Gaziantep'in Nizip ilçesindeki mülteci kampında 30 çocuğun temizlik görevlisi tarafından istismar edildiği iddiaları AFAD tarafından yapılan açıklamalyla doğrulandı. AFAD, sürecin yargıya taşındığı açıklamasını yaptı, iddialar hakkında çıkan haberleri eleştirdi. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, skandalın ardından tutulan tutanakta 85 kameradan 14'ünün arızalı olduğu ve tüm cinsel istismar vakalarının arızalı kameraların olduğu bölgede gerçekleştiğinin yazıldığını aktardı.
Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinin bugünkü (15 Mayıs 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:
Karaman'da, Ensar Vakfı'nda görevli öğretmenin, çocuklara cinsel tacizde bulunmasını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu “sıradan olaymış” gibi gördü. Kadın bakanın tutumu alabildiğine yadırgandı. Ensar Vakfı evindeki olayın sorumlusu hükümet olduğu gibi, Türkiye'ye sığınan, kamplarda barınan Suriyeli çocukların cinsel istismara uğramasının da sorumlusu hükümettir.
Suriye'den ülkemize gelen sığınmacıların bir bölümü Nizip'te Afet ve Acil Durum (AFAD) Yönetimi Başkanlığı'na ait çadırkentte barınıyor. Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nde bulunan 2015/188 esas sayılı dosya ve buna bağlı olarak mahkemenin yaptığı araştırmalar tam anlamıyla bir skandalı ortaya koydu. Avukat Önder Alkurt'un ulaştığı belgeler, CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici tarafından soru önergesine dönüştürüldü. Bize de, belgeleri inceledikten sonra rezaletin belgelerini duyurmak kaldı.
Nizip 1'inci Çadırkenti'nde 30 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunulduğu anlaşıldı. Bu durumu AFAD “2015'te yargıya taşınan ve gerekli tüm idari tedbirlerin uygulandığı bir olay” olarak açıkladı. Ancak ortaya çıkan bilgiler cinsel istismar vakasında çadırkent yönetiminin ve dolayısıyla AFAD'ın ihmalleri olduğunu ortaya koyuyor. Cinsel istismara uğrayan çocuklardan 2'si çadırkentten ayrılıyor ve bir daha geri dönmüyor. Cinsel istismarla suçlanan ve halen tutuklu bulunan temizlik görevlisinin bırakın açığa alınmasını, sadece görev yeri değiştirilmekle yetiniliyor. İşte sorun bundan sonra daha da derinleşiyor. Mahkemenin sorusu üzerine üç görevli tarafından düzenlenen 26 Mart 2016 tarihli tutanakta, iki çocuğun kamptan 24 Eylül 2015 tarihinde ayrıldıkları, o günden sonra nerede olduklarının tespit edilemediği belirtiliyor.
Kampta bulunan 30 çocuğun cinsel istismara uğraması gibi, AFAD yetkililerinin ihmali de anlatılacak gibi değil. Skandal, çadırkent konaklama tesislerinde bulunan kameraların durumuyla ilgili olarak mahkemenin yaptırdığı araştırma sonucu ortaya çıktı. Uzman Jandarma Çavuşlar Nihat Turhan, Eyüphan Enni, Fatih Erden, MOBESE sorumlusu özel güvenlik görevlileri Mustafa Özdemir, Okan Yıldız, Mehmet Cankesen ve Mehmet Aydın'ın imzalarıyla 17 Aralık 2015 tarihinde düzenlenen tutanağı okuyalım:
“Çadırkent konaklama tesislerinde emniyet ve asayişin sağlanması maksadıyla 30 adet hareketli, 55 adet sabit kamera bulunduğu, bunlardan 8 adedi hareketli, 6 adedi de sabit kameranın arızalı olduğu, cinsel istismarın yaşandığı bölgenin, arızalı kameralar bölgesinde olduğu, bu nedenle görüntü alınamadığı, yapılan kontrollerde, kamera açılarının olayın olduğu alanı görmediği, bu nedenle olayla ilgili herhangi bir görüntü alınamadığına dair tanzim edilen tutanak imza altına alındı.”
Bu kadarına da pes. Kameralar arızalı, üstelik bunların hepsi de cinsel istismarın yaşandığı bölgede bulunuyor. Ensar skandalı gibi bunu da bir kişinin üzerine atıp kapatmayın… Hadi bakalım AFAD Başkanı verin bunun hesabını…