28 Şubat için kim ne dedi: "28 Şubat hâlâ anlaşılmadı, bence de bin yıl sürebilir"

28 Şubat için kim ne dedi: "28 Şubat hâlâ anlaşılmadı, bence de bin yıl sürebilir"

T24 Haber Merkezi

Post modern darbe olarak nitelendirilen, Refah Partisi'nin kapatılmasına neden olan 28 Şubat'ın 24'üncü yıl dönümünde iktidara yakın gazetelerdeki köşe yazarlarından Yusuf Kaplan "28 Şubat’ın üç büyük ihaneti " başlıklı yazısında "iki asırdır, bu ülkede 'ipler', bu ülkenin has çocuklarının elinde değil-hâlâ" diye yazdı. 

Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde Kaplan'ın değerlendirmesi şöyle: 

"Türkiye, iki asırdır çok büyük travmalar yaşıyor...

İki asırdır, bu ülkede “ipler”, bu ülkenin has çocuklarının elinde değil -hâlâ!

Türkiye, Fırat Kalkanı’yla birlikte bağımsızlığına kavuşma yolunda ilk tarihî adımı attı. Ama yolun başındayız henüz...

Tanzimat’tan 28 Şubat’a kadar bu toplum, dışardan dayatılan, içerde celladına âşık elitler tarafından uygulanan travmatik ameliyatlarla hizaya getirilmeye, “adam edilmeye”, ehlileştirilmeye, mankurtlaştırılmaya çalışılıyor.

...

28 Şubat, yeniden mazlumlara, İslâm dünyasına öncülük edecek Müslüman Türkiye’nin gelişinin durdurulması girişiminin son ürpertici perdelerinden biridir.

28 Şubat, üç büyük ihanetin adıdır:

Birincisi, “irtica tehdidi” palavrasıyla, toplumun İslâmî kimliğinin yok edilmesi ihanetidir.

İkincisi, 28 Şubat, Türkiye’nin parçalanmasının zihnî, sosyo-kültürel temellerinin atıldığı bir ihanetin adıdır.

Üçüncüsü, İslâm’ın protestanlaştırılması ihanetinin dönüm noktasıdır."

Star gazetesinden Nuh Albayrak da 28 Şubat döneminin Kara Kuvvetleri Komutanı olan ve ardından Genelkurmay Başkanlığı görevini yürüten emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun "28 Şubat bin yıl sürecek" sözlerine atfen "28 Şubat hâlâ anlaşılmadı, bence de bin yıl sürebilir" başlıklı bir yazı yazdı. 

Albayrak şöyle dedi: 

"Muhafazakâr iktidarın rehavetine kapılan mağdur kesim ise genellikle; "Artık o günler gerilerde kaldı" diye düşünüyor. Oysa 28 Şubat zihniyeti; 19 yıllık AK Parti iktidarına rağmen istim üzerinde fırsat kolluyor, intikam ateşiyle yanıp tutuşuyor. En "makul" zannedilenlerin bile zaman zaman ağzından kaçırdığı "türban" düşmanlığı, bu öfkeyi ihbar ediyor.

Bu yüzden, Müslümanları ferahlatan inanç ve ibadet hürriyeti kazanımları, hukukî düzenlemelerle sabitlenmelidir. Bugünkü siyasî iradenin gücüyle devam eden fiilî uygulamalar "yok" demektir. Çünkü ilk fırsatta yok edilecektir. Satın aldığınız evin tapusu yoksa, bir gün sokağa atılmanız mukadderdir.

Çevik Bir'in "Etkisi bin yıl sürecek" öngörüsü, biraz erken alaya alındı. Çünkü bu darbe, öncekilerin yaptığı gibi milletin kollarını budamadı, köklerine zehir sıkarak; yavaş yavaş ölüme bıraktı.

Bu darbe, birkaç komutanın laiklik hassasiyetinden kaynaklanan bir kalkışma değil, Kemalistler ve FETÖ üzerinden yürütülen bir Haçlı saldırısıdır."

Takvim gazetesinden Ekrem Kızıltaş da 'Kaybetmemeliyiz!'  başlıklı yazısında "28 Şubat'tan çıkarılacak dersler çok. Bizi asıl ilgilendiren tarafı ise, sahip olduklarımızın kıymetini bilebilmek" dedi. 

Kızıltaş şöyle yazdı: 

"Muhit Kitap'tan çıkan ve 'başörtüsü yasağının kadınları psikolojik açıdan nasıl etkilediğini' ele alan '28 Şubat'ın Psikolojik Etkileri' isimli Deniz Işıker Bedir imzalı kitap, sürecin yeterince ve hakkıyla konuşulmayan yönlerine ışık tutuyor.

Özellikle de 'böyle şeyler yaşanmış olamaz' diye düşünen genç neslin okuması gereken kitaptaki alıntılar, üzerinden geçen yıllara rağmen bazı aktör ve senaristlerin hala doğru yaptıkları kanaatinde olduklarını gösteriyor.

İdeolojiden çok rant hesaplarının ağır bastığı bir süreçte milyonların mağduriyetine ve hayata küsmelerine sebebiyet verenlerin rahatlığı, şaşırtıcı.

Bunun ideolojik körlükle mi yoksa mahalle baskısıyla mı alakalı olduğuna da, okuyunca karar verebilirsiniz.

28 Şubat'tan çıkarılacak dersler çok. Bizi asıl ilgilendiren tarafı ise, sahip olduklarımızın kıymetini bilebilmek…"