"ATILAN ADIMLAR DARBECİ ZİHNİYETİN DEĞİŞİMİNE YÖNELİK"  İSTANBUL (A.A)

-"ATILAN ADIMLAR DARBECİ ZİHNİYETİN DEĞİŞİMİNE YÖNELİK"  İSTANBUL (A.A) - 05.09.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı çevrelerin 'darbeciler için anayasa değişikliğinin bir anlamı yok ki' ifadesini kullandığını belirterek, ''Atılan bu adımlar, darbeci zihniyetlerin değişimine yönelik adımlardır, bunun altyapısını ortadan kaldırmaya yönelik adımlardır'' dedi. Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığının Yeşilköy'deki WOW Hotel'de düzenlenen iftar yemeğine katıldı. İftar yemeğinin ardından konuşan Erdoğan, İstanbul'un ramazan-ı şerifi tarihi boyunca olduğu gibi bu yıl da dayanışma ve paylaşma içinde geçirdiğini, Kadir Gecesi ve ardından gelen Ramazan Bayramı'nda bu dayanışma ve paylaşımın doruk noktasına ulaştığını söyledi.  İstanbul'da bugün gerçek anlamda tarihi bir demokrasi buluşması ve bir kardeşlik mitingini gerçekleştirdiklerini, İstanbul'un bir kez daha farkını, demokrasiye olan sevdasını, özgürlüklere olan sevdasını ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, bu coşkudan ve heyecandan dolayı tüm İstanbul'a, İstanbullulara özellikle teşekkür ettiğini belirtti. Türkiye'nin tarihi bir halk oylamasına gittiğini, geleceğe adım attığını, demokrasi, hukuk ve özgürlükler adına çok önemli bir kararın arifesinde bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan 50 yıl önce gerçekleşmiş 27 Mayıs darbesine ilk kez bu boyutta dokunuluyor. Bundan 30 yıl önce gerçekleşmiş 12 Eylül darbesine ilk kez bu ölçüde neşter vuruluyor. Darbe anayasalarıyla oluşmuş vesayetçi ve statükocu sisteme ilk kez bu boyutta dokunuluyor ve demokrasimiz adına ilk kez bu boyutta kararlı bir adım atılıyor. Bazı çevreler şu ifadeleri de kullanıyor, 'darbeciler için anayasa değişikliğinin bir anlamı yok ki'. Atılan bu adımlar darbeci zihniyetlerin değişimine yönelik adımlardır, bunun altyapısını ortadan kaldırmaya yönelik adımlardır. Artık bu ülkede benim insanım öyle bir noktaya doğru gidiyor ki zihninde darbe olayını sıfırlıyor. Artık darbe olur mu, olmaz mı? Bunu düşünmekten, bundan artık uzaklaşmak suretiyle kendine yeni bir dünya kuruyor. Olayın aslı budur.'' 12 Eylülde oylanacak anayasa değişikliğinin asla bir zümrenin, bir kitlenin, bir grubun veya bir siyasi partinin çıkarlarına hizmet edecek bir değişiklik olmadığını ifade eden Erdoğan, ''Bazı muhalefet partileri bu tarihi adımı engellemek için zihinleri bulandıran, kavram kargaşası oluşturmayı planlayan, gerçekleri yansıtmayan kara propagandalarla yollara dökülmüşler, sürekli olarak bilgi kirliliği meydana getiriyorlar'' dedi.  -''AK PARTİ HERKESE EŞİT MESAFEDE OLMUŞTUR''- Anayasa değişikliğini AK Parti'yle özdeşleştirmenin, değişikliği bir AK Parti anayasası gibi lanse etmenin hem bu değişiklik paketine hem de bu millete yapılacak en büyük haksızlık olacağını söyleyen  Erdoğan, şunları kaydetti: ''AK Parti kurulduğu günden itibaren Türkiye'yi var eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği altında buluşan bu topraklarda nefes alıp veren herkese eşit mesafede olmuştur. Türk kardeşime ne kadar yakınsam Kürt kardeşime de o kadar yakınım, Laza da, Çerkeze de, Romana da, hepsine o kadar yakınım. Bizim medeniyetimizde yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmek var. Bu anlayışla yaklaşıyoruz.'' Başbakan Erdoğan, Afyonkarahisar'da AK Parti'nin kuruluşunu gerçekleştirdiklerinde 3 çizgileri bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''Etnik milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe, dinsel milliyetçiliğe hayır. Etnik milliyetçiliğe 'hayır' dedik, çünkü biz 73 milyonun partisi olmayı hayal etmiştik. Bunu başardık, çünkü 81 vilayetin 81'inde de varız. Birilerinin ifade ettiği gibi 'filanca etnik unsurun' partisi olmadık veya kumsalların partisi olmadık. 780 kilometrekarelik vatan topraklarının partisi olduk. Şu anda Yüksekova'ya, Şemdinli'ye, Çukurca'ya gittiğinizde iki parti görürsünüz, üçüncü parti yok. Niye yok? Çünkü onlar oraların partisi olamadılar.  Gelin şu Diyarbakır'ın İstasyon Meydanı'nda konuşun. Bunu samimiyetle söyledim. Niçin? Çünkü bütün siyasi partiler buralara girerse orada barış egemen olacaktır ama siz Ankara'nın dışına çıkarken seçici davranırsanız o zaman oraların halkı da sizi seçici davranmak suretiyle kenarda bırakacaktır. Her türlü etnik gruba, toplumun tüm kesimlerine eşit mesafedeyiz. Demokrasi mücadelesi veriyorsak bunu birlikte vereceğiz.  Bu sadece AK Parti'nin sorunu değil Türkiye'de kurulu tüm partilerin sorumluluğundadır. Kimsenin dinsel anlamda, mezhebi anlamda inançlarına müdahale hakkımız olmadığı gibi onları güvence altına almak da iktidarımızın görevi olmuştur. Eksiklerimiz, hatalarımız olabilir ama bize ulaşan her türlü şikayeti anında çözmeye gayret ettik ve yasaları da zorlamak suretiyle büyük bir kısmını da çözdük. Herkesin yaşam tarzına son derece saygılı olmanın gayreti içindeyiz ama diyoruz ki herkes birbirinin yaşam tarzına saygılı olsun.'' -''CHP HEMEN FATURAYI ŞAHSIMA KESTİ''- Avcılar'da yaşanan billboard olayına da değinen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu olaydan sonra CHP'nin lideri bir televizyon kanalında hemen bunun faturasını şahsıma kesti ve orada ahlaki olmayan bir ifade kullandı. Daha da ileri giderek 'hükümet bunu bulsun, çıkarsın' dedi. Emniyet teşkilatımız bunu buldu, çıkardı. Olayın faili kim? Avcılar Belediye Başkanı. Hangi ajansla çalışılmış, hangi matbaada basılmış bunların hepsi meydana çıktı. Tepki olunca bunlar ertesi gün toplatılmaya başlatıldı. Atalarımızın güzel bir sözü var 'Kılavuzu karga olanın' meselesi. Araştır, neyin nesidir bu yani nereden bu çıktı, kim, nasıl yaptı bu işi bir soruştur. Soruşturmadan geliyorsun fatura kesiyorsun. Bunu baş örtüsü olayında da yaptılar. 'Baş örtüsü meselesini hallederim' dedi, 24 saat sonra çark etti.  Keşke böyle bir şey olsa. Bugünden tezi yok dedim, hemen 13 Eylülde adımı atalım. Önergenin, teklifin sahibi siz olun. 'Bir gün olabilir, bir gün olmaz' diye bir başka kanalda bunun detaylı bir değerlendirmesi yapıldı çünkü '411 el kaosa kalktı' denildiği zaman bir zihniyet oluştu. Manşet böyle atılmıştı. Yani bu ülkede eğitim özgürlüğü varsa, inanç özgürlüğü varsa bununla ilgili anayasal değişiklik yapalım istediniz. Bu gerçekleşti, bu parlamentodan geçti, parlamentodan geçtikten sonra CHP, DSP, bazı bağımsızlar imzasını koymak suretiyle bunu Anayasa Mahkemesine götürdüler, istedikleri istikamette oradan istedikleri neticeyi aldılar.''