25'i geçirmeden evlenin

25'i geçirmeden evlenin
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, ''Bir genç 25 yaşlarındaysa, üniversite tahsilini tamamlamışsa evlenmelidir. Evlilikte geç kalınmamalıdır'' dedi. Prof. Dr. Yılmaz, Kapadokya Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Ailenin Korunması'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, gençlerin evlenerek çocuk sahibi olması ve ülkenin nüfus potansiyeline katkıda bulunması gerektiğini söyledi. ''Bir genç 25 yaşlarındaysa, üniversite tahsilini tamamlamışsa evlenmelidir. Evlilikte geç kalınmamalıdır'' diyen Yılmaz, şöyle devam etti: ''Evlenmelidir ki sorumluluk bilinci oluşmalıdır. O çağda evlenmiş, yuva kurmuş ve sorumluluk almışsa artık hayatı ve mutluluğu yaşar. Ama o çağa rağmen hala yuva kurmamışsa o saatten sonra sorumluluk alması çok zordur. Dolayısıyla bunu çok geciktirmemek gerekiyor. Okuyan gençlerde bu sorunun oluşmaya başladığını görüyoruz. Nüfussuzlaşma belası bugünün en büyük sorunudur. Bunun temelinde evlilikten kaçma, beraber yaşama, çocuk yapmama gibi önemli etkenler vardır. Bu nedenle çocuklarımızı evliliğe özendirmeliyiz. Evliliği onlara kolaylaştırmalıyız ki onlar da bu hazzı tatsın ve ülkenin geleceğine katkıda bulunsun. Gençlerimiz evlenerek, çocuk sahibi olarak nüfus potansiyelimize katkı sağlamalıdır.'' Yılmaz, evde etkin bir beraberliğin yaratılması gerektiğine dikkati çekerek, etkin beraberliğin çocukların aileye bağlılığını artırdığını söyledi. Evde etkin bir beraberlik, birliktelik olmadığında sofraya beraber oturulmadığını, konuşulmadığını, biri televizyon izlerken diğerinin başka işle meşgul olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Kimse kimseden habersiz bir konumda ise o zaman çocuk kendini sokağa atıyor. Bunu da özellikle gençler yapıyor. Televizyon seyredilecekse, kitap okunacaksa birlikte okunmalıdır. Bunlar artırılmalıdır'' dedi. Boşanma oranı %43’lere ulaştı Prof. Dr. Yılmaz, Türkiye'de son yıllarda boşanma oranının yüzde 43'lere ulaştığını belirterek, şunları kaydetti: ''Bu oran Türkiye gibi tarihi normlara, dini değerlere bağlı bir ülke için tehlike sinyalleri veren önemli bir göstergedir. Öyleyse bir yerlerde sorun var, eksik var, tamamlanması gereken şeyler var. Aile insanların olduğu gibi göründüğü tek yerdir. İş yerinde, sokakta herkes olduğundan farklı görünebilir. Kendi karakterini gizleyebilir, zaaflarını kontrol edebilir ama evinde eşi ve çocuklarıyla birlikteyken insanın kendini gizleme şansı yoktur. Bir insanın nasıl bir kimliğe sahip olduğunu öğrenebilmek için ona en iyi not verecek olan evindeki eşidir ve çocuklarıdır. Dolayısıyla eşinden ve çocuklarından geçer not alamayan bir baba ve anne, kişiliğini dışarıda ne kadar düzeltirse düzeltsin kusurludur.'' Yılmaz, bugünkü en büyük sorunlardan birinin de eşlerin başkalarıyla kıyaslaması olduğunu vurgulayarak, bunların aile huzur ve ortamına gölge düşüren yanlışlar olduğunu belirtti. Ailenin her şeye rağmen en değerli hazine olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: ''Aile, dinin, huzurun yaşandığı, dini duyguların öğretildiği, imanın, bayrak, vatan, din sevgisinin verildiği yerdir. Bu nedenle aileyi önce ciddiye almalıyız, korumalıyız. Aile kurmak ciddi bir iştir, çocuk oyuncağı değildir. Bu beraberliğin esası doyuncaya kadar değil ölünceye kadardır. Önce aileyi kurtararak milleti kurtarmak, sonra da insanlığı kurtarmak hepimizin borcudur. Çünkü sekülarizm ve özellikle de bireyselcilik, ailenin yok olmasını doğuracak, milletin yok olmasını doğuracak, bu sonuçlar karşımıza her an gelebilir. Bu yüzden aileye, neslimize, çocuklarımıza sahip çıkalım ve ailemizi koruyalım.'' Nevşehir Valisi Mehmet Asım Hacımustafaoğlu ise en mükemmel din olan Müslümanlığın peygamberi, kainattaki son peygamber Hz. Muhammed'in insanlık tarihinin en büyük devlet başkanı, en büyük fatih, en büyük reformcu ve insanlık tarihinin yetiştirdiği en üstün şahsiyet olarak bilindiğini ifade etti. Vali Hacımustafaoğlu, konferansın ardından Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz'a teşekkür plaketi verdi.