Adalet Bakanlığından, TCK'nın 301. maddesinden açılan davaların arttığı yönündeki iddia ve haberlerin hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı, aksine yapılan değişikliğin ardından açılan davalarda büyük oranda düşme meydana geldiği bildirildi. TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008 tarihinden 16 Mart 2009 tarihine kadar geçen sürede, izin talebiyle bakanlığa gönderilen 702 dosyadan, incelemesi tamamlanan 606 dosyanın 533'ü hakkında soruşturma izni verilmediği, 73 dosya için soruşturma izni verildiği belirtildi. Adalet Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, bazı basın ve yayın organlarında TCK'nın 301. maddesinden açılan davalarda artış olduğu yönünde bir internet sitesinin raporuna dayandırılan yanlış rakam ve bilgilere yer verildiği ifade edildi. TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişikliğin 8 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girdiği hatırlatılarak, yapılan değişiklikle madde metninin yeniden düzenlendiği, ceza süresinin indirildiği ve Cumhuriyet savcılarının bu madde kapsamında soruşturma başlatmalarının Adalet Bakanı'nın iznine bağlandığı kaydedildi. Değişikliğin ardından mahkemelerde sürmekte olan davalar hakkında durdurma kararları verilerek, dosyaların izin talebiyle bakanlığa gönderilmeye başlandığına işaret edilerek, şu bilgiye yer verildi: "Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008'den, 16 Mart 2009 tarihine kadar izin talebiyle Bakanlığımıza toplam 702 dosya gönderilmiştir. İncelemesi tamamlanan 606 dosyadan 533'ü (yüzde 88) hakkında soruşturma izni verilmemiş, 73 dosya (yüzde 12) soruşturma izni verilmiş, 96 dosyayla ilgili inceleme işlemleri ise devam etmektedir. Kanun değişikliğinin ardından 10 aylık süre içinde Bakanlığımıza gönderilen dosya sayısının yüksek olması, daha önce açılan ve devam etmekte olan davalarda durdurma kararı verilip dosyaların izin için Bakanlığımıza gönderilmesinden kaynaklanmaktadır. 301. maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 8 Mayıs 2008 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 10 ayı aşkın süre zarfında savcılıklardan soruşturma izni talebiyle yaklaşık 141 dosya gönderilmiş, bunlardan sadece 8'ine soruşturma izni verilmiştir, 113 başvuru geri çevrilmiştir." “AİHM içtihatları göz önünde bulunduruluyor” İzin talebiyle bakanlığa gönderilen dosyaların büyük titizlikle incelendiği, ifade özgürlüğünün genişletilmesi ve güvence altına alınması yönünde 301. madde metninde yapılan son değişikliklerin amacı ve gerekçeleri doğrultusunda bir değerlendirme yapıldığı belirtilerek, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay'ın konuyla ilgili içtihatlarının da göz önünde bulundurulduğu kaydedildi. AİHM'in bir çok kararında, ifade hürriyetinin sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğunun vurgulandığı bildirildi. Açıklamada, AİHM kararlarında bunun demokratik bir toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik ve hoşgörünün gereği olduğunun belirtildiğine de işaret edildi. TCK'nın 301. maddesinde açılan davaların arttığı yönündeki iddia ve haberlerin hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı, aksine değişikliğin ardından 301. maddeye göre açılan davalarda büyük oranda düşme meydana geldiği bildirildi.