"BU MİLLETİN HİZMETKARIYIZ" KIRKLARELİ (A.A)

-"BU MİLLETİN HİZMETKARIYIZ" KIRKLARELİ (A.A) - 11.05.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz milletimize efendi olmaya değil, hizmetkarı olmaya geldik. Biz, bu milletin hizmetkarıyız. Bu hizmetler karşısında, benim aziz milletim sadece 'Allah razı olsun' desin yeter'' dedi. Erdoğan, partisince Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesindeki Kongre Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Lüleburgazspor atkısıyla parti otobüsünden halka seslenen Başbakan Erdoğan, ''Geleceğiniz aydın olsun. Gözlerinizdeki ışıltıyı ve parıltıya bakıyorum, adeta 12 Haziran'ı okuyorum. Bu coşkunuz, bu heyecanınız ustalık döneminin sinyallerini veriyor. Bildiğiniz gibi Şehzadebaşı Sinan'ın çıraklık, Süleymaniye kalfalık eseriydi, Edirne'deki Selimi'ye ustalık eseriydi. Biz de çıraklık dönemimizi 2002-2007 yılında, kalfalık dönemimize 2007-2011 yılları arasında ülkemize yaşattık, şimdi ustalık dönemine başlıyoruz. Türkiye hazır hedef 2023, istikrar sürsün Türkiye büyüsün''  diye selamladı. ''Padişah Erdoğan'' sloganlarına ''hayır hayır ben padişah değilim'' diye karşılık veren Başbakan Erdağan, ''Biz, milletimize efendi olmaya değil, hizmetkarı olmaya geldik. Biz, bu milletin hizmetkarıyız. Bu hizmetler karşısında, benim aziz milletim sadece 'Allah razı olsun' desin yeter''dedi. AK Parti iktidarının 8,5 yılda büyük hizmetlere imza attığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Gelirken, yaptıklarımızı gördüm, yollarımızın halini gördüm, iftihar ettim çünkü Trakya'yı iyi bilirim, geçmişini iyi bilirim. Allah aşkına böyle yollarımız var mıydı, kavşaklarımız var mıydı, Çorlu Havaalanı'ndan istifade edebiliyor muyduk ama şimdi bakın bunların hepsi emrinizde. Duble yollarla Trakya bir başka güzel, eğitimde, sağlıkta attığımız adımlar ortada. Bunlar yeterli değil, daha da iyileri olacak. Çünkü Türkiye, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne sınıf atlayarak girmiş bir ülke. Sizinle belgeler ve bilgilerle konuşacağım. Başınızı iki elinizin arasına alın 12 Haziran'ın hesabını ona göre yapalım. 32 gün var, çok çalışmamız lazım. Çok çalışalım ki usta ellerde bu ülke aydınlık yarınları çok daha çabuk yakalasın'' -PINARHİSAR'A ÖZEL SELAM- Pınarhisar İlçe Teşkilatının pankartını gören Erdağan, ''Pınarhisar sana selam olsun. Çıraklığın da kalfalığın da ustalığın da projesini Pınarhisar'da yaptık. Benim dünyamda Pınarhisar'ın, Kırklareli'nin özel bir yeri var. Yani bizim yolumuz, Pınarhisar'dan, Kırklareli'den geçti. Buraya geldik ama milletim getirdi, milletim görevlendirdi'' dedi. AK Parti iktidarının, ekonomide Türkiye'ye büyük hizmetleri olduğunu anlatan Erdağan, şöyle devam etti: ''Göreve geldiğimizde Türkiye'nin kamu net borç stoku neydi, milli gelire oranı yüzde 61'di şimdi yüzde 25; yüzde 61'den yüzde 25'e düştü, bizim iktidarımız bu. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, bu faiz kimin cebinden çıkıyordu, çiftçimin, BAĞ-KUR'lunun, memurun, cebinden çıkıyordu. Şimdi devletin borçlanma faizi yüzde 8, aradaki yüzde 55 fark kimin cebinde kaldı, Kırklarelili kardeşimin cebinde kaldı. Enflasyon neydi, yüzde 30, şimdi nedir bir -canavar değil miydi- şimdi yüzde 4,3 buraya düştü kardeşlerim. Aradaki fark kimin cebinde, benim halkımın cebinde. Türkiye'nin IMF'ye borcu 23,5 milyar dolardı, kim vardı iktidarda, MHP. Onun yanında CHP'nin yavrusu DSP onun yanında ANAP şimdi zaten mefta... 23,5 milyar dolardan aldık, ödedik, ödedik şu anda 5 milyar dolar borcumuz kaldı IMF'ye. İstesek tamamını öderiz ama çok küçük bir faiz, 'neden acele edelim' diyoruz, 2012'nin sonuna kadar onuda temizleriz. Biz IMF ile 3,5 yıldır anlaşma yapmıyoruz, neden çünkü fazla işlerimize karıştılar. Biz karıştırmayız, biz ne CHP'yiz, ne MHP'yiz ne şuyuz ne buyuz; biz, AK Parti'yiz. Merkez Bankasının kasasında bizim iktidara geldiğimzde 27,5 milyar dolar vardı. Türkiye'ye bu yakışır mı? Sayın Kılıçdaroğlu, iki de bir 'yolsuzluk' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların iktidarında böyle bir kasa olmaz ama şimdi anlıyorum. Şu anda Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar var. 27,5 milyar dolar nire, 95 milyar nire... Kılıçdaroğlu bu 95'e sulandı çünkü bunlar, tarihleri boyunca bu CHP kasaları dolu bulup, boşaltarak gittiler. Şimdide bunu boşaltmak istiyorlar. Yok böyle bir yağma. Benim milletim bunlara gereken dersi 12 Haziran'da verecek.'' -''BİZ, BAY KEMAL'İ İYİ TANIRIZ''- ''Biz Bay Kemal'i iyi tanırız. 90'lı yıllarda SSK'nın genel müdürüydü'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bir genel müdür, SSK hastanesinden vatandaşa dağıtılacak ilaçlardan sorumlu değil mi? Ama o dönemde devlet hastanesine kim giderdi emekliler, SSK'ya işçiler giderdi. Parası çok olanlar özel hastaneye giderdi. Biz dertliydik çünkü benim vatandaşım, gider oraya doktor efendi 'muayenehaneme' gel derdi. Giderdik muayenehaneye, işin başında Bay Kemal vardı, genel müdürdü. Muayenehaneye parayı ödermiydik, öderdik. Şimdi çıkmış ne kadar da dürüst olmuş. Akşam söylediğini sabah unutuyor. İlaç alacaksın, girersin kuyruğa ilacın yarısı var, yarısı yok. Bunları yaşaya yaşaya geldik biz. 'Hastaneleri birleştireceğiz' dedik, CHP karşı çıktı 'hayır, bunlar işçinin' dedi. Ne demek işçinin, bu hastanelerin tamamı milletin. Benim vatandaşım 'istediği hastaneye gidecek' dedik, gidiyor mu, evet gidiyor. Ayrım yok. Bunu kim yaptı, bu iktidar yapmadı mı? Bay Kemal, senin döneminde SSK batıyordu, senden önce gayet iyi giden kurum senden sonra hep geriledi. En sonunda burayı götüremiyor, merhum Ecevit'e gitti 'beni milletvekili adayı yap' dedi. Ecevit de 'sen başarısızsın' veto... Aday yapmadı, çünkü onu da batıracaktı. Geçen akşam çıkmış 'YÖK'ü kaldıracağım' diyor, hayırlı olsun, aynı programda 35 dakika sonra 'toplanan harçları YÖK'e aktaracağım' diyor.'' ''Çatlasınlar patlasınlar'' sloganlarına karşılık Erdoğan, ''çatlamasınlar be, onlar da bizim yanımıza gelsin, beraber olalım, beraber yürüyelim'' diye karşılık verdi. -''İFTİRALARININ ALTINDA KALACAK'' Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı iddiaları kanıtlamasını isteyen Başbakan Erdoğan, şöyle sürdürdü: ''YGS, diye tutturdu, dedik ki 'bu iş yargıda, biz bunun takipçisiyiz, yanlışlık varsa, suiistimal varsa bunun üstüne gideriz' dedik. Yargı takipsizlik kararı verdi ne oldu? Vaka ortada bunu da geç, tuttu diyor ki 'böyle böyle YGS'de bir bakan çıkmış, mail göndermiş, yeğenine oradan torpil yapmak istemiş' sende zerre kadar onur varsa -bu kadar da ağır konuşuyorum- çıkarsın bu hükümetin o bakanını açıklarsın. O bakanı bu Başbakan bir dakika tutarsa, sen her sözü söyleyebilirsin. Bütün hayatı iftiralarla dolu. Eğer böyle bir bakan varsa, bu Tayyip Erdoğan, partisinde tutarsa o bakanı... Ben çünkü ne Bahçeliyim ne şuyum ne buyum. Bizim partimiz AK Parti, temiz siyaset sözü vererek geldik. Benim bir bakanım bunu yapamaz. Bugüne kadar bazı bakanlarla alakalı atılmış adımlar varsa bunun gerekçeleri vardır, bugün birçoğu milletvekili adayı olamadıysa nedenleri vardı. Milletvekillerim için de aynı şey geçerli. Onun da peşindeyiz, bir kaç gün için o iftirasının altında kalacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Bey'le ilgili yolsuzluk dosyalarının olduğunu söylemişti. Seçim kampanyası boyunca Kadir Beyle ilgili bir dosya açıklayamadı sadece iftira at tutmazsa iz bırakır. Varsa açıkla nerede bu yolsuzluk bilelim. Yolsuzlukların olduğu AK Parti iktidarı, 18 milyar dolar IMF borcunu ödeyebilir miydi? 68 milyar dolar artı Merkez Bankasına döviz yığabilir miydi? AK Parti iktidarı yolsuzluklar iktidarıysa CHP'nin iktidarı döneminde, geçmiş iktidarlar döneminde işçiden, memurdan nemalar kesilmişti, geldik ki masada 13,5 katrilyon var, bunu biz ödedik biz Bay Kemal. Siz kestiniz biz ödedik. KEY kesintileri yaptılar, hani nerede konutlar, yok. Parayı biz ödedik yine şu ana kadar 3 katrilyon da onun için ödedik. Yolsuzlukların olduğu bir iktidarda bunları ödeyebilir miydi?'' Ayrımcılık konusunda Fransa'da konuştuğunu ifade eden Erdoğan, ''Sarkozi'nin önünde dedim ki 'hem ayrımcılığa karşı olduğunu söyleyeceksin, hem Roman kardeşlerimizi yurt dışı edeceksin. Kendi ülkesinde nasıl yapıyorsun bunu' dedim. Nasıl yapıyorsun. Var mı böyle bir ayrımcılık ya. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla , Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazıyla, Romanıyla, Boşnağıyla ayrım yok. Yunus'un diliyle 'yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü'' dedi. -EĞİTİM ATAĞI- AK Parti iktidarında eğitimde büyük ataklar olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şimdi kara tahtaları kaldırıyoruz, kara tahtalar kalkacak. Artık ne geliyor, akıllı tahta geliyor. Bilgisayar donanımlı akıllı tahta. İnternetle dünyaya bağlanacaksın. 4 yıl içerisinde bunları sınıflara monte edeceğiz. Fakat bitmiyor, bütün öğrencilerimize birer e-kitap dağıtacağız, elektronik şart. Bütün öğrencilerimize bu kitap ücretsiz olacak. Bu kitabın içerisinde bütün müfredat buraya girilmiş olacak.  Sevgili kardeşlerim, bunlar zor şeylerdi de mi niye bu güne kadar bizden önceki iktidarlar ne okullara bilgisayarı getirdi, ne bilişim teknolojisini. Bilişim teknolojisi okullara bizimle girdi, bilgisayar bizimle girdi ama biz onları da yeterli bulmadık. Şimdi daha ileri eğitim teknolojisi geliyor. Şunu özellikle araştırdık. Yahu Amerika'da George bunu kullanacakta, Almanya'da Hans, Helga bunu kullanacaksa benim Lüleburgazımdaki, Kırklarelimdeki Ahmedim, Mehmedim, Hasanım, Hüseyinim, Ayşem, Fatmam, Haticem niçin bunu kullanmasın. Neden, neden? Buyur Halep oradaysa arşın Lüleburgaz'da burada. Biz gönüller okşamaya geldik, vurmaya değil. Doğruları söyleyelim, belgeleri açıklayalım. Biz zorlaştırıcı olmayacağız, kolaylaştırıcı olacağız. Biz, bütün anlattıklarımızı bu dille anlatacağız ama doğru anlatacağız. İftira asla, yalan asla, çünkü yalancının mumu yatsıya kadar...'' AK Parti'nin Haliç'i temizlediği gibi Ergene Nehri'ni de temizleyeceğinin kaydeden Erdoğan, ''Ergene Nehri üzerindeki belediyelerin hemen hemen tamamı CHP'li. Bu belediyelerde arıtma tesisi diye bir şey yok. Arıtma tesisi olmadığı için de bütün atık sular aynen Ergene'ye akıyor. Bu görev, belediyelerin görevidir. DSİ ile bu konunun alakası yok, buna rağmen biz DSİ olarak bu işe el atacağız. Ergene'yi, nasıl Haliç'i pis bataklık olmaktan, pislikten kurtardıysak Ergene'yi de bataklıktan pislik olmaktan kurtaracağız. Proje çalışmaları başladı'' diye konuştu.