"AK Parti'nin koordinatörlüğü sürece zarar verir" TBMM (A.A)

-"AK Parti'nin koordinatörlüğü sürece zarar verir" TBMM (A.A) - 21.09.2011 - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, AK Parti'nin, anayasa yapımında ''koordinatör'' rolü üstlenmeye çalışmasının sürece zarar vereceğini savundu. CHP Grup Başkanvekilleri Hamzaçebi, Muharrem İnce ve Emine Ülker Tarhan, 1 Ekimde başlayacak yeni yasama yılı öncesinde Parlamento Muhabirleri Derneğini (PMD) ziyaret etti.  Hamzaçebi, PMD Başkanı Göksel Bozkurt ve Yönetim Kurulu üyelerini ziyaretinde, yeni yasama yılının Türkiye, TBMM, parlamento muhabirleri ve tüm basın için hayırlı olmasını diledi. TBMM'nin öncelikli bir çok gündem maddesi bulunduğunu, birinci önceliğin yeni anayasa olacağının anlaşıldığını belirten Hamzaçebi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in anayasa profesörleriyle yaptığı toplantıyı anımsattı.  Çiçek'in, akademisyenlerle yaptığı görüşmeyi siyasi parti gruplarıyla paylaşacağını kaydeden Hamzaçebi, ''Bu konuda beni aradı ve bu yönde bilgi verdi. Bu paylaşım sonucunda önümüzde izlenecek yol ne olacaktır, o ortaya çıkacaktır. Her siyasi parti grubu, kendi görüşlerini ifade edecektir ancak bu çalışma, TBMM Başkanı'nın koordinasyonunda yürüdüğü, Meclis Başkanı buna öncülük ettiği için burada herhangi bir siyasi partinin öncülük görevi üstlenmesi söz konusu olamaz. Bir siyasi parti, anayasanın yapımı konusunda koordinatörlük görevine soyunmamalıdır'' dedi. Hamzaçebi, AK Parti'nin anayasa yapımında koordinatör rolü üstlenmeye çalışmasının sürece zarar vereceğini, böyle bir şeyin doğru olmayacağını, Meclis Başkanı'nın bu çalışmaları yürüttüğünü kaydetti. Anayasanın Meclis tarafından yapılmasının kabulü halinde, meşruiyetin gereği olarak bütün milletvekillerinin Mecliste olması gerektiğini belirten Hamzaçebi, hiçbir siyasi partinin, anayasa yapım sürecine ilişkin toplantılara peşin hükümle gelemeyeceğini dile getirdi. ''Tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmazsa anayasa değişiklikleri sakat olur mu?'' sorusu üzerine Hamzaçebi, parlamentoda yüzde 95 temsil oranı bulunduğunu ancak temsil edilmeyen yüzde 5'in de görüşlerinin alınmasının önemine değindi. Hamzaçebi, seçilen ancak Mecliste görev yapamayan milletvekillerinin Mecliste olması gerektiğini ancak bunu ön şart olarak ifade etmediğini söyledi. Hamzaçebi, meşru, bütün toplumun görüşlerini yansıtan bir anayasa yapacaklarsa bunu gözönünde bulundurmaları gerektiğini vurguladı.   Hamzaçebi, CHP'nin, parlamentonun öncelikli konularını değerlendirdiğini, birinci önceliğin; çıkarılan KHK'ların hızla TBMM'de görüşülmesi olduğunu söyledi. Yeni, özgürlükçü bir anayasa için yola çıkarken, Meclis TV yayınlarının kesintisiz olmasını isteyen Hamzaçebi, ''Medya üzerinde büyük baskı var. Bu baskıyı çeşitli medya kuruluşları da içselleştirmiş durumda, muhalefetin konuşmalarının verilmemesi konusunda otosansür uygulamaya konulmuş durumda. Muhalefetin, örneğin CHP sözcülerinin yaptığı bazı konuşmalar, devletin bir takım kurumları tarafından makaslanabilmektedir. Bu vahim bir tablodur'' diye konuştu. -''Sürek avı''- İkinci ''Ergenekon'' davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, AK Parti'ye ilişkin Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasında görev alan Yargıtay Cumhuriyet savcılarının sorulduğuna yönelik haberlere ilişkin soruyu ise CHP Grup Başkanvekili Tarhan yanıtladı.  Tarhan, MİT ile terör örgütü arasında yapıldığı iddia edilen görüşmelerin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının Türk halkının dikkatini dağıtmayı amaçladığını savundu. Tarhan, ''Hükümet devletinin yaptığı bir çalışma, görüşme midir bu, AKP'nin derin devletinin bir parçası olduğu bir görüşme, müzakere süreci midir?'' diye sordu. CHP'li Tarhan, ''Deşifre olmayan diğer maraton görüşmelerde ne verdiniz, ne aldınız, bunu açıklayın. Açıklayın ki sağlıklı anayasa tartışmaları yapabilelim. Yoksa siz açıklamazsanız belli ki bunu servis edenler bir gün açıklayacak. İktidarı, bunu açıklamaya davet ediyorum'' dedi. Türkiye'nin terörle mücadele politikasının; elinde silah olanlarla, ortalığı kana bulayanlarla herhangi bir şeyin müzakere edilemeyeceği olduğunu belirten Tarhan, buna karşı çıkan devlet görevlilerinin tasfiye sürecinin yaşandığını iddia etti. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tespit edilen bir partinin kapatma davası hazırlıkları yapan savcılara ilişkin ''sürek avı'' başlatılmasının da bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini ileri süren Tarhan, ''Acaba bir sonraki adım, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir parti tespiti yapan, Anayasa Mahkemesi üyelerine karşı da sürek avına dönüşecek mi? Mahkemeler bunların adlarının tespitini de isteyecek mi? Bütün bu yapılanların tasfiye sürecinin devamı niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Savcıların görevlerini layıkıyla yapmalarının 'Ergenokon' bağlantısı olarak görülmesi, tamamen bu tasfiye süreci bağlamında değerlendirilmeli'' diye konuştu. Tarhan, Kumrular Sokak'ta dün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi. Tarhan, o sokaktan her gün geçen bir oğlunun olduğunu, herkesin böyle bir tehlike altında yer aldığını hissettiklerini söyledi.  ''Pazarlıklardan, müzakerelerden, görüşmelerden kimlerin nemalandığını'' soran Tarhan, ''Bu acı günlerde AKP ve PKK'nın güçlendiğini görüyoruz'' dedi.  -''7 ayda bir ABD''- Muharrem İnce de MİT ile terör örgütü arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeye ilişkin, ''Erdoğan'ın, ilköğretim 6. sınıf sosyal bilgiler kitabında yazılanları bilmediği, kafasında devletle ilgili temel bilgiler oluşmadığı, entelektüel birikimi olmadığı için sorun buradan çıkıyor. Erdoğan, geçmişte 'yürütmenin başıyım' dedi. Kitapta, yürütmenin başının başbakan olduğu yazar'' dedi. Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesine ilişkin soruyu yanıtlarken İnce, Erdoğan'ın 102 aydır Başbakan olduğunu, bu süre içinde 14 kez ABD'ye gittiğini belirtti. İnce, ''Sen Türkiye'nin Başbakanı mısın eyalet temsilcisi misin? 7 ayda bir ne yapmaya gittin? Obama medyanın önünde kolunu sıvazladı, içerideki toplantıda da herhalde sırtını sıvazladı'' görüşünü savundu.