Die Welt gazetesinde, Avrupa Komisyonu'nun mülteci kotası planları eleştiriliyor:
“İlk bakışta her şey kulağa şahane geliyor. Avrupa Birliği, Akdeniz'de giderek dramatikleşen mülteci sorununu çözme konusunda daha istekli bir görünüm sergiliyor. Avrupa Komisyonu coğrafi olarak doğrudan Akdeniz'e komşu olmayan ülkeleri de kota ile mülteci almaya zorlamaya çalışıyor. Aralarında İngiltere ve çok sayıda Doğu Avrupa ülkesinin de bulunduğu gönülsüz ülkeleri teşvik etmek için mülteci başına 6 bin euro teklif ediliyor. Bu sanki mülteci başına para konulmuş gibi algılanıyor. Her şey böylesine hızlı bir girişimin başarısızlıkla sonuçlanacağına işaret ediyor; zira olup bitenlere insani ve adil bir karakter kazandırmak pahasına bütün yapılar ihmal ediliyor.”
Münchner Merkur gazetesi ise Ortadoğu'daki krizlerin Avrupa'yı çok yakından ilgilendirdiği görüşünde:
“Ortadoğu'da çatışma yaşanan ülkelerdeki krizlerin hızlı ve tek tek çözülemeyeceği acı gerçeğinin sonucu olarak mülteci akını güçlenecek. Çok sayıda mültecinin ülkeye alınması da böylesine güçlü bir akını durduramayacak. Çok daha yoğun ve Birleşmiş Milletler kararı ile desteklenmiş bir müdahaleye ihtiyaç var. Doğu, çok sayıda Batılı ülkenin savunduğunun aksine, bizi sandığımızdan daha fazla ilgilendiriyor.”
Stuttgarter Zeitung gazetesinde Avrupa'da artışa geçen milliyetçilik ele alınıyor:
"Giderek daha fazla insan birleşik bir Avrupa'da artık anlam göremiyor. Avrupa Birliği bir yük, hatta bir tehdit olarak algılanıyor; çok büyük, çok karışık, çok belirsiz olarak görülüyor. Bu, güncel krizin en büyük tehlikesi. Çok sayıda kişi için milliyetçilik gelecek için bir umutmuş gibi algılanıyor. Popülistlerin böyle bir durumda işi gayet kolay.”
Berliner Zeitung ise Alman ekonomisi ile ilgili bir yoruma yer veriyor:
“Alman Ticaret ve Sanayi Odası (DIHK) ‘dopingli büyüme'den söz ediyor. Bunlar çok ağır sözler. Daha dostane bir şekilde de ifade edilebilir oysa: Almanya kendi mutluluğunu algılamakta zorlanabilir: Düşük faizler, değeri düşük bir Euro, ucuzlayan petrol. Bu sürdürülebilir değil! Kısa veya uzun dönemde Almanya, başkalarına verdiği tavsiyeleri kendisi duymak zorunda kalacak.”