AGİT heyetiyle birlikte 24 Haziran seçimlerini gözlemleyen Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) raporunda, seçim kanununun adil ve eşit bir kampanya öngördüğü belirtilerek, “Ancak bu katı kanun görevdeki cumhurbaşkanına uygulanmıyor ve bu da ona kampanyasında büyük avantaj verdi” denildi. Emeklilere verilen ikramiyenin de adil olmadığına vurgu yapılan raporda, adayların “eşit kampanya şansı olmadığı” ifade edilirken, AKP’nin devlet olanaklarını seçimler sırasında kötüye kullandığına işaret edildi.
Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında 5 büyük projeyi başlattığı ve kanuna rağmen çok sayıda devlet görevlisinin de kampanyalar sırasında hükümeti övdüğüne dikkat çekilen raporda, asker ve hakimlerin de seçim kampanyasına katıldığı anımsatıldı.
Seçim sandık kurullarının dörtte birinde tutanağın hazırlanmasında sorun yaşandığı belirtilen raporda, sayımların beşte birinde ise ya tutanakların önceden imzaladığı ya da kasıtlı olarak hatalı giriş yapıldığı kaydedildi.
Ukraynalı parlamenter Olena Sotnyk imzalı raporda; seçimlerin OHAL koşulları altında, ifade özgürlüğü olmadan, yargıya kapalı YSK kararları ile yapılması ile seçimkampanyalarına ve siyasi partilerin finansmanına yönelik şeffaflığın bulunmaması eleştirildi. Raporda 24 Haziran seçimlerinde, oy sayımındaki sorunlara da dikkat çekildi.
Raporda, seçim kampanyalarının seçim gününden önce başladığına işaret edilirken, adayların “eşit kampanya şansı olmadığı”, AKP’nin devlet olanaklarını seçimler sırasında kötüye kullandığı ifade edildi. Seçim yasasında yapılan değişikliklerin “şeffaflık ve seçim güvenliğini” zayıflattığı vurgulandı.
Uluslararası gözlemcilerin yüzde 94 oranında olumlu oy kullandığı, yüzde 6 oranında ise sorun tespit ettiği belirtildi. Rapordan dikkat çeken saptamalar şöyle:
-Bu seçimler öncesi, “1 yıl öncesinde değiştirilemez” kuralına karşın, seçim kanununun değiştirilmesi Venedik Komisyonu’nun seçimle ilgili uygulama kodlarına uygun değildi.
-Oy pusulasındaki mühür şartının kaldırılmasını öngören düzenleme karşısında, kişi elbette bu mührün kanunda neden tanımlandığını merak ediyor.
-Sandık kurulları, kanunda belirtildiği gibi kurayla belirlenmedi.
- Seçim idaresinin şeffaf olmaması endişe yarattı. Toplantılar kapalı kapılar ardındaydı ve kararlar YSK web sayfasında düzenli ve zamanında yayınlanmadı ya da yasal sebebi açıklamadan yayınlandı. 627 karardan sadece 74’ü gecikmeyle yayınlandı. YSK, yeri değiştirilen sandıklarla ilgili sayı ve yerleri açıklamadı. Tüm itirazlar reddedildi.
-YSK Başkanı’nın gözlemci heyetle görüşmesine diğer üyeler alınmadı.
-RTÜK’ün seçim yayınları ile ilgili YSK’ye ilettiği raporları kamuya açık değildi. 687 nolu KHK ile taraflı yayınlar karşısındaki yaptırım gücü elinden alındı.
-YSK 679 bin 182 seçim listesinde adres değişikliği yaptı.
AGİT ODIHR ekibinin medya takibine geniş yer ayrılan raporda, medyanın seçimdeki tavrı da not edildi. Tv kanalları olarak TRT 1, Show TV, Fox TV, CNN Türk ve A Haber takip edilirken, Hürriyet, Sabah, Sözcü, Cumhuriyet ve Milliyet gazeteleri mercek altına alındı. Kanallarda, AKP’nin ve Erdoğan’ın çok daha fazla ve olumlu olarak yansıtıldığı belirtilirken, HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş’tan daha çok yer bulabildiğine işaret edildi. Yayınlarda Erdoğan ve AKP, yüzde 33.7 ile 58.7’lik yer tutarken buna karşın kanalların Muharrem İnce ve CHP’ye yüzde 18.2 ile 27; Akşener ve İYİ Parti’ye ise 1.2 ile yüzde 11 oranında yer ayırdığı kayıt altına alındı.
Kanalların dilinin İyi Parti’ye karşı ‘dengeli’, CHP’ye karşı ise ‘olumsuz’ olduğuna işaret edilen raporda, Fox TV’nin adaylara, HDP hariç kısmen eşit yer ayırdığı belirtildi. Fox TV’nin AKP hakkındada olumsuz dil kullandığı vurgulandı.
Seçimin finansmanı ve bağışlara yönelik düzenlemelere de işaret edilen raporda mal bildirimlerinin ve raporların yayınlanmadığına işaret edildi. Kanunda, seçimlerden önce ara mali raporun istenmediği anımsatılırken, harcanmayan bağışlarla ilgili de hüküm bulunmadığı belirtildi.
En büyük düzensizliğin kanundaki gibi, sandık sayılarının sistematik olarak kaydedilmesinde yaşandığını belirtilen raporda, takip edilen 1245 sandık bölgesinin yüzde 6’sında olumsuzluk gözlendiği belirtildi. En büyük olumsuzluk kaynağı olarak yüzde 12’lik oranla, polis ve güvenlik güçlerinin bulunmasına işaret edilirken, bu görevlilerin üçte birinin seçim sürecine müdahale ettiği ifade edildi. Sandık görevlileri, seçmenler, gözlemciler ve sivil giyinen güvenlik görevlileri arasında ayrım yapmanın zor olduğuna dikkat çekildi.
Doğu ve Güneydoğu’da çok daha olumsuz bir tablo görüldüğü belirtilen raporda, yüzde 4 oranında grup halinde oy kullanma, yüzde 6 oranında aşırı kalabalık ve yüzde 2 oranında da yetersiz düzenleme tespit edildi.
AKPM raporunda, sayım sürecinde takip edilen 124 bölgeden 17’sinde olumsuzluk saptandığı ve bunun yüzde 14’e tekabül ettiğine işaret edildi. Seçim sandık kurullarının dörtte birinde tutanağın hazırlanmasında sorun yaşandığı belirtilirken, sayımların beşte birinde ya tutanakların önceden imzalandığı ya da kasıtlı olarak hatalı giriş yapıldığı ve düzenlemelerin ihlal edildiği vurgulandı. Raporda, sonuçların kanunda belirtilenin aksine, gözlemlenen 29 seçim bölgesinde şeffaf bir şekilde gösterilmediğine dikkat çekildi.