23.05.2014 - Alman basınından özetler

23.05.2014 - Alman basınından özetler

Gauck'un Almanya'nın bir göç ülkesi olarak dış göçün yaratacağı avantajlardan yararlanılması gerektiği, 'eski ve yeni Almanların' birbirlerine karşı hoşgörülü olma çağrısı yaptığı konuşmaya dair Frankfurter Allgemeine gazetesinin yorumu şöyle:

"Cumhurbaşkanı Gauck'un vatandaşlığa kabul konuşmasında tanımladığı yeni Alman 'biz' duygusunun eski adı ulus duygusuydu. Bu tanımda aslında yeni olan tek şey artık buna ulus denmemesi. İster 'biz' ister 'ulus' isterse de 'anayasa' olarak tanımlansın, göçe tabi olan bir toplumda ortak paydada asgarî bir uzlaşı sağlanması gerektiği ise çok eski bir bilgidir. Almanya'da ve hatta Gauck'un kayda değer konuşmasında konu sanki sadece Almanya'nın bir göç ülkesi olduğunu kabul etmek istemeyenlerin bir sorunuymuş gibi davranılıyor. 'Biz' tanımının bekçileri, bu tanıma 'diğerlerinin' de dahil olduğuna alışsalar iyi olur.“

Aynı konuya dair Neue Rhein Zeitung da bir yoruma yer veriyor. Gazete, Gauck'un konuşmasına atıfta bulunarak, geçmişi hatırlatıyor ve birçok Almanın dış göçle ilgili görüşlerini değerlendiriyor. Yorum şöyle:

"Ne yazık ki dış göç birçok Alman tarafından bir şans olarak değil tehdit olarak görülüyor. Dış göçle ilgili tartışmalar çoğu zaman sosyal yardımların istismar edilmesi ve daha birçok kötü duruma sıkıştırılıyor. Öyle ki Almanya Başbakanı Merkel dahi meclis gündeminde taleplerini dile getirirken, buna katkı sağlıyor: Örneğin sadece iş bulmak için Almanya'ya gelen AB ülkesi vatandaşlarına sosyal yardım parası ödenmeyeceğini söylediği zaman. Bu, bayağı şekilde yürütülen bir seçim mücadelesi. Joachim Gauck da önceleri farklıydı, dış göçe yönelik sert eleştiriler yazan Thilo Sarrazin'i 2012 yılında, 'cesur' olarak tanımlamıştı. Şimdi ise yeni bir 'biz'den bahsediyor ve göçmenlerin göz hizasında karşılanmasını talep ediyor. Bunlar, göçmenler ile Almanlar arasında çok uzun süredir kazılmış çukurların kapanması için ihtiyaç duyulan sözler."

Die Welt gazetesi de Gauck'un konuşmasına yer veriyor ve konuşmanın Almanya'da günlük hayattaki iki yalanı bitirdiğine dikkat çekiyor:

"Bu yalanlardan ilki: Biz bir göç ülkesi değiliz. İkincisi de göçmenleri aslında sadece sosyal refah önlemleri kapsamındaki nesneler olarak algılayan ve paternalizme dayanan, gerçeklere uzak çok kültürlülük konsepti. Cumhurbaşkanı, selefinin İslam'ın Almanya'nın bir parçası olduğunu söylediği konuşmasına referansla, çok kültürlülük sözcüğünü kullanmaktan kaçındı. Ancak konuşmasının özünde çok kültürlülüğü, bir yandan 'yeni Almanların' farklılıklarını bir zenginlik olarak duyumsayarak, diğer yandan da hak, yasa ve sivil normların geçerliliğine vurgu yaparak tanımlamış oldu. Thilo Sarrazin, Almanya'nın kendini yok ettiğine inanıyor olabilir. Ancak Cumhurbaşkanı şunu açıkça ortaya koydu: Almanya yeniden yaratılıyor."

Augsburger Allgemeine aynı konuya dair yorumunda, 'biz' duygusunun yaratılmasının mevcut durumda zor olduğuna dikkat çekerek, sebebini şu sözlerle açıklıyor:

"Biz duygusunun, dış göç sosyal yardım parası almak için yapılan dolandırıcılıkla bağdaştırıldığı sürece oluşması mümkün değil. Bize gelen insanlar, bizim gibi olmak zorunda değil. Ama sadece kurallarımızı benimsedikleri zaman bir zenginlik ve 'biz' duygusunun bir parçası olarak kabul edilecekler. Ve ancak o zaman kendilerini memleketlerinde gibi hissedeceklerdir."