Adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki verilerle 6-13 yaşındaki öğrencileri karşılaştıran Milli Eğitim Bakanlığı, 326 bin çocuğun okula gitmediğini tespit etti. Zorunlu eğitime devam etmeyen bütün çocukların isim ve adreslerini tek tek belirleyen bakanlık, öğrencilerin peşine düştü. Her okul kendi bölgesindeki çocukların kaydını yapmak için ailelerle görüşecek. Elde edilen sonuçlar Milli Eğitim'in e-okul programına işlenecek. İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, okula gitmeyen çocuk kalmayacağını söyledi. Öğrencilerin derse katılmama sebeplerini tek tek tespit ederek ortadan kaldıracaklarını vurgulayan Er, "Her okul kendi sahasındaki çocuklar için gerekli girişimlerde bulunarak okula kaydetmeye çalışacak. Kaydedemiyorsa sebebini e-okul modülüne yazacak. Bu sebepler üzerine yeni stratejiler geliştirilecek. Bir ilde yaptığım pilot çalışmada, çocuklardan bazılarının nüfus sayımından sonra öldüğü halde kayıttan düşmediğini, bazılarının özürlü olduğunu, bazılarının da yurtdışında olduğunu tespit ettim. Hatta bazıları da gerçek yaşı farklı olduğu için lisede öğrenci çıktı. Tüm Türkiye'de bu çalışmayı yapacağız, hem gerçek istatistik rakamına ulaşacağız, hem de kapı kapı dolaşıp çocukları okula kaydetmeye çalışacağız." dedi. Göç, yoksulluk ve küçük yaşta çalışma gibi çeşitli nedenlerle okula hiç gidememiş veya okulu yarıda bırakmış ilköğretim çağındaki çocukların kaçırdıkları eğitim hayatını yeniden yakalama şansı bulunuyor. Bu kapsamda 10-14 yaş arasındaki çocuklar 'yoğunlaştırılmış telafi eğitimi'ne alınıyor. 3-4 aylık eğitim programlarını başarıyla tamamlayan çocuklar seviye ve yaşlarına uygun bir üst sınıfa yerleştiriliyor. İlköğretimde halen 11 milyona yakın öğrenci okuyor.