"30 yıldır şehir zehirle iç içe yaşıyor"

"30 yıldır şehir zehirle iç içe yaşıyor"

Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar bugünkü yazısında, 90'lı yıllarda Arena programınında böcek öldürmede kullanılan 1985'te kullanımı yasaklanan DDT türevi BHC ilacının stoklarının Koruma Tarım Anonim Şirketi'nin İzmit'teki depolarında olduğunu ortaya çıkardığı haberini hatırlattı. Dündar, 2017 yılına ait Kocaeli gazetesinin haberini okurken BHC ilaç stokların hala aynı yerde bulunduğunu öğrendiğini belirtti. Dündar, "30 yıldır bu felaketle iç içe yaşadığı ve yaşamaya devam edeceği ortaya çıkıyor. Böylesine korkunç bir tehditin yok edilmesi için. Allah korusun insanların patır patır düşüp ölmeleri mi gerekiyor?.." dedi. 

Dündar'ın "30 yıldır şehirle iç içe yaşayan şehir" başlğıyla yayımlanan (20 Ocak 2018) yazısı şöyle: 

İsviçreli bilim insanı Paul Hermann Müller, 1939 yılında DDT denilen ilacın böceklere karşı çok etkili olduğunu açıkladığında, doğadaki tüm canlıları nasıl bir felaketle baş başa bırakacağını bilmiyordu. Müller'in buluşu o yıllarda insanoğlunun en büyük baş belalarından olan sıtma sineği ile bitleri yok ettiği için, adeta pudra gibi kapış kapış gidiyor ve 1948 yılında Nobel Ödülü'ne layık görülüyordu. DDT ayrıca tarım üretimini olumsuz etkileyen zararlılara karşı da çok etkiliydi. Bu nedenle tarımda “Yeşil Devrim”in başlatıcısı olduğuna inanılıyordu.   Ancak 22 yıl sonra yine bir bilim adamı, Rachel Carson, DDT'nin sadece böcekleri değil, doğadaki tüm canlıları zehirlediğini kanıtlıyordu. Carson'a göre; DDT “mucizevi bir ilaç” olmadığı gibi, topraktan atılması ancak 60 yılda gerçekleşen kalıcı ve çok etkili bir zehirdi. Acilen yasaklanması, hatta bir yerden başka bir bölgeye naklinde bile olağanüstü önlemler alınması gerekiyordu. 

Ve 1972 yılından itibaren başta ABD olmak üzere tüm dünyada DDT kullanımı yasaklanıyordu.

DDT'nin yaygın olarak kullanıldığı ülkelerden biri de Türkiye idi. Gelişmiş ülkelerde çoktan yasaklanmış olmasına karşın ülkemizde, hiçbir kontrol olmaksızın adeta peynir ekmek gibi rahatça satılıyordu. DDT kullanımının resmen sona erdirilmesi ancak 1985 yılında gerçekleşiyordu. DDT üretim ve kullanımı nihayet yasaklanmıştı ama, sadece kağıt üzerinde!.. 

 90'lı yılların ortasında, reyting rekortmeni “Arena” ekibine bir ihbar yapıldı. Arayan kişi, İSKİ Skandalı'nın ardından ABD'ye kaçan işadamı Halil Bezmen'e ait, Koruma Tarım Anonim Şirketi'nin İzmit'teki depolarında, DDT'nin türevi olan tonlarca BHC stokunun torbalar içinde depolarda durduğunu, zehir saçan ilacın, çatısı delik deşik binalardan sızan yağmur sularına ve dolayısıyla doğaya karıştığını iddia ediyordu. Arena ekibinin araştırması vahim ihbarın doğru olduğunu gösterince, hemen çekim ekibini İzmit'e gönderdik. Uzun süre sahipsiz kaldığından harabeye dönmüş depolarda çoğu patlak plastik torbalarda stoklanan BHC yığınlarını görüntüledik.

Doğrusunu isterseniz o haberden sonra yetkililerin, başta balıklar ve kuşlar olmak üzere doğadaki tüm canlıları tehdit eden, insanlarda kansere ve Alzheimer'a yol açtığı kesinleşen bu zehir stoklarını acilen imha edeceklerini düşünmüştüm.  Ülkemizin en önde gelen soruşturmacı gazetecilerinden, sevgili Soner Yalçın'ın küresel gıda terörü örneklerini insanın uykusunu, hatta aklını kaçırtacak dehşet verici örneklerle anlattığı “SAKLI SEÇİLMİŞLER” adlı son kitabını soluksuz okurken aklıma nedense DDT stoklarıyla ilgili o haberimiz geldi… 

Hemen internete girip akıbetini araştırdım. Kocaeli Barış Gazetesi'nin 20 Eylül 2017 tarihli haberini okurken gözlerime inanamadım. Meğer binlerce tonluk o zehir stoklarının büyük çoğunluğu hâlâ orada duruyormuş!.. Habere göre; Osman Pepe'nin Çevre ve Orman Bakanı olduğu dönemde, tesislerin değişen sahibi, Kocaeli Sanayi Odası; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve atık imhası için kurulan İZAYDAŞ arasında bir protokol imzalanıyor. Depo elden geçirilip koruyucu önlemler alınıyor. Ancak gerek 2 milyon dolarlık yüksek maliyet, gerekse yetersiz teknoloji nedeniyle imha işlemi gerçekleşemiyor. CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın konuyu ısrarla takip etmesi üzerine 2011'de bir Alman firmasıyla anlaşma yapılıyor ve her ay iki kamyon dolusu BHC'nin bu ülkeye götürülerek imhası planlanıyor. Fakat kısa bir süre sonra sevkiyat duruyor! 2017 yılı başında CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'ye yönelttiği soru önergesiyle sorunu Meclis'e taşıyor. Ancak aradan geçen süre içinde Bakan Özhaseki sorulara cevap vermiyor!.. Böylece başta İzmitliler olmak üzere tüm çevrenin yaklaşık 30 yıldır bu felaketle iç içe yaşadığı ve yaşamaya devam edeceği ortaya çıkıyor. 

Böylesine korkunç bir tehditin yok edilmesi için -Allah korusun insanların patır patır düşüp ölmeleri mi gerekiyor?..