-"BAŞÖRTÜSÜ İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GEREK YOK" ANKARA (A.A) - 06.10.2010 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, üniversitelerde başörtüsü uygulaması ile ilgili olarak, ''Bunun için yeni bir anayasa değişikliğine gerek yok. Birçok değerli hoca diyor ki bir yasal düzenleme de yapılabilir'' dedi. AK Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, ''YÖK tarafından İstanbul Üniversitesine gönderilen yazı hatırlatılarak, Hükümetin bu konuda bir adım atıp atmayacağının'' sorulması üzerine, YÖK'ün İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesindeki bir olayla ilgili görüş bildirdiğini, konunun başörtüsü ile ilgili değil şapka takan bir öğrencinin sınıftan çıkarılması üzerine gündeme geldiğini söyledi. Hocayla öğrenci arasındaki tartışmanın disiplin konusu olduğunu belirten Çelik, İstanbul Üniversitesi'nin YÖK'e görüş sorduğunu anlattı. Çelik, şöyle konuştu: ''Biz öğretmenlere, öğretim üyelerine zabıta görevi veremeyiz, zaptiyelik yaptıramayız. Hocayla öğrenciyi karşı karşıya getiremeyiz. Bu olaya mahsus olmak üzere İstanbul Üniversitesi'nin sorması üzerine YÖK de diyor ki sınıftan öğrencinin apar topar dışarıya atılması doğru değildir. Sen aykırı bir tutum buluyorsan orada gerekli tutanakları tutarsın, sonra ne yapılacaksa o yapılır veya yapılmaz, ayrı bir olay. Meselenin özü budur. Bir genelge söz konusu değildir. Öğrenci ile hocasının karşı karşıya gelmemesini sağlayan, hoca-öğrenci ilişkilerinin olması gereken boyutun dışındaki bu olayla ilgili yapılmış spesifik bir açıklamadır. İstanbul Üniversitesi'ne gönderilen yazı bundan ibaret.'' Büyük bir adım atarak Anayasa değişikliği yaptıklarını belirten Çelik, bu konuyla ilgili yeni bir anayasa değişikliğine gerek olmadığını belirtti. Çelik, şunları kaydetti: ''Prof. Dr. Ergun Özbudun gibi birçok değerli hoca diyor ki bir yasal düzenleme de yapılabilir. Bu yasal düzenlemeyi CHP Anayasa Mahkemesi'ne götürmezse yeter. Başbakanımız dün dedi, onlar 100 kişi, biz onların peşine vagon olmaya hazırız, kahramanlık da onlara ait olsun. Yeter ki CHP buna yanaşsın, samimiyetini ortaya koysun ve biz bu problemi Türkiye'nin gündeminden çıkaralım. İstismar mı istismar da ortadan kalksın, bunun üzerinden birileri siyaset mi yapıyor, o da ortadan kalksın. Ama ortada olan şey şudur, Sayın Kılıçdaroğlu, partisinin içindeki dengeleri hesaba katmadan bir şey söylüyor. Sayın Sav, ağzına bir parça biber sürüyor, ondan sonra da söylediğinden pişman oluyor, dönüyor manevra yapıyor. CHP kendi içinde bu meseleyi henüz çözebilmiş değil, bırakın TBMM'de... Kendi içerisinde bu konudaki farklı görüşleri, muhalefeti ve farklı tutumları CHP daha stabil duruma getirebilmiş değil. Bu açıdan CHP yeter ki Anayasa Mahkemesi'ne böyle bir şey götürmesin, yeter ki bu konuda bir uzlaşmaya varsın, biz önceliği CHP'ye vermeye hazırız. Türkiye'nin gündeminden bu şekilde suni bir şeyi, gerçekten bir haksızlığı da ortadan kaldıralım. Bizim duruşumuz bu.'' Bir gazetecinin ''YÖK Başkanı bu yazının bütün üniversiteleri kapsayacağını söyledi'' demesi üzerine Çelik, ''Sizi hocanız sınıftan, giyiminizden, kuşamınızdan dolayı çıkarırsa, 'çıkmazsan seni attırırım' dese, siz böyle bir muameleye maruz kalmak istemezsiniz. Sayın YÖK Başkanı'nın söylediği budur. Yani bir örnek olaydan yola çıkarak hoca ile öğrencinin ilişkisi eğitim-öğretim ilişkisidir, daha sıcak, daha insani bir ilişkidir, zaptiyelik ilişkisi değildir. Üzerinde durulması gereken nokta budur'' dedi.