"BEN TEFERRUAT ŞAHSİYETLERLE UĞRAŞMAM" ANKARA (A.A)

-"BEN TEFERRUAT ŞAHSİYETLERLE UĞRAŞMAM" ANKARA (A.A) - 07.02.2011 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin sözlerine ilişkin "Ben teferruat şahsiyetlerle uğraşmam. O şahsın benle muhatap olması için daha çok zaman geçmesi gerekir" dedi. Çelik, AK Parti Genel Merkezi'ne gelişinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Ömer Çelik, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Türkiye'ye yönelik tepkilerde bulunulması konusunda yöneltilen bir soru üzerine, ''Kıbrıs'ta bu Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti'ne, hükümetimize dönük tepkiler şeklinde örgütlenen birtakım protesto eylemleri vesaire bunlar marjinal tepkilerdir. Bunları düzenleyenlerin kimler olduğunu biliyoruz. Bunların arkasında hangi siyasi oluşumların olduğunu da biliyoruz'' dedi. KKTC'de nitelik itibarıyla iki tür siyasi oluşum bulunduğunu belirten Çelik, doğrudan adres göstermeyeceğini kaydederek, bu oluşumlardan birincisinin marjinal gruplar olduğunu söyledi.  Ömer Çelik, bunun dışında, giderek KKTC'deki statükodan beslenen, statükonun devamından yana olan geçmişte belli bir işlev görmüş ama giderek küçülen zayıflayan ve siyasi işlevi kalmayan partilerin bulunduğunu ifade etti. Çelik, şöyle konuştu: ''Şimdi o eylemlerde 'Türkiye bizim işimize karışmasın' gibi birtakım, hükümete karşı, Sayın Başbakanımıza karşı asla kabul edilemeyecek tavırlara giriyorlar. Bunları yapanlar KKTC'nin ne olduğundan, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti ilişkisinin ne olduğundan haberleri yok.  Bu tip gösterilerin biz Rum tarafında yapılmasına alışığız. Rum tarafında bu tip sloganların, bu tip siyasallaşmaların ortaya konulmasına alışkınız. Çünkü bu Rum tarafının çıkarlarına çok uygun bir söylem ve siyaset yapma biçimi. İlk defa belki de bu kadar çirkin bir şekilde Türk tarafında ortaya konuluyor.  Esasında eylemi yapanlar, birtakım marjinal grupların bir araya gelmesi ya da giderek marjinalleşen birtakım siyasi grupların ortaya koyduğu eylemler. Buna karşı tabii duyarlılığımız şudur; olduğundan çok daha fazla yansıma bulmasının sebebi de nihayetinde bunun Rum tarafında yapılan bu tip eylemlerin Türk tarafında yapılıyor olmasıdır. Burada KKTC yönetiminden hassasiyet ve duyarlılık bekliyoruz. Hiçbir yönetim KKTC'de Türkiye Cumhuriyeti'ne, Sayın Başbakanımıza karşı böyle bir eyleme göz yumacak bir tavır içerisinde olamaz. Göz yumuyor bir tavır içinde olursa buna karşı tedbir alınmazsa bu himaye etmek anlamına gelir ki bu da Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki varoluşsal ilişkiyi anlamamaktan kaynaklıdır. Bu eylemleri yapanlar Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkinin varoluşsal bir ilişki olduğunu kavrayamamış, daha çok...'' -''O ŞAHSIN BENLE MUHATAP OLMASI İÇİN DAHA ÇOK ZAMAN GEÇMESİ GEREKİR''- Ömer Çelik, ''Sayın Başbakan'ın bu konudaki açıklamaları çok tepki aldı. Bu süreç içindeki ilişkilere zarar verir mi?'' sorusuna, ''Hayır. Tam tersine baştan beri söylediğim gibi Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkilere hiçbir zarar vermez. Tam tersine KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ne olduğunu ne olması gerektiğini ve bundan sonra nasıl olacağını daha da güçlendiren bir söylemdir. Onun ötesinde bunları ciddiye alıp da KKTC'de bu tip birtakım marjinal sözde oluşumları oranın birtakım siyasi akımları ile birlikte düşünmek birlikte değerlendirmek doğru olmaz'' yanıtını verdi. Çelik'e, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin sözlerine ilişkin değerlendirmesi de soruldu. ''Sayın Muharrem İnce sizin için 'artist çocuk' nitelemesinde bulundu. Bu konuda neler diyeceksiniz?'' sorusu üzerine, ''Ben teferruat şahsiyetlerle uğraşmam. O şahsın benle muhatap olması için daha çok zaman geçmesi gerekir'' -''DARBE YAPABİLEN BİR ORDU OLDUĞU ZAMAN GÖZÜNDE SAYGIN OLUYOR...''- Çelik, TSK'nın bugün yaptığı açıklamanın, kendisinin ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un sözlerine ilişkin olup olmadığı yönündeki soru üzerine şunları söyledi: ''Bir kere arada fark var. İki açıklamayı yan yana koyamazsınız. Ben çağdaş demokrasilerde ne olması gerektiğini söylüyorum. 28 Şubat türü oluşumlarla asker siyasete müdahale etmemelidir. Çağdaş demokrasilerde olan, hukukun gereği olan bir şeydir. Bunun dışındaki şeyler hem çağdaş demokrasilerde olmaz, hem hukuken suçtur. Fakat Süheyl Batum'un açıklaması Türk siyasi tarihine geçecek ibretlik açıklamalardan bir tanesidir. Ordunun onun açısından saygınlığı ancak darbe yapabilen bir ordu olduğu zaman gözünde saygın oluyor. CHP yönetiminden birisinin, güya bu bir siyasi parti, Ergenekon terör örgütüne gösterdiği hassasiyeti TSK'ya karşı üslubunda göstermemesidir.  Orada TSK'yı siyasete müdahale etmeye, eskisi gibi birtakım postmodern darbe süreçlerinin içerisine girmeye davet eden bir söylem var. Üstelik bu şahıs televizyonlara hukukçu sıfatı ile çıkıyor. Bu şahsın söyledikleri doğruysa CHP bir siyasi parti olarak kendi kendisini lağvetmiş demektir. Bu şahsın söyledikleri doğru değilse, o zaman CHP gereğini yapmalıdır. Çünkü bir siyasi parti içerisinde olup da Silahlı Kuvvetler'i siyasete müdahaleye davet etmek başlı başına ibretlik bir açıklamadır. Orası bir siyasi partiyse gereğini yapsın. Yok siyasi parti değilse kendisini siyasi parti olmaktan lağvettiği sonucuna varırız.''