T24 - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarihe “Postmodern Darbe” olarak geçen “28 Şubat” süreciyle ilgili soruşturma başlattı. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile kuvvet komutanları da ifadeye çağrılabilir.“Postmodern darbe” olarak nitelenen ve tarihe “28 Şubat kararları” olarak geçen kararların alındığı 28 Şubat 1997’deki Milli Güvenlik Kurulu’nda alınan kararlar soruşturma konusu oldu.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı ve özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin yürütüğü soruşturma, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ile Sincan’da tankları yürüten dönemin Zırhlı Birlikler Komutanı, emekli Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu’nu “şüpheli” konumuna soktu. Ancak bu isimlerle ilgili henüz ifade alma tebligatı yapılmadı.Milliyet gazetesinin haberine göre, 28 Şubat soruşturması, Türkiye’nin bir çok yerinden gelen suç duyuruları üzerine başlatıldı. Çoğunluğu 28 Şubat mağduru olduğunu belirten isimlerce yapılan suç duyurularında, 28 Şubat’ın askeri darbe olduğu ve soruşturulması gerektiği belirtildi. Suç duyurusunda bulunan isimlerden Dünya Mağdurlar Derneği Genel Başkanı Avukat Yunus Akyol, dilekçesinde, 1995 genel seçimlerinden sonra kurulan RP - DYP koalisyon hükümetinin, 8 Temmuz 1996’da TBMM’de yapılan oylamada güvenoyu alarak çalışmalarına başladığını anımsattı.Akyol, dilekçesinde, “Demokratik meşruiyetini milletten alan, seçimle gelmiş bir iktidar olan Refahyol iktidarının ülkesine ve milletine hizmet için çalışırken, diğer yanda ‘rejimi koruduğu ve kolladığını’ öne süren, ‘irtica’ gibi tanımı yapılmamış, keyfi yorumlara açık, bir kavram üzerinden mütedeyyin ve inançlı insanları tahkir ve tezyif eder bir yaklaşımla, bu insanları ‘rejimin tehdidi’ gibi gösteren bir anlayışın karşı karşıya geldiği bir ortamda, 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan bir darbe ile 54. hükümet görevden uzaklaştırılmıştır” dedi.‘İrtica geliyor’“Bu süreçte, Refah Partisi’nin muhafazakar, milletine ve dinine saygılı söylem ve icraatlarının, belirli çevreler ve bir kısım medya organlarınca abartılarak hiç yeri ve gereği yokken sanki tanımı dahi yapılmamış, milleti çok rahatsız eden bir kavram olan ‘irtica geliyor’ havasının oluşturulduğu” iddia edilen dilekçede, “28 Şubat” sürecinde yaşanan bazı olaylara da yer verildi. Akyol, bu süreçte etkin rol oynayan kişilerin cezalandırılmasını istedi.Akyol’un yanı sıra eski Emniyet İstihbarat Genel Müdürü Bülent Orakoğlu, Genç Siviller, Mazlum-Der, Özgür-Der, İnsan Hakları Derneği (İHD), Hukukçular Derneği, Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) tarafından yapılan suç duyuruları, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nde toplanıp birleştirilerek Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’ye verildi. Süreçle ilgili soruşturmayı başlatan Bilgili’nin de, 28 Şubat’a ait tüm bilgi ve belgeleri araştırıp, “28 Şubat kararları” olarak bilinen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları ile dönemi anlatan kitapları da incelediği öğrenildi. Bilgili’nin, bu kapsamda Gölcük Donanma Komutanlığı’nda özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yapılan aramada ele geçirilen 28 Şubat sürecine ilişkin belgeleri de isteyeceği belirtildi.Suç ‘hükümeti yıkmaya teşebbüs’Dilekçelerde, sorumluların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinde düzenlenen “Cebir ve tehdit kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.Dilekçelerde suçlanan isimler şöyle: “Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, Jandarma Komutanı Teoman Koman, Genelkurmay eski İkinci Başkanı Çevik Bir, Milli Güvenlik Kurulu eski Genel Sekreteri İlhan Kılıç, Genelkurmay eski Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga.”Savcı Bilgili, gerek görmesi halinde önümüzdeki günlerde dilekçelerde isimleri geçen kişileri “şüpheli” sıfatıyla sorgulayabilecek. Bilgili, soruşturma sonunda dava açabileceği gibi takipsizlik kararı da verebilecek.