İş insanları, sanatçılar, sporcular ve dini liderler gibi konukların yer alacağı toplantı öncesinde ise beklenmedik bir gelişme yaşandı. AKP Genel Merkezi, “muhalif” olarak nitelendirilen ve iktidara yakın olmayan bazı gazetecileri arayarak toplantıya davet etti.
Davetli gazeteciler arasında İsmail Saymaz, Nevşin Mengü, İsmail Küçükkaya, Doğan Şentürk, Deniz Zeyrek, Yavuz Oğhan, Özlem Gürses ve Çağlar Cilara gibi isimler yer aldı. Cumhurbaşkanının programlarında uzun yıllardır akreditasyon uygulanıyor ve İletişim Başkanlığı tarafından verilmiş olan basın kartına sahip olsa dahi, cumhurbaşkanlığı basın kartı taşımayan gazeteciler cumhurbaşkanının programlarına alınmıyordu.
Davet edilen gazetecilerin büyük çoğunluğu, programa katılacağını açıklasa da kendilerine gelen bu davetin bir strateji değişikliğine işaret ettiğini belirtti. DW Türkçe’nin sorusunu yanıtlayan Gazete Pencere Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Oğhan, öncelikle kendilerinin “muhalif” olarak nitelendirilmesine karşı çıktı. Oğhan, “Soru soran gazeteciler, merak eden gazeteciler, her türlü uygulamaya evet demeyen, itiraz eden gazeteciler ya da başka nasıl söyleyebiliriz? Gereğini yapmayan gazeteciler diye birçok isimlendirme yapılabilir ama muhalif gazeteci dememek lazım” ifadesini kullandı. İktidarın muhalif olarak gördüğü isimlerin davet edildiğini kaydeden Oğhan, bu davetin iktidarın iletişim stratejisinde bir farklılaşmaya gittiğini gösterdiğini dile getirdi. Toplantıya katılacağını belirten Oğhan, davete katılmanın da yanlış anlaşılmaması gerektiğini, “Giderim o toplantıya. Bakarım ne oluyor diye. Eğer konuşabilirsem insanlarla konuşur. Biraz bilgi almaya çalışırım. Varsa itiraz onu dile getiririm. Onlardan farklı düşüncelerim. Sonra da izlenimlerimi aktarırım” ifadesini kullandı. Oğhan, toplantıya katılmanın AKP rozeti takmak anlamına gelmeyeceğinin altını çizdi.
2019 yılında AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile aynı ekranda tartışmayı kabul ettiğini hatırlatan Oğhan, “Şimdi hiç olmamış şeyler niye oluyor? Çünkü belli ki seçimlerle ilgili kaygılar var. Daha geniş kesime ulaşma çabası söz konusu. Biraz daha yani AK Parti'nin var olduğundan farklı bir noktaya çekme ya da onu öyle gösterme çabası olabilir” diye konuştu. Ancak uygulamaya bakmak gerektiğini de vurgulayan Oğhan, “Bu kolay bir şey de değil. Mesela cumhurbaşkanının bir etkinliğinde soru sorabilecek miyiz? Ya da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bugüne kadar söyledikleri, kendi içinde çelişen, birçok konuyla ilgili sorular sorabilecek miyiz?” sorularını yöneltti.
Gazeteci Özlem Gürses de Youtube kanalında yaptığı yayında aldığı daveti açıklarken, katılımcıların da sorularını yanıtladı. Davet almasına karşın İletişim Başkanlığı tarafından basın kartının iptal edildiğini ve bunu da AKP Genel Merkezi’ne aktardığını dile getiren Gürses, “Sorun olmaz, toplantıya girişinizi sağlarız dendi” ifadesini kullandı. Davet edilen gazeteciler için “Nitelikli bir gazeteci kümesi” ifadesini kullanan Gürses, “Önemli bir açılım” dedi. Gürses, bir katılımcının “Sizle helalleşiyorlar mı?” sorusunu da “Valla helalleşiyorlar mı bilmiyorum. Yani orada ne olacak, ne bitecek inanın bilmiyorum” dedi. Gelibolu’daki bir programda moderatör olarak görevli olduğunu ve bu programın da aylar öncesinden belirlendiğini kaydeden Gürses, “Bu davete katılamayacağım ama bir daha davet olursa katılmak isterim” diye konuştu.
Dijital Yayıncı Çağlar Cilara da AKP’nin, daha geniş kitlelere ulaşmak istediğini belirtti. AKP’nin kendisini topluma daha iyi anlatabilme ihtiyacı hissettiğin dile getiren Cilara, bu toplantının aynı zamanda bir samimiyet testi olacağını iddia etti. Programa katılacak olan gazetecilerle konuştuğunu ve kendilerinin toplantıda AKP’lilere, “Mesele bizi davet etmeniz değil. Önemli olan bizim yayınlarımıza çıkacak mısınız?” sorusunu yönelteceklerini vurguladı. AKP’li yetkililerin sadece kendilerini destekleyen gazetecilerin yayınlarına çıktığını kaydeden Cilara, AKP’nin medya alanında açılım yapmak istiyorsa, muhalif gördüğü isimlerin yayınlarına katılması gerektiğini ifade etti.
Cilara," İstanbul seçimlerinde kendi aralarında da bunu tartışmışlardı. Yani o kullanılan dil üslup AK Parti'ye seçim kaybettirdi diye içeride de tartışılıyor. Bunu söyleyemeyen dile getiremeyen ama birebir konuştuğumuzda AK Parti'nin işte MHP'nin kullandığı dilden şikayet eden çok siyasetçi var. AK Parti bence biraz bu kutuplaşmış hem medya ortamını hem de siyaseti yumuşatma yoluna gidiyor. Evet bu bir seçim hamlesi olarak değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.