'34 milyon kişi 1. derece deprem bölgesinde yaşıyor'

'34 milyon kişi 1. derece deprem bölgesinde yaşıyor'

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, mevcut deprem bölgeleri haritasına göre, toprakların yüzde 66‘sı birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde bulunduğunu açıkladı.

Açıklamada “Konutlarımızın yüzde 44`ü 1. derece, yüzde 25`i 2. derece deprem bölgesinde yer alırken, nüfusumuzun yaklaşık 34 milyonu yani  yüzde 43`ü 1. derece, yaklaşık 22 milyonu yani yüzde 30`u 2. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır” denildi.

Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan yapılana açıklama şöyle:

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi‘nin üzerinden 16 yıl geçti. 17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli ve 12 Kasım tarihinde Düzce`de binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, on binlerce yurttaşımızın da yaralanmasına yol açan depremler, yaşadığımız en acı felaketlerden biri olarak, tarihteki yerini almıştır. Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar, genellikle anımsanmak istenmez. Ancak, 17 Ağustos, afetlere karşı güvenli bir yaşam için sönen umutları yeniden canlandırmak, yurttaşlarımıza güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için, bize sorumluluklarımızı sürekli anımsatan bir tarih olmuştur.

Artık hepimiz biliyoruz ki ülkemizin, tektonik, jeomorfolojik yapısı ve sahip olduğu iklim özellikleri nedeni ile büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karşılaşmaktadır ve karşılaşmaya bundan sonra da devam edecektir. Mevcut deprem bölgeleri haritamıza göre; topraklarımızın yüzde 66‘sı 1`inci ve 2`inci derece deprem bölgesinde bulunmaktadır.

Konutlarımızın  yüzde 44`ü 1. derece,  yüzde  25`i 2. derece deprem bölgesinde yer alırken, nüfusumuzun yaklaşık 34 milyonu yani  yüzde 43`ü 1. derece, yaklaşık 22 milyonu yani yüzde 30`u 2. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Yapılarımızın ve ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun bulunduğu 1. ve 2. derece deprem bölgelerinde büyük bir deprem olma olasılığı her zaman vardır ve yüksektir. Sadece depremler yüzünden, 1900`lerden bu yana yaklaşık 100 bin vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 500 bine yakın yapımız hasar görmüştür. 

Farklı büyüklüklerde yılda ortalama 25 bin depremin meydana geldiği ülkemizde, geçen 16 yıl içerisinde 2002 Afyon depremi, 2003 Bingöl depremi, 2010 Elazığ depremleri, 2011 Simav ve Van depremleri, 2014 Çanakkale depremleri, ülkemiz deprem aktivitesinin önemini bizlere sürekli hatırlatmaktadır.

Çağdaş ülkelerde böyle bir gerçekle karşı karşıya kalan toplumun her kesiminin afet zararlarının azaltılması konusunda kendine düşen görevleri yapması gerekirken, ülkemizin gerçeği olan deprem konusunda; bireyden kamu kurumuna, özel sektörden sivil toplum örgütlerine kadar çok paydaşlı bir yapıda oluşturulması gereken çalışmalar bu güne kadar maalesef ortaklaştırılamamıştır. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak deprem zararlarının azaltılması konusundaki düşüncelerimiz kamuoyu ile her zaman paylaşılmış, deprem zararlarının azaltılması konusunda ortak çalışma kültürünün oluşturulması konusunda ki çabalarımız da aralıksız sürdürülmüştür.

Bu kapsamda; Jeoloji Mühendisleri Odası olarak gerek bilimsel kurullarımızda, gerekse oluşturduğumuz "Doğa Kaynaklı Afetler ve Afet Yönetimi" çalışma grubumuzda yaptığımız etkinliklerle ve yayınlarımızla sürekli ilgilileri uyarıyor ve bilgilendirmeye gayret ediyoruz.