31 yıldır çalan 12 Eylül zili

31 yıldır çalan 12 Eylül zili

T24- Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak işyerine gelirken, 12 Eylül kalıntısı bir 'zil' kurum çalışanlarını teyakkuza geçiriyor.

Radikal'in haberine göre, son yıllarımız Ergenekon, Balyoz gibi darbe planlarını tartışmakla geçti, geçiyor. 12 Eylül darbesi ile yüzleşilse de hesaplaşma tam olarak bitmedi. Darbeciler hakkında soruşturma açılabilmesi de ancak 30 yıl sonra olabildi. 12 Eylül’ün darbecisi, işkencecisi, mağduru hala toplumun içinde. Sadece bunlar mı? 12 Eylül ‘ruhu’nu bir türlü içimizden söküp atamadık. Bu ne menem bir ‘ruh’tur ki, onca Anayasa maddesi değişikliği, yasal düzenlemeler, referandum da görse içimizdeki yaşamına devam ediyor. Hem de en olmaması gereken kurumlarda. İşte ağlar mısın, güler misin dedirten bir örnek...

Kredi Yurtlar Kurumu diye önemli bir devlet kurumu var. 300 bine yakın öğrenciyi yurtlarında barındırıyor, yüzbinlercesine burs veriyor. Bu kurumun Genel Müdürlüğü koltuğunda Hasan Albayrak oturuyor. Hasan Bey bir ‘istikrar abidesi’. AK Parti’de bakanlar değişiyor, Hasan Bey yerinde kalıyor. Genel Müdürlük performansı iyidir, kötüdür bilemem. Ama darbecilerin başlattığı alışkanlığı sürdürüyor. 12 Eylül’de darbe olunca kredi yurtların başına da asker kökenli yönetici gelmişti. O zaman girişe bir zil butonu yapıldı. Albay’ın geliş ve gidişi, karşılanış ve uğurlanışı zil sesiyle yapılıyordu. Duyunca inanmam zor oldu ama o zil halen çalıyor. Hasan Bey, sabah işyerine gelmeden beş dakika önce güvenlik görevlisi zile basıyor. Okul zilini andıran sesle bütün bina teyakkuza geçiyor. Kimisi vaktinde geliyor, kimisi koşturarak apar topar yetişiyor. Genel Müdür’ün makam odasının önünde tek sıra halinde diziliyorlar. Ceketlerin önleri tabiî ki ilikli. Bütün birim amirleri ‘hoşgeldiniz efendim, günaydın sayın genel müdürüm’ diye karşılıyor. Genel Müdür’ün çıkışında da benzer manzaralar yaşanıyor. Yine zil çalıyor. Bu sefer toplu halde aşağı iniliyor.Makam aracının önünde nizami bir şekilde tek sıra haline geçiliyor. Artık çıkış saatinin durumuna göre ‘iyi akşamlar’, ‘iyi geceler’ veya ‘güle güle’ denilerek Hasan Bey uğurlanıyor.

Başbakan’ın karşılama, uğurlama törenlerine kısıtlama getirdiği bir ortamda 12 Eylül’den kalma kötü bir alışkanlık niye devam ettirilir? Hani 12 Eylül’ün izleri hayatın her alanından silinecekti? Bu soruların bir cevabı olmalı. Hasan Bey acaba ne der? Telefonlara dönüş yapmadığı için şimdilik bilemiyoruz. Asıl Hasan Bey’in bağlı olduğu Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yaklaşımı önemli. Kılıç, yurt hayatı yaşamış bir isim. Hatta, 90’lı yıllarda kredi yurtlarda öğrenciyken Hasan Bey, bölge müdürüydü. Kılıç, Grup Başkanvekili olarak 12 Eylül’le en büyük hesaplaşma olarak görülen referandum paketine emek vermişti. Şimdi bakan ve o yurtlarda kalanların “Suat Abi”si. Suat Kılıç’ın 12 Eylül zihniyeti ve ziliyle imtihanı başlıyor. Öğrenciliğinden beri tanıdığım Suat Kılıç, böyle bir alışkanlığı devam ettirmez diye düşünüyorum.