29.10.2014 - Alman basınından özetler

29.10.2014 - Alman basınından özetler

Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger gazetesinin Ukrayna genel seçimlerine ayırdığı yorumunda, Batılı anlamda seçimlerin demokratik geçtiği ancak demokrasi anlayışının farklılık gösterdiği dile getiriliyor:

“Tek bir seçimle Ukrayna'da hayatın değişeceğini söylemek tabii ki doğru olmaz. Ukrayna'nın siyasi mantığındaki özelliklerden biri de, halkın seçilmiş temsilcilerinin seçmenlerini unutup parlamentoda her türlü hileye başvurarak büyük sanayi işletmelerinin çıkarlarını kollamasıdır. Yeni Ukrayna parlamentosunun er veya geç hayal kırıklığına yol açacağı kesindir. Ama aynı şey Batı Avrupa parlamentoları için de geçerlidir. Ukrayna'da Avrupai bir genel seçim yapılmıştır. Lâkin, topraklarında savaşın hüküm sürdüğü bir Ukrayna'da...”

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF'in "Ekonomik Durgunlukta Çocukların Durumu" adlı raporunda, küresel finans krizi yüzünden yedi milyon çocuğun fakir düştüğü belirtiliyor. Gelişmiş sanayi ülkelerinde de çocuklar ekonomi ve finans krizinin olumsuz etkilerini hissediyorlar. Frankfurter Rundschau gazetesinin Almanya'daki fakirliği konu alan yorumu şu satırlarla sona eriyor:

“Almanya'da kitlelerin açlık çektiği söylenemez. Çocuk fakirliği Almanya'da bankalar krizi yüzünden Yunanistan ya da ABD'de olduğu gibi artmadı. Almanya zengin bir ülkedir. İşte bu özelliği göreceli fakirlik skandalına yol açıyor. Nüfusun yüzde 16'sına tekabül eden 13 milyon kişi fakir düşme riski taşıyor. Bekarlarda barınma, ısınma ve beslenme gibi zaruri ihtiyaçlara harcanan paranın 979 euronun altına düşmesi fakirlik riski doğuruyor. Bu oranın değişmemiş olması, iktidardakilerin istikrar hakkında anlattıklarıyla bağdaşmıyor. Övmekten gurur duydukları genel ekonomik durumun bedeli, nüfusun zaruret çeken büyük bir bölümüne ödetiliyor.”

Straubinger Tagblatt adlı gazete Berlin'deki mülteciler konferansına ayırdığı yorumda şu görüşlere yer veriyor:

“Mültecilere sadece başlarını sokacak yer bulmak ve onların karınlarını doyurmak yetmez. Travma geçiren bu insanların ilgiye ve yardıma ihtiyaçları var. Öncelikle çocuklara özel ihtimam gösterilmesi, eğitimlerinin aksatılmaması gerekir. Bunun altından, mülteci alan her ülke tek başına kalkamayacağı için Almanya ve diğer zengin ülkelere özel sorumluluk düşüyor. Aksi takdirde kaybedilmiş, her türlü perspektiften yoksun Suriyeli bir nesil yetişir. Berlin deklarasyonu doğru yola işaret ediyor. Şimdi önemli olan niyeti fiiliyata dökmektir.”

Heilbronner Zeitung adlı gazetenin Berlin konferansını yorumlayan satırları ise özetle şöyle:

“Kesenin ağzını açmak kadar dünya devletlerinin bölge ülkeleriyle işbirliği yapması da büyük önem arz etmektedir. İlk adım, yardım kuruluşlarının kriz bölgelerine ulaşmasını sağlamak olmalıdır. Orta vadede uçuşa yasak bölge ve devlet yapılanması gibi konulara el atılabilir. Yerel barışçı çözümler sayesinde bölge bölge istikrar sağlanıp mültecilerin topraklarına dönmelerine yardımcı olunabilir. IŞİD terörüne verilebilecek en doğru karşılık, işler devlet düzenine geçmek olabilir. Barışa götüren yol şimdilik hayaldir. Diplomasi olmazsa, hayal olarak da kalacaktır.”