Manisa'nın Soma ilçesinde 2014 yılında gerçekleşen ve 301 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasıyla ilgili 5'i tutuklu 51 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve Ramazan Doğru'nun savunmalarını yapmasının ardından duşma yarına ertelendi.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan duruşma öncesinde yürüyüş düzenlendi. Sosyal Haklar Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği öncülüğündeki yürüyüşe CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, sivil toplum örgütü temsilcisileri ve kazada hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Duruşma salonu önüne kadar yürüyen grup yol boyunca ölen madencilerin isimlerinin de yazdığı 'Unutmadık, unutturmayacağız' yazılı pankartları taşıyarak '301'in hesabı sorulacak', 'Anaların gözyaşı katilleri boğacak', 'Kaza değil cinayet, kader değil katliam', 'Soma'nın ateşi AKP'yi yakacak', 'Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek', 'Soma'nın kömürü katilleri yakacak' sloganları attı.
Hayatını kaybeden madencilerden Uğur Çolak'ın babası,aynı zamanda Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği üyesi İsmail Çolak yaptığı basın açıklamasında "Bugün burada 49 aydır süren acı ve öfkenin varsa hukuksal bir karşılığı artık görmek istiyoruz. Adalet istiyoruz, adalet için toplandık. Seçimlere günler kala mitingde vaatlerde bulunanlara inat, emeğin ve alın terinin anlamını biz biliriz. Bu işi birlikte tamamlamak için toplanık. Biliyoruz ki davamızın son sürecine geldik.1 yıl boyunca beklediğimiz mütalaa suçlulara ödül niteliğinde açıklandı. Artık karar duruşmasına yaklaştığımız şu süreçte, inatla ve inatla bu salonda olacağımızı ve sanıkların yüzlerine baka baka 'adalet' diye haykıracağımızı bir kez daha söylüyoruz'' ifadelerini kullandı.
Davanın yaşanabilecek her türlü iş cinayeti için önem taşıdığına değinen Çolak konuşmasına şöyle devam etti: ''Dost ve düşman iyi bilsin ki bu dava bizi çocuklarımızı ve eşlerimi geri getirmeyecek. Ama dava sonucu her iş cinayetinde emsal teşkil edecek patron ve işçi kanı ile büyüyecek bir Soma, bir Ermenek, bir Şirvan daha yaşanmayacak. Mücadelemiz bunu içindir. Soma için adalet, herkes için adalet"
Basın açıklamalarının ardından duruşmaya katılmak isteyen avukatlar ve madenci aileleri, polis kontrolünden geçip, duruşmanın görüldüğü mahkeme salonuna girdi.
Mahkeme başkanlığına Afşin Elbistan B Termik Santralinin Çöllolar kömür sahasında yaşanan ve 11 işçinin yaşamını yitirdiği davanın hakimliğini de yapan Salih Pehlivanoğlu atandı. Salih Pehlivanoğlu söz konusu dava da sanıklara yalnızca para cezası vermişti. Aynı zamanda davanın savcısı da değişti.
13 Mayıs 2014'teki maden kazasının ardından başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Hazırlanan iddianame 2 Mart 2015 tarihinde Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Tutuklu 8 kişi için 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 2025 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 26 yıl hapis cezası istenen iddianamede tutuksuz 38 zanlı için de 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 215 yıl hapis istendi. Geçen yılki duruşmalarda iki maden mühendisi, bir vardiya amiri ve emniyet teknikeri serbest bırakılmıştı. Son bilirkişi raporundaki suçlamalardan dolayı Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı ve bu dosya ile birleştirildi. Dava açıldığında 46 olan sanık sayısı da 51'e yükseldi.
Sanıklardan tutuklu olan 5 kişi şöyle:
"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy"
Tutuksuz yargılanan 46 sanığın isimleri ise şöyle:
"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin patronu Alp Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç ile mühendisler Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Mehmet Ali Günay Çelik, Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal"
"Burada kusur yok, kasıt var"
Mahkemede söz alan avukatlar, mütalaanın suç vasıflandırmasının hatalı olduğu yönünde görüş bildirdi. Avukatlardan Berrin Demir, davada yargılanan ve yargılanmayan tüm sanıkların 'örgütlü bir kötülük çetesi' kurduğunu öne sürerek, "Bizim sizden beklentimiz siyasi, ekonomik kaygıları bir yana bırakarak, hukukun üstünlüğünü göz önünde bulundurup, yargısal refleksi harekete geçirerek sanıklara hak ettikleri cezaları vermenizdir. Böylece toplumda oluşan yargıya güvensizliği de ortadan kaldırıp yargının tekrar çalıştığını göstermenizdir" dedi. Avukatlarından Bilge Doğru ise "Hukukun ve mağdurların vicdanını rahatlatacak bir karar çıkmazsa 3- 4 sene sonra yeni bir katliamla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olur. Burada kusur yoktur, kesinlikle kasıt vardır. Hatta birinci derece kasıt vardır. Mahkeme heyeti kararını verirken, bunları göz önünde bulundurmalıdır" diye konuştu.
Duruşmada, ayrıca ailelerin avukatlarından Can Atalay'ın talebi üzerine, bir diğer müşteki avukatı olan, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) 7 ay önce tutuklanan genel başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın dilekçesi okundu. Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kozağaçlı, dilekçesinde, tutuklu bulunma sebeplerinden birinin, halkı Soma davasında hükümete karşı kışkırtmak olarak gösterildiğini; ancak halkı kışkırtmak yerine duruşma salonlarında 301 işçinin ve ailelerinin haklarını aradıklarını kaydetti. K ozağaçlı'nın dilekçesinin okunmasının ardından söz alan avukat Can Atalay, mahkeme başkanının neredeyse karar açıklanacağı sırada mahkemeye atandığını savunup, savcının ise dosyayı iyi okuyamadığı iddiasında bulundu. Atalay, "Bu davayı siz bitirseniz bile bizim için bitmeyecek. Bu davanın siyasi ayağı devam edecek. Danıştay kararına rağmen davaya getirilmeyen kamu görevlileri var. Bu davanın siyasi ayağı, kamu ayağı, sarı sendika ayağı var" dedi. Can Atalay'dan sonra söz alan diğer müşteki avukatları da davanın, Türkiye tarihine geçecek bir dava olduğunu ve mahkeme heyetinin üzerinde çok ağır yük bulunduğunu vurguladı. Müşteki avukatlarının esas hakkındaki görüşlerinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi. Aranın ardından duruşmaya, sanıkların dinlemesiyle devam edilecek.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, madenci yakınlarının avukatlarından Can Atalay ve Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel duruşmaya ara verildiği sırada açıklamalarda bulundu. Avukat Atalay, kararın, 24 Haziran seçimlerinden sonraki hafta çıkmasını beklediklerini belirterek, "Türkiye'nin yakın tarihi açısından en önemli yargılamalardan birisini son aşamasına geldik. Türkiye bir karanlıktan çıkmaya çalışıyor. Zor günlerden geçiyor. Bu karanlıktan çıkış için emeğiyle geçinen, ekmeğini kazanırken göz göre göre ölüme gönderilen insanların davasının nasıl sonuçlanacağı, onların ailelerin dört elle sarıldıkları bu davanın nasıl sonuçlanacağı kritik önemde. Anladığımız kadarıyla karar önümüzdeki haftaya kalacak" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Özel ise davaya olan ilginin azlığından yakınarak, şunları söyledi: "22'nci kez geliyoruz. Her gelişimizde bazen 8, bazen 6 gün boyunca burada yargılamalar yapılıyor. Bu karardan önceki son blok duruşma. Görünen o ki gelecek hafta Soma'da bir karar çıkacak. 4 yıl önce facia olduğunda tüm siyasi görüşlerden Türkiye'nin dört bir yanından 'Soma'yı unutma unutturma. Unutursak yüreğimiz kurusun' diyenlere sesleniyorum. Neredesiniz siz? İlk duruşma günü 15 bin kişi kapıdaydınız. Her aileden biri içeriye alındı. İçeride partilerin genel başkanları, en üst düzey yöneticileri, Türkiye'nin en meşhur gazetecileri, en sağlam köşe yazarları vardı. Rüzgar adaletten yana esiyordu. Rüzgar ailelerden yana esiyordu. Yavaş yavaş ilgi azaldı. Daha sonra fırsatını buldular, ailelerin genel olarak razı oldukları mahkeme başkanı değişti. Herkesin haberi olsun. Yarın, 'Ah, vah' demeyin. Gelecek hafta tweet atmayın. Facebook'ta paylaşmayın 'Niye böyle oldu' diye. Siz burada olmazsanız, Soma'ya verdiğiniz sözü tutmazsanız, bu ilgisizlik devam ederse haberiniz olsun içeride rüzgar artık şirketten yana esiyor. Dünyanın en pahalı savunma avukatlarına karşı, halkın ve baronun gönüllü avukatları var. Bir tarafta dayısı olanlar, parası olanlar, saraylı olanlar, bir tarafta halkın mücadelesi var. Gelirseniz siz kazanacaksınız, gelmezseniz Somalı anneleri, yetim çocukları yalnız bırakırsanız, onlar kazanacak. Onlar kazanınca kimse 'Ah, vah' demesin. Gelecek hafta burada olursanız, rüzgarın yönü bir kez daha değişebilir." CHP'li Biçer ise mahkeme heyetine seslenerek, "Dünya yıkılsa bile adaletin yerini bulmasına engel olmayın" dedi. Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yüksel de davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurgulayarak, "Son günlerde bu ülkede madencilik alanında yanlışlar yapılmaya devam ediliyor. Soma'daki sahalar madencilik ilkesine aykırı bir şekilde bölünerek, parçalanarak, ihale ediliyor. Bu önümüzdeki dönemde yeni Soma facialarının yaşanacağı anlamına gelmektedir. Bu konuda uyarıyoruz. Bizim ilk amacımız bu davada adaletin yerini tecelli etmesidir" diye konuştu.
Aranın ardından tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, savunmasını yaptı. Sanık Can Gürkan, savunmasında mahkeme heyetinin 'toplumun baskısı altında' olduğunu öne sürdü. Davanın 5 tutuklu sanığından Gürkan, genel bir savunma yapmak istediğini, diğer sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından da teknik savunmasını yapmak istediğini mahkeme heyetine bildirdi. Mahkeme başkanının, tüm sanıklara son bir kez daha söz hakkı tanınacağını söylemesi üzerine savunmasına başlayan Can Gürkan, şunları söyledi: "Müşteki avukatları, mahkeme heyetinin baskı altında kaldığı yönünde bir algı oluşturmaya çalışıyor. 4 senedir tutuklu olarak yargılanıyorum. Sebebi hala çözülememiş bir olayla karşı karşıyayız. Olayda önceliğin, olayın nasıl olduğunun çözülmesi olması gerekirdi. Savcının mütalaasında, olayın oluş şekli kanaat şeklinde ve her noktası birbiriyle çelişiyor. Teftiş kurulu 'kablolar yandı' diyor ama kabloların yanmadığı tespit edilmiş ve dosyaya o şekilde girmiş. Bilirkişi tamburdan kaynaklı bir durumun olmadığını da söylüyor. Bence bu olayda kimsenin olayın nasıl olduğuna dair bir fikri yok. Ortada delil yok, belirsizlik var. Olayın oluş şekli kanaat. Suçlama kanaat ise 4 senedir neden yargılanıyoruz. Mahkeme heyeti, kamuoyu baskısı altında ceza verecek. Ceza hukuku, kanaate dayalı olamaz. Delilsiz, kamuoyu baskısı altında ceza verilemez. Ben istenen tüm yatırımları yapmışım. Mühendislik işlerine karışamam. Sonuçta bir olay oldu, sonuçları çok ağır olan bir olay. Nasıl oldu bilmiyoruz. Bu olayın sebebini bilmeden isterseniz bizi idam edin. Madem bu dava madencilik açısından emsal olacak; olayın ilimle, bilimle çözülmesi lazım. En önemlisi bu. Bu şekilde hükme gidiyoruz. Ben, beraat etmem gerektiğini düşünüyorum. Diğer taraf ise kasıtla öldürme suçlamasından cezalandırılmamı talep ediyor. Bu olayın emsal olması için olayın çözülmesi lazım. 3 kez değiştirilmiş bir bilirkişi raporu var ortada ve hiçbiri olay şundan olmuştur demiyor."
Can Gürkan, aslında bir savunma yapmadığını ve mahkeme heyetine içini döktüğünü söyleyerek, "Savunmam yapmam için delile dayalı bir suçlama yapılması lazım ama ortada delil yok. Yapılmış, bitmiş bir yolun benim talebimle yapılmasına izin verilmediği ve reddedildiği suçlamasıyla karşı karşıyayız savcılık mütalaasında. Burada asıl zor olan, dosyadaki delillere bakarak toplum tarafından linç edilmek istenen şahsım adına konuşuyorum. Deliller bir insanın suçsuz olduğunu gösteriyorsa, toplumu tatmin etmek için değil, hukukun üstünlüğüne göre karar verilmeli. 4 sene delile dayanmadan tutuklu kaldıktan sonra hukuki bir sonuç beklemiyorum. Delili olan bir suçlamaya cevap vermek istiyorum ama yok. Teknik sunumlar ve savunmalardan sonra savunmama tekrar devam etmek istiyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti Gürkan'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından tutuklu sanık Ramazan Doğru, savunmasını yaptı. Mahkeme heyeti, Doğru'nun savunmasının ardından yapmasının ardından yarına ertelendi.
Duruşmaya yarın, diğer sanıklar ve avukatlarının savunmalarıyla devam edileceği belirtildi.