Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni ve Radikal yazarı Murat Yetkin, HDP heyeti ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın İstanbul'da yaptığı tarihi ortak basın toplantısı ve Abdullah Öcalan'ın PKK'ya "silahı bırakma için kongre toplama" çağrısına ilişkin olarak, 28 Şubat tarihine dikkat çekerek, "28 Şubat artık sadece 1997’de yapılan askerin hükümete müdahalesi toplantısıyla değil, belki daha çok bu açıklama ile anılacak; tabii Türkiye’ye iç barış ve daha geniş demokrasi getirecek adımların atılması şartıyla” dedi.
Murat Yetkin'in hurriyet.com.tr'de "28 Şubat artık daha çok bu açıklama ile anılacak" başlığıyla yayımlanan (28 Şubat 2015)yazısı şöyle:
Kürt sorununa siyasi çözüm doğrultusunda HDP ve Hükümetin ortak açıklama yapmasının bu sürecin en önemli aşamalarından birisi, belki de resmen başlama aşaması olacağı kabul ediliyordu.
Dolayısıyla bu açıklamayla Kürt çözüm süreci PKK ile müzakereler aşamasına geçmiş sayılabilir; tarihi önemi olan bir açıklamadır.
Açıklama PKK’nın 30 küsur yıldır süren silahlı mücadelesine son verilmesiyle sonuçlanırsa, bu yalnızca Türkiye değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin geleceği açısından da büyük önem taşıyan bir adım sayılmalı.
Açıklamanın beklendiği üzere “tahkim edilmiş ateşkes” ve “tam eylemsizlik” çerçevesine oturtulması, henüz PKK’nın “silah bırakma” aşamasına gelmediğini ancak hem PKK, hem de hükümet tarafınının bu amaç etrafında uzlaştığını gösteriyor.
On maddelik açıklamanın bir kaç maddesinin Anayasa değişikliği gerektirmesi, son maddesinin yeni Anayasa talep etmesi sürecin hemen sonuçlanmayacağının belki 7 Haziran sonrası bir Anayasa çalışmasının ve belki AK Parti-HDP işbirliğinin öngörülebileceğine işaret ediyor.
O aşamaya geçmek Abdullah Öcalan’ın PKK Kongresi çağrısını beklemek olduğu anlaşılıyor; PKK’nın Kongre çağrısının hükümet ve Ak Parti temsilcileriyle birlikte yapılmış olmasını da önemli bir ayrıntı olarak kaydetmek gerekiyor.
Ancak Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarından Meclis’te tartışılan İç Güvenlik Paketi'nin, en azından özgürlükleri kısıtlayıcı maddelerinin hükümetçe geri çekilmesinin gözleneceği, bunun PKK Kongre kararını da etkileyebileceği anlaşılıyor.
Diğer önemli ayrıntılar olan hasta tutukluların bırakılması ve Öcalan’ın İmralı’daki tutulma koşullarının, sekreterya dahil süreci oradan yönetecek şekilde düzenlenmesi konusunda da HDP kanalıyla PKK ve hükümet arasında en azından bakış birliği sağlandığı varsayılabilir.
Ortak açıklama HDP heyetinin oluşumunun da sembolizmi açısından önem taşıyor. İmralı-Kandil görüşmelerini yürüten Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken dışında Hükümeti temsilen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala, koordinatör devlet kurumu adına Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu’nun yanısıra, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın da bulunması, iktidar partisi adına da sürece taahhüt anlamına geliyor. Bu durum İç Güvenlik paketinin seyri ve ileride muhtemel yeni Anayasa çalışmaları açısından da önemli.
Son olarak Kürt sorununa çözüm adına bu önemli açıklama 28 Şubat tarihinde yapıldı. 28 Şubat artık sadece 1997’de yapılan askerin hükümete müdahalesi toplantısıyla değil, belki daha çok bu açıklama ile anılacak; tabii Türkiye’ye iç barış ve daha geniş demokrasi getirecek adımların atılması şartıyla.