"AB ÜYELİĞİ, TÜRKİYE'NİN STRATEJİK HEDEFİDİR" LJUBLJANA (A.A)

-"AB ÜYELİĞİ, TÜRKİYE'NİN STRATEJİK HEDEFİDİR" LJUBLJANA (A.A) - 14.07.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB üyeliğinin Türkiye'nin stratejik hedefi olduğunu belirterek, ''Tam üyelik hedefimize alternatif olabilecek herhangi bir düşünceyi kabul etmemiz mümkün değildir'' dedi. Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onuruna akşam yemeği verdi. Brdo Kalesi'ndeki yemekte konuşan Türk, iki ülke arasındaki ilişkilerin başarılı bir gelişme gösterdiğini belirterek, Slovenya'nın Türkiye'nin dış politikası ve dinamik iktisadi kalkınmasını büyük bir ilgiyle takip ettiğini söyledi.  Türk, ''Türkiye'nin büyük potansiyelinin Avrupa entegrasyonuna yeni bir mana kazandıracağına inanıyor, Türkiye'nin AB'ye katılım gayretlerini destekliyoruz'' dedi. Ekonomik alandaki iş birliğinin geliştirilmesinin önemine işaret eden Türk, ''Ulaşım bağlantılarının geliştirilmesi hakkındaki anlaşmalarımızı da özellikle '25 saat: Lubiana-İstanbul Halkalı' olarak bilinen ve Güneydoğu Avrupa İşbirliği sürecinde müzakere edilen Lubiana-İstanbul arasındaki hızlı demir yolu hattı birleşik taşımacılık projesini gerçekleştirmeliyiz'' diye konuştu. Türkiye ile Slovenya arasında daha yakın iş birliğine yönelik büyük bir potansiyel olduğunu vurgulayan Danilo Türk, ''Bunu çok bilinen Türkçe bir atasözüne atıfta bulunarak tanımlamak isterim: birlikten kuvvet doğar'' dedi. Türk, söz konusu atasözünü Türkçe olarak dile getirdi. -''DAHA GÜÇLÜ BİR AB'YE İHTİYAÇ VAR'' Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de konuşmasında Türkiye ile Slovenya'nın Balkanlarda ortak tarih ve kültürden beslenen mukayeseli üstünlüklere sahip iki ülke olduğunu belirterek, bu üstünlüklerin aynı potada eritilmesinin Balkanların güvenliği ve istikrarı açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Bugünkü görüşmelerde ikili ilişkilerin çok daha ileri bir merhaleye ulaşması için atılabilecek ilave adımları ele almaktan ve bölgenin barış, istikrar ve refahı için yapılabilecekler konusunda istişarede bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Gül, çoğulcu demokrasiye olan bağlılık, hukukun üstünlüğü, insan hakları ile düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı, kadın-erkek eşitliği, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi ortak değerlerin iki ülkeyi sadece ortak bir coğrafyada değil ortak değerler etrafında birleştirdiğini söyledi. AB ve NATO'nun Balkanların tamamını kapsayacak şekilde genişlemelerinin sağlayacağı istikrar ve refahın ''Avrupa ailesinin'' menfaatine olduğunu kaydeden Gül, Slovenya'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecine verdiği desteğe müteşekkir olduklarını ifade etti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''AB üyeliği Türkiye'nin stratejik hedefidir. Tam üyelik hedefimize alternatif olabilecek herhangi bir düşünceyi kabul etmemiz mümkün değildir. AB'nin Türkiye'ye yönelik mevcut yaklaşımı, kendi imajını da gölgelemektedir. Halbuki uluslararası camia, küresel planda daha güçlü bir AB'ye ihtiyaç duymaktadır. AB'ye bu misyonunda en önemli katkıyı da şüphesiz Türkiye yapacaktır.'' Gül, Türkiye ile Slovenya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hızla ilerlediğini ancak karşılıklı yatırımların da arttırılması gerektiğini ifade ederek, özellikle Balkanlarda iki ülkenin güç birliği yapabilecekleri pek çok sektör olduğunu söyledi.