya arasındaki dostluk kalıcı olarak yara aldı' şeklindeki ifadesi de aynı haberde yer alıyor. Süddeutsche Zeitung’da da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Almanya Başbakanı Merkel’ı telefonla arayarak, Almanya’nın da soykırım ifadesini kullanacak olmasının, hukukî gerekçelerle mümkün olmadığını söylediğini bildiriyor. Bu arada Almanya’daki Türk sivil toplum kuruluşlarının da soykırım tanımlamasını eleştirdikleri, Cumhurbaşkanı Gauck yarınki federal meclis oturumunda soykırım sözcüğünü kullanacak olursa yetkilerini aşmış olacağını belirttikleri de Süddeutsche Zeitung’un haberinde okuyucuya aktarılıyor. Aynı konuda Badische Neueste Nachrichten gazetesinden seçtiğimiz yorumu aktarıyoruz:
“Resmi Türk tarihi ve siyaseti, 1915’te Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni halkla ilişkilerde ağır bir suç işlenilmiş olduğu gerçeğini hâlâ kabule yanaşmıyor. Bu olaylar soykırım olarak nitelenlense de nitelenmese de, modern Türkiye’nin bu tarihi suç ile hesaplaşması gerekmektedir. Söz konusu olan budur!”
Fränkischer Tag gazetesinin yorumunda ise şu satırlar dikkat çekiyor.
“Türk hükümetinin Ermeni meselesinde tarihe bakarken ‘yegâne gerçeği’ söylüyormuş gibi tavır alması tipik otoriter rejimleri anımsatıyor. Bu tür rejimlerde söz konusu olan hep ulusal hassasiyetlerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer bundan 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilere karşı düzenlenen kıyımı soykırım olarak niteleyen herkese, ‘bunun sonucuna katlanırsınız’ şeklinde tehditte bulunuyorsa, bu durum, milliyetçilik ve militarizm ilkeleri üzerinde duran devletin ideolojik temellerine yöneltilen eleştirilere tahammülü olmadığını gösteriyor. Hükümet, kapatılması mümkün olmayan geçmişin bu karanlık sayfası ile yüzleşme cesaretini gösteremiyor.”
Sächsische Zeitung ise Afganistan'da Taliban’ın yeniden taarruza geçme sinyallerini yorum sütunlarına taşımış:
“Afganistan, -barış bir yana- iç istikrardan bile epeyce uzak görünüyor. Bu yetmiyormuş gibi şimdilerde Taliban’ın yeniden güçlenmeye başladığı dikkat çekiyor. Afganistan’da büyük tehlikeler oluşturabilecek yeni bir cephenin açılma sinyalleri var. Eğer IŞİD, Hindukuş’a da ayak basacak olursa, orada da vahşi mantığı ile hareket edecektir. İşte Suriye, Irak ve Libya… Fanatikler, iç savaşların devletleri istikrarsızlıştırdığı, zayıf hükümetlerin pes ettiği, güvensizliğin günlük yaşamı belirlediği her yerde fırsat kolluyor."