İlk seçtiğimiz yorum Der Tagesspiegel adlı gazeteden. Yorumda Ukrayna’daki son durum değerlendiriliyor:
“AB dışişleri bakanları bugün tekrar Ukrayna krizini ele alıyor. Moskova yönetiminin ise endişelenmesine hiç gerek yok. Zira AB’nin bu sefer de Rusya’ya yaptırım kararı almayacağı kesin. Fakat dışişleri bakanlarının, Ukrayna’nın yakın bir gelecekte tekrar şiddete boğulmasına seyirci kalmamaları gerek. Örneğin AB ve diğer organizasyonların, sınırın denetlenmesi konusunda destek vermesi düşünülebilir. Böylelikle tarafsız gözlemciler, Rusya’dan Ukrayna’ya militanların ve silahların sızıp sızmadığını, ya da tankların sınırı geçip geçmediğini tespit edebilir. AB’nin bu adıma paralel olarak Moskova yönetimine baskıyı artırması gerek, bu yönetici kademelerine yönelik yaptırımlar ile de olabilir. Aksi takdirde Kırım’ın yavaş yavaş ilhakından sonra Batı tekrar gülünç duruma düşebilir.”
İsrail, kaybolan üç genci bulmak adına, Batı Şeria topraklarında 2002 yılından bu yana en büyük askerî operasyonlarını yapıyor. Binlerce askerin katıldığı operasyonlarda bugüne kadar 5 Filistinli öldürüldü, 300’den fazla kişi gözaltına alındı. Weimar kentinde çıkan Thüringische Landeszeitung adlı gazete, konuyla ilgili şu yorumu sunuyor okuyucularına:
"Başbakan Benyamin Netanyahu attığı adımlarla, İsrail’e yönelik nefretin büyümesi ve Hamas’ın güç kazanması riskini göze alıyor. Öte yandan bu Filistin lideri Mahmud Abbas’ın ılımlı El Fetih hareketinin zayıflaması anlamına geliyor. Bu, özellikle altı ay sonra Filistin topraklarında seçimlerin olduğu göz önünde bulundurulursa ilginç bir nokta."
Papa Francisco'nun mafyaya yönelik çıkışının yankıları sürüyor. İtalya’nın güneyindeki Calabria Bölgesi'nde halka hitap eden Papa, “Mafya gibi kötülüğün yolunu tutanlar, Tanrı’nın yolundan uzaklaşmışlardır. Bunlar aforoz edilmişlerdir” diyerek, mafyayı sert bir dille eleştirmişti. Frankfurter Allgemeine Zeitung Papa’nın bu sözleri ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmış:
"Papa 2. Jean Paul ve 16. Benedikt de mafyaya yüklenmişti. Ancak Papa Francisco, mafya üyelerini aforoz eden ilk Papa oldu. Tanrıya hayranlığın yerini paraya hayranlığın almasının, günahın, kişisel çıkarların ve baskının yolunu açacağını söyleyen Papa, kötüye tapanın yerinin Kilise olmadığını vurguladı. Umarız Papa, aforoz açıklamasının arkasından, mafya cehennemindeki cemaatlere ve papazlarına da destek olacak, somut adımlar atılmasını sağlar.”
Son aktaracağımız yorum ise Brezilya’daki FIFA Dünya Kupası ile ilgili. Turnuva son hızıyla sürerken, Berlin’de çıkan Die Welt gazetesi şu yorumu yapıyor:
“Futbol, beş kez kupaya uzanmış olan ev sahibinin topraklarında orijinal haline geri dönmüş gibi. Son yıllarda Avrupa'nın liderliğinde teknik ağırlıklı futbol ağır basarken, şimdi Brezilya’daki stadyumlarda biraz olsun mahalle aralarında oynanan ateşli futbolun keyfi sürülüyor. Kosta Rika ve Kolombiya gibi beklenmedik takımlar, beyinlerinin değil yüreklerinin sesini dinleyerek seyircileri mest ediyor. Sıcak havalarda oynanan maçlarda yine tutku ve kayıtsız şartsız mücadele isteği moda. Bugüne kadar taktik açıdan mükemmeliyetleriyle göz dolduran, İspanya, İtalya veya İngiltere gibi Avrupa takımları zorlanıyor ya da çoktan kupaya veda etti bile. Bu sefer Şilililer, Uruguaylılar, Kolombiyalılar ve tabii ki Brezilyalılar ve Arjantinliler, kendi kıtalarında şenlik yapıyor ve hayat sevincinin ağır bastığı bir atmosfer yaratıyor.”