26 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

26 Eylül 2016 İngiltere Basın Özeti

Suriye'nin Halep kentine düzenlenen yoğun hava saldırıları ve bu konunun ele alındığı, sert tartışmalara sahne olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki acil toplantı, İngiltere basınında geniş yer buluyor.

Financial Times, ABD, İngiltere ve Fransa'nın talebiyle düzenlenen toplantıyı aktardığı haberinde Avrupa ve ABD'nin Moskova üzerindeki diplomatik baskıyı arttırdığını ve Rusya'yı Halep saldırısına destek vermekle suçladıklarını yazıyor.

Toplantıya katılan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault'un, Suriye rejimine destek veren Rusya ve İran'ın, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a şiddeti durdurma baskısı yapmamaları durumunda, savaş suçlarına ortak olacaklarını söylediği aktarılıyor.

Rusya'nın BM Temsilcisi Vitali Çurkin'in ise Suriye'de barışın artık "neredeyse imkansız olduğunu" söylediği belirtiliyor.

Times'daki haberdeyse, ABD'nin BM Büyükelçisi Samantha Power'ın Rusya'yı "barbarlıkla" suçlaması öne çıkartılıyor.

Times, dünya haberleri sayfalarında da Suriye Ordusu'nun Halep'i ele geçirmek için nihai kara harekâtına hazırlandığını yazıyor.

Haberde görüşlerine yer verilen Şam Cephesi Grubu'nun Sözcüsü Abbay Muhammed Ahmed "Rus ve Suriye uçaklarının Halep'teki büyük saldırısı, büyük bir potansiyel kara harekâtının habercisi. Havadan ve karadan bombardıman genelde kara saldırısından önce yapılır. Güçlerimizin hazırlık düzeyi tüm kesimlerde arttırıldı" diyor.

Times, uzmanların Suriye rejimi güçlerinin kentin nüfusunu açlığa mahkum etmeden, kararlı bir savunmaya karşı kentin muhaliflerin elindeki kesimlerini mahalle mahalle almaya yetecek gücü olmadığını söylediğini yazıyor.

Ancak gazete, geçen hafta Rusya ve hükümet güçlerinin uyguladığı taktiklerin ve Iraklı, İranlı ve Lübnanlı Şii milislerle takviye haberlerinin Rus askeri strateji uzmanlarının kentin güçle alınabileceğine inandıklarını gösterdiğini belirtiyor.

Daily Telegraph, BM Güvenlik Konseyi toplantısı ve Halep'te devam eden bombardımana başyazılarından birini ayırmış. Gazete Suriye için son şans" diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Muhtemelen, 1960'ta Nikita Kruşçev'in BM Genel Kurulu toplantısında ayakkabısını çıkartıp, sıraya vurmasından bu yana Rusya ve Batı arasında bugün Suriye konusunda olduğundan daha açık bir düşmanlık görülmedi. Moskova ve Washington'ın arabuluculuğuyla varılan ateşkes anlaşması karşılıklı hırçınlık ve güvensizlik nedeniyle onarılamayacak durumda.

Ateşkes, Amerikan jetlerinin Suriye güçlerine saldırıp, onlarcasını öldürmesiyle çözülmeye başladı. Bunu, Batılı kaynakların doğrudan Rusya tarafından düzenlendiğini ya da planlandığını söylediği yardım konvoyu saldırısı izledi. ABD'nin BM Büyükelçisi Samantha Poqwer, Moskova'yı 'açıkça yalan söylemekle', Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Putin'i savaş suçuyla itham etti.

Bu umutsuz durum, New York'ta masanın etrafında oturan diplomatları etkilemiyor. Başlıca kurbanlar Halep halkı ve diğer Suriye kentlerinde tekrar tekrar bombardıman ve katliama maruz kalan perişan haldeki insanlar. Bu iç savaştaki farklı taraflar üzerinde en büyük nüfuza sahip güçlerin birbiriyle atışması kimseye yardımcı olmuyor.

Barack Obama, Beyaz Saray'daki son aylarında bir miras bırakmak istiyorsa, Suriye'de yardımların dağıtılması ve siyasi çözüm umudunun sürmesi için elinden geleni yapmalı. Şüphesiz Putin'le uzlaşmak kendisine inanılamadığı ve güvenilemediği için çok zor. Ancak Suriye halkının acılarını dindirmek için bu çabanın güme gitmesine izin verilmemeli. Çünkü bu sonuncusu olabilir."

Guardian'da yeni Ban ki Moon'dan görevi devralacak yeni BM Genel Sekreteri'nin seçilmesi sürecine dair bir haber dikkat çekiyor.

Guardian, yarışta en açık ara önde giden adayın eski Portekiz Başbakanı ve BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres'in olduğunu yazıyor.

Ancak gazete, Guterres'in yolunun bir daimi BM Güvenlik Konseyi üyesi, özellikle de artık Doğu Avrupalı bir BM Genel Sekreteri seçilmesinin zamanının geldiğini söyleyen Rusya tarafından kesilebileceğini belirtiyor.

Geçen hafta Guterres'in adına açılan bir Twitter hesabında, Guterres'in Rusya'nın desteğini kazandığının yazdığı, ancak daha sonra bu hesabın sahte olduğunun anlaşıldığı ifade ediliyor.

Gazeteye göre ikinci sıradaki adaysa Slovakya Dışişleri Bakanı Miroslav Lajcak. Ancak Rusya yanlısı Slovak Başbakanı Robert Fico'nun Moskova ziyaretine Kırım nedeniyle Rusya'ya uygulanan AB ambargolarını eleştirmesinin, Lajcak'ın Güvenlik Konseyi'nin Batılı üyelerinden birinden veto yemesine yol açabileceği vurgulanıyor.

Üçüncü aday Sırp Dışişleri Bakanı Vuk Jeremic'in ise çok büyük ihtimalle, Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkışını unutmayan Washington tarafından veto edilebileceği söyleniyor. BM'nin ilk kadın Genel Sekreteri olması umulan eski Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark'ın şansının ise çok azaldığı kaydediliyor.

Daily Telegraph'ın dünya sayfalarında, petrol zenginliğine karşın durumun giderek kötüleştiği Venezuela'yla ilgili bir haber var.

Haberde, ülkedeki çocukların yarısının gıda sıkıntısı nedeniyle öğün atlamak zorunda kaldığı ve bunun da birçoğunun okula gidememesi anlamına geldiği söyleniyor.

170 devlet okulunun bağlı olduğu kurumun yetkilisi Luisa Pernalete bir okulda küçük bir kız çocuğunun sınıf arkadaşlarının yemeklerinden artanları toplayıp eve götürdüğünü ve çocuğun ailesinin üç gündür yemek yemediğini söylüyor.

Bazı okullarda çocukların açlıktan bayıldığı, erkek çocuklarının iş bulup, para kazanmak için okuldan ayrıldığı ve bazı futbol takımlarının, oyuncuları yetersiz beslendiği için antrenmanlara ara verdiği kaydediliyor.