25 Aralık savcı ve hâkimlerine ağırlaştırılmış müebbet talebi!

25 Aralık savcı ve hâkimlerine ağırlaştırılmış müebbet talebi!

25 Aralık soruşturması kapsamında dinlenen siyasetçiler ve iş adamlarının şikâyeti üzerine, bu soruşturmanın savcısı Muammer Akkaş ve dinleme kararlarını imzalayan dönemin hakimleri Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar hakkında iddianame düzenlendi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, hazırlanan iddianamede, eski savcı Muammer Akkaş hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla 119,5 yıldan 247 yıla kadar, hakimler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar hakkında da ağırlaştırılmış müebbet ile 25,5 yıldan 63 yıla kadar hapis cezası istendi. 

İddianame değerlendirme için Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Muammer Akkaş'ın, ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, "FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üyesi olmak", "siyasal ve askeri casusluk'', "haberleşmenin gizliliğini ihlal etme", "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması", "özel hayatın gizliliğini ihlal etme", "verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme", "verileri yok etmeme", "görevi nedeniyle kendisine verilen bilgi ve belgeleri açıklama, yayma", "resmi belgede sahtecilik", "suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme", "gizliliğin ihlali" suçlarından toplamda 119,5 yıldan 247 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

 

Hâkimlere 63 yıla kadar hapis istemi

 

İddianamede, şüpheliler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ''FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üyesi olmak", "evrakta sahtecilik" suçlarından 25,5 yıldan 63 yıla kadar hapis cezası öngörüldü.

İddianamede, Recep Tayyip Erdoğan, Serhat Albayrak, Berat Albayrak, Necmeddin Bilal Erdoğan, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan, Mehmet Nihat Ömeroğlu, İsmail Rüşti Cirit, Celal Koloğlu, Mehmet Cengiz, Mustafa Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Zekeriya Durmuş, Abdullah Tivnikli, Cüneyt Bülent Şeker, Uğur Horata, Ahmet Özköse, Müşir Deliduman, Şenol Kazancı, Aydın Ünal, Mustafa Varank "müşteki" olarak yer aldı.

Ahmet Davutoğlu, Beşir Atalay, Ömer Çelik, Sadullah Ergin, Binali Yıldırım, Taner Yıldız, Hüseyin Çelik, Gürsel Tekin, Ömer Dinçer, Mehmet Zafer Çağlayan, Mahir Ünal, İdris Güllüce, Faruk Çelik, Ali Babacan, Mehmet Metiner, Muammer Güler, Melda Onur, Kamer Genç, Veysel Eroğlu, Sabri Varan, İdris Naim Şahin, Hayati Yazıcı, Mustafa Elitaş, Erdoğan Bayraktar, Nurettin Canikli, Mehmet Müezzinoğlu, Egemen Bağış, Cengiz Aktürk, Ömer Sertbaş'a ise iddianamede "mağdur" sıfatıyla yer verildi.

 

5 gizli tanık

 

İddianamede, "Ayçiçeği", "Yavuz", "Fatih", "Korkut", "Gündüz" isimlerinde 5 gizli tanığa yer verilirken, aralarında Turan Çolakkadı, Etyen Mahçupyan ve Hüseyin Gülerce'nin de yer aldığı 35 tanık bulunuyor.

 

Mumammer Akkaş yakalanamadı

 

Dosya kapsamında Süleyman Karaçöl'ün tutuklu olduğu, Muammer Akkaş'ın yakalanamadığı belirtilen iddianamede, hakkında adli kontrol kararı verilen Menekşe Uyar hakkında tutuklanması amacıyla yakalama kararı çıkartılması talep edildi.

 

"Terör örgütüne üye oldukları anlaşıldı"

 

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler Akkaş, Karaçöl ve Uyar'ın Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı PDY adlı silahlı terör örgütüne üye olduğu anlaşıldığı belirtilerek, örgütün hükümet politikasından duyduğu rahatsızlık nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini, gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak suçlarını işlediğinin tespit edildiği kaydedildi.

 

"Eylemleri tek başına yapmaları mümkün değil"

 

Şüpheliler Karaçöl, Akkaş ve Uyar'ın olay tarihlerinde cumhuriyet savcısı ve hakim olarak görev yaptıkları, iddiaya konu eylemleri tek başlarına yapmalarının mümkün olmadığı anlatılan iddianamede, şöyle devam edildi:

"Şüpheliler eylemlerini, Fetullah Gülen'in liderliğini yaptığı, FETÖ terör örgütü ve emrindeki kolluk birimleri ile eylem ve fikir birliği içerisinde gerçekleştirmişlerdir. Emniyet görevlileri, emniyet teşkilatının hiyerarşik yapısı, görev ve yetki sınırları içerisinde kaldıkları sürece, anayasal ve yasal çerçevede kendilerine tevdi edilen iç güvenlik görevleri doğrultusunda meşru bir cebri kullanabilecek olan kimselerdir. Şüpheliler emniyet teşkilatının hiyerarşik yapısı dışında ve mensubu olmakla sahip oldukları silahlı güce ve kaynağını Anayasa'dan ve yasalardan almayan hukuka aykırı bir yetkiye dayanmak suretiyle meydana getirdikleri oluşumla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmişlerdir. Esasen asayiş ile görevli olan, sahip olduğu teşkilat, teçhizat ve personeliyle yeterli gücü bulunan, devlet düzeni dışındaki suç örgütlerinden gelecek saldırılara karşı iç güvenlik kapsamında emniyet ve asayişi teminle görevlendirilen emniyet teşkilatına mensup şüphelilerin kullanabilecekleri cebre karşı, icra organının mukavemet edebilme imkan ve kabiliyeti bulunmamaktadır."