27.03.2015 - Alman basınından özetler

27.03.2015 - Alman basınından özetler

Fransa Alplerinde düşen Germanwings yolcu uçağı ile ilgili yeni bulgular hem yetkilileri hem de kamuoyunu şaşkınlık içinde bıraktı. Zira kara kutudaki seslerin değerlendirilmesi ertesinde, yardımcı pilotun uçağı kasten düşürdüğü sonucu ortaya çıktı. Kokpitten bir süreliğine ayrılan kaptan pilotun ise kokpite dönme çabasının başarısız kaldığı saptandı. Berliner Zeitung'un bu son gelişmelere ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Eğer tek bir kişi kendisini ve beraberindeki insanları öldürme kararı almışsa, teknolojik mükemmeliyet, en ileri teknikler ve hatta en üst düzeydeki güvenlik önlemleri bir işe yaramıyor. Dünyayı açıklamaya, kurallara bağlamaya ve dünya üzerinde hakimiyet kurmaya çalışıyoruz; ama nafile! (Yardımcı pilotun) eylemi, kasti yapılmış olması ve böyle bir şeyin öngörülemez oluşu, bizim bu gibi olayların üstesinden gelme girişimlerimizi baltalıyor. Önümüzde karanlık, acımasız ve anlamsız bir eylem duruyor.”

Der Tagesspiegel gazetesi de aynı konuyu yorum sütununa taşımış:

“Eğer bir facia bir cinayete dönüşmüşse, o zaman acıya öfke de karışıyor. Eğer bu öfkenin öznesi yoksa, yani intihar ederken kitlesel bir kıyım da yapmış olan kişi artık hayatta değilse, içimizdeki öfke sürekli devam edecek bir acizliğe dönüşmek zorunda kalıyor. Eski çağlardan kalan intikam hırsına bile burada yer kalmıyor. Fransız Alpleri üzerinde yolcu uçağının düşmesi sonucu 149 kişinin hayatını kaybetmiş olmasının anlamsızlığı zaten ortada! Ancak şimdi dünyanın, çevremizin bir anlamı, bir sistematiği, adaleti olduğuna olan inancımız da sarsılmış oluyor.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise yorumunda farklı bir konuya, Suudi Arabistan’ın Yemen'deki askeri operasyonuna değiniyor:

“Suudi Arabistan kuşkusuz sadece dünyanın güvenliğini ve hampetrol fiyatlarının istikrarını düşünerek Arap ülkelerinden müttefikleriyle birlikte Yemen’e havadan operasyon düzenleme kararını almadı. Suudi Arabistan panik içinde. İran’ın nükleer programına ilişkin İsviçre’de devam eden görüşmelerin akıbeti büyük bir endişeyle izleniyor. Riyad'ın endişesi, İran ile ABD’nin biraz daha yakınlaşmasının ABD’nin sıkı müttefiki olan Suudi Arabistan’ın bu konumunu geriletebileceğinden ve İran’ın bölgedeki nüfuzunu artırabileceğinden kaynaklanıyor.”

Handelsblatt gazetesinin yorumu da Yemen’deki gelişmelere odaklı:

“Sünni devletler artık dünyanın jandarması ABD’ye yaslanamadıkları için kendilerini bizzat girişimde bulunma mecburiyetinde hissediyorlar. Zira Amerikan hükümeti özel timlerini ve diplomatlarını Yemen’den çekmesiyle, ‘Hiçbir birlik konuşlanmayacak’ şeklindeki sloganının ciddiye alınması mesajını vermiş oldu. Oysa ki daha bundan birkaç ay öncesinde ABD Başkanı Barack Obama, Yemen’deki Amerikan varlığını, ülkesinin başarılı dış politikalarının bir göstergesi olarak övmüştü. ABD'nin Yemen'deki stratejisi, özel timler yardımıyla teröristlerin yerini bulmak, onlarla mücadele etmek, aynı zamanda da Sana'daki merkezi hükümeti desteklemek olarak özetleniyordu. Obama her iki hedefe de ulaşamadı. ABD'nin Yemen'deki başarısızlığı ülkede tehlikeli bir iktidar boşluğu yarattı. Bu boşluğu şimdi iki bölgesel güç, İran ve Suudi Arabistan doldurmak istiyor.”