"ASKERLERİN KARŞISINA GEÇEREK HALAY ÇEKTİK" İSTANBUL (A.A)

-"ASKERLERİN KARŞISINA GEÇEREK HALAY ÇEKTİK" İSTANBUL (A.A) - 24.11.2010 - ''Hayata Dönüş Operasyonu'' davasında mahkeme heyeti, müşteki avukatlarından Selçuk Kozaağaçlı'nın sanıkların tutuklanması, sanık avukatlarının da duruşmalardan vareste tutulma yönündeki taleplerini reddetti. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, davaya müdahil olarak katılan Münevver Köz Aşçı, Bayrampaşa Cezaevi'ne operasyon düzenlendiği gün koğuşlarında ölüm orucunda olan kişiler bulunduğunu söyledi.  Olay gününden 2-3 gün önce heyetlerle yapılan tüm görüşmelerin kesildiğini ifade eden Aşçı, ''Bu da bizde operasyon olacağı fikri oluşturdu. Operasyona karşı geceleri nöbet tutan arkadaşlarımız vardı. 19 Aralıkta nöbetçi arkadaşlarımız, koridorlarda askerlerin olduğunu söyledi'' dedi. Nöbetçi arkadaşları koğuşlara giremeden silah sesleri duymaya başladıklarını dile getiren Aşçı, şöyle konuştu:  ''Karşı koğuştan askerler bize ateş etmeye başladı. Bu sırada iki video kamerayla operasyonun kaydedildiğini gördüm. Hastaneye gidip kimlik tespitimiz yapılıncaya kadar bu kayıtlar devam etti. Koğuşlardayken içeriye gaz bombaları atıldı. Nefes almak için tahta sopalarla camları kırdık. Bir saat kadar sonra megafonla 'teslim olun' çağrısı yapıldı. Tavanlara askerler yerleştirilmişti. Askerler tarafından yapılan atışlara karşılık biz de slogan atmaya başladık. Havalandırmaya bombalar atıldı. Havalandırmadan nefes alamıyorduk. O esnada farklı bir gaz bombası atıldı. Bunu soluduğumuzda bizde istemsiz hareketler başladı. Daha sonra soluk alamamaya başladım, baygınlık geçirdim.'' Kırık camlardan hava gelmeye başlayınca kendine geldiğini belirten Aşçı, ''Atılan bombalar nedeniyle yataklarımız yanmaya başladı. Kendimizi korumak için kalorifer peteklerinin suyunu kullandık. Suyla ıslatılmış havluyla kafamı kapattım. Asit yağmaya başladı. Saçlarım yandı. Diğer arkadaşlarım da aynı şekilde yandı'' diye konuştu. Aşçı, geride kalan arkadaşlarını kurtarmak için koğuşa doğru gittiklerinde, Birsen Kars'ın yüzünün erimiş olduğunu gördüklerini söyledi. 13-14 arkadaşlarını kurtardıklarını, bunlardan birinin de Hacer Arıkan olduğunu anlatan Aşçı, şöyle devam etti: ''Bir arkadaşımızı kapının yakınlarında sıkışmış halde buldum, ölmüştü. Biz mutfakta yaralı arkadaşlarımıza yardım etmeye çalışırken mazgal kırıldı. Yemekhaneye bombalar atılmaya başlandı. Sonra sağlam olan arkadaşlarımızı da alarak, gardiyanların odasına götürdük. Yanan arkadaşlarımızın kıyafetlerini çıkardığımızda, elbiselerinde yanma olmadığını ama vücutlarında yanık olduğunu gördük. Daha sonra havalandırmaya çıktık. Askerlerin karşısına geçerek halay çektik. Üzerimize itfaiye hortumuyla tazyikli su sıktılar. Askerler bizi çember içine aldı. Komutan 'Operasyon bitti, tek tek teslim olun' dedi. Biz de onlara karşılık verdik. Askerler daha sonra çemberi daralttı, bizi yere düşürüp sürükleyerek koridora çıkardı. Bahçeye çıkartıldığımızda bir askeri aracın bizi beklediğini gördüm. Çok sayıda ambulans da bekliyordu.'' Sanıklardan şikayetçi olan Aşçı, o dönemdeki yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.  Duruşmada söz alan müşteki avukatlarından Selçuk Kozaağaçlı, sanıkların daha önce ayrıntılı olarak verdikleri ifadeleri tamamen inkar ettiklerini belirterek, duruşmada bulunan sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmesini istedi.  Sanık avukatlarından Tarık Kale de tutuklama isteminin kabul edilmemesini ve ifadeleri alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Duruşma savcısı ise tutuklama taleplerinin reddini ve sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanması ve duruşmalardan vareste tutulmaları yönündeki talepleri reddederek, duruşmayı erteledi.  Duruşmaya bugün devam edilecek.