29.05.2014 - Alman basınından özetler

29.05.2014 - Alman basınından özetler

Straubinger Tagblatt gazetesi, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından Avrupa Komisyonu başkanlığı için yaşanan tartışmaları konu alıyor. Gazete, seçimleri kazanan Hrıstiyan Demokratların adayı Jean-Claude Juncker’in Başkan olmamasının AB’nin inandırıcılığını tehlikeye sokacağı uyarısında bulunuyor.

“AP seçimlerinde zirve için aday göstermek, genelde vatandaşa uzak, tepeden bakan Avrupa imajına bir çehre kazandırma çabasıydı. Seçmene, ‘herhangi soyut bir şey değil, geleceğin yönetim kadrosunu ve siyasi gündemini seçiyorsunuz’ hissi verme çabasıydı. Eğer AB Komisyonu Başkanlığı tacı Juncker’i gerçekten de teğet geçerse, seçmeni daha fazla hayal kırıklığına uğratmamak için gelecekte bu seçim sirki bir kenara bırakılabilir.”

Mitteldeutsche Zeitung'un seçimlerin ardından düzenlenen AB liderler zirvesiyle ilgili yorumu ise şöyle:

“Jose Manuel Barroso başkanlığındaki iki Komisyon’da da regülasyonlar yerine genelde ulusal hükümetlerin sözünü geçirme yarışı belirleyici oldu. AB krizden iyi bir şekilde çıkmış olabilir ama temel ödevlerini çözemedi. 27 milyon kişinin işsiz olması bir skandaldır. Çözülememiş enerji güvenliği sorunu gelecek için risk olmayı sürdürüyor. Bu noktalarda kolayca uzlaşı yolu bulunabilir. Ama üye ülkelerin kararlaştırılmış tasarruf önlemlerini gevşetebilmesi gibi temel sorular ne olacak? Ana adaylara bakıp seçmene yönelik bir vaatten bahsedeceksek, bu daha ziyade gelecekteki krizlere karşı hazırlık yapıp güvenli istihdam sağlamak olacaktır.”

Essen kentinde yayımlanan Westdeutsche Allgemeine Zeitung ise Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’in gizli bilgilerini ifşa eden eski NSA çalışanı Edward Snowden’ın Amerikan NBC televizyonuna yaptığı açıklamaları değerlendiriyor:

“Kahraman mı hain mi? Edward Snowden, Amerikan gizli servisi NSA’in dünya çapında verileri ne kadar azimle emip yuttuğunu ortaya çıkardığından bu yana, yaptığı işin değerlendirilmesinde birbirinden tamamen farklı iki bakış açısı var. Amerikalılar, dünya çapında Snowden’a yakıştırılan kahraman mitosuna karşı başından beri savaş veriyor ve Snowden’ın istihbarat servisinde sadece önemsiz bir görevde bulunduğunu tekrarlayıp duruyor. Gerçekten de sessiz görünümlü bu genç adam şimdi medya yoluyla atağa geçiyor. Rusya’da iltica süresinin dolmasına kısa bir süre kala imajını yeniden cilalamak istediği açıkça görülüyor. Snowden’ın sadece yurtdışında değil, ABD’de de siyaset ve toplumun sempatisine ihtiyacı var. Çünkü bir şekilde günün birinde geri dönmek istiyor. O zaman geldiğinde adil bir yargı süreci ve perspektife ihtiyacı olacak. Ve kendisine bu ikisi de sağlanmazsa o zaman ABD’nin bunu açıklaması kolay olmayacak.”

Google’ın kendi otomobilini üretme planı geniş yankı uyandırdı. Direksiyonu, gaz ve fren pedalları bulunmayan iki kişilik elektrikli otomobil kendi kendine hareket edebiliyor. Westdeutsche Allgemeine Zeitung, prototipi kamuoyuna tanıtılan bu projenin, büyük köklü otomobil üreticileri için bir tehdit olduğu yorumunda bulunuyor:

“Olabildiğince zararsız görünüyor. Daha ziyade tatlı, minik bir oyuncak gibi. Görünüşe bakınca BMW, Daimler, Volkswagen gibi büyük otomobil devlerine ciddi bir tehdit oluşturabileceği akla gelmiyor bile. Ama görünüşe aldanmamak lazım. Google'ın otomobili, küresel taşıt sanayisinde güç dengelerini değiştirebilecek potansiyele sahip… Artık otomobillerin çoğu yürüyen bilgisayar gibi. Park asistanı, navigasyon sistemleri standart haline geldi. Bilgisayarların yakın vadede kontrolü giderek daha fazla ele alması son derece mümkün. Temel soru, gelecekte yazılımın mı otomobilin mi baskın olacağı. Geleceğin otomobiline dijitallik hakim olacaksa, Alman otomobil üreticilerinin odak noktası olan klasik mühendislik geri plana düşecektir. Google otomobilinin BMW, Daimler ve Volkswagen'a tehdit oluşturmasının bir nedeni de bu.”