"DEMOKRATİK ÖZERKLİK AÇIKLAMASININ KIYMETİ YOK" ANKARA (A.A)

-"DEMOKRATİK ÖZERKLİK AÇIKLAMASININ KIYMETİ YOK" ANKARA (A.A) - 22.07.2011 - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Demokratik özerklik ilanına ilişkin açıklama, eskilerin ifadesiyle keemlen yekündür, yani yok hükmündedir. Siyasi, hukuki anlamda bir kıymeti yoktur'' dedi. Bozdağ, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde bir gazetecinin, ''Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk'un 'demokratik özerklik' konusunun gündeme getirilişinin zamansız olduğunu ve bu konuda bir pişmanlık hissettiklerini ifade etti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Demokratik özerklik ilanına ilişkin açıklama, eskilerin ifadesiyle keemlen yekündür, yani yok hükmündedir. Siyasi, hukuki anlamda bir kıymeti yoktur'' karşılığını verdi. ''Biz milletin birliğini, beraberliğini ve birlik içerisinde Türkiye'nin daha güçlü olacağına inanıyoruz'' diyen Bozdağ, şöyle devam etti: ''İnsanlarımızın hangi yapıdan olursa olsun, hak ve hürriyetleri konusunda bugüne kadar çok ciddi adımlar attık. Bundan sonra da bu ciddi adımları atmaya devam edeceğiz ama insanlarımızın haklarını, hukuklarını bile kendi içinde ayıran, insanlarımızı kalben ayırmaya çalışan ve başka türlü ayırımcı düşüncelerin insanların kafasında yerleşmesine yol açan her türlü adımı doğru görmüyoruz ve onların bir kıymeti olmadığını düşünüyoruz. Türkiye açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir ve o açıdan biz bunun keemlen yekün bir ilan olduğunu düşünüyoruz. Herhangi bir kıymeti yoktur, olması da mümkün değildir.'' Bozdağ, aynı gazetecinin, ''Başbakan ve İçişleri Bakanı polisin terörle mücadelede daha aktif rol üstleneceğini söyledi. Bu konudaki düşünceniz nedir'' sorusu üzerine de teröristler ellerinde silahla gezerken, arkadan saldırırken güvenlik güçlerinin silahsız olması, bunlara cevap vermemesi ya da bunlara ilişkin görevlerini yapmamasını beklemenin söz konusu olamayacağını söyledi. Bozdağ, güvenlik güçlerinin birinci vazifesinin, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak olduğunu belirterek, ''Siz ülkenin güvenlik güçlerine, ülkenizde yaşayan insanların can ve mal emniyetini sağlamayın, huzur ve güvenliğini sağlamayın, ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlamayın diye bir talepte bulunamazsınız. Böyle bir talebin geçerliliği de, kabulü de söz konusu olamaz. Elbette güvenlik güçleri bu noktada milletimizin ve yasaların kendilerine verdiği görevi yapacaktır. Hükümet olarak da biz bu görevlerin sağlıklı, etkin, hukukun içinde yapılması konusunda her türlü desteği bugüne kadar verdik, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz'' diye konuştu.  Bozdağ, terörü doğuran nedenleri ortadan kaldırmanın da büyük önem taşıdığını, bu konudaki çalışmaların da aktif şekilde sürdürüleceğini söyledi. -YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI- Türkiye'nin yeni anayasayı hayata geçirmek zorunda olduğuna işaret eden Bozdağ, bugüne kadar TBMM'deki siyasi partilerin yeni anayasayla ilgili bir araya gelip uzlaşma imkanını bulamadıklarını bildirdi. Seçimden önce partilerin bu konuda millete verdiği taahhütleri yerine getirmesi gerektiğini belirten Bozdağ, anayasanın bütün toplumun ortak sözleşmesi olduğunu, bunun partilerin uzlaşmasıyla hazırlanmasından yana olduklarını ifade etti. Muhalefetten bu konuda olumlu bir yaklaşım göremediklerini dile getiren Bozdağ, milletin sandıkta muhalefeti bu sürece katkı vermeye mecbur eden bir irade ortaya koyduğunu, kendilerine düşenin de ''milletten aldıkları bu talimatı'' uygulamak olduğunu belirtti. Herhangi bir ön yargı, ön kabul ya da ideolojik refleks taşımadıklarını, masada anayasa konusunda her konunun müzakere edilebilir, tartışılabilir olduğuna inandıklarını aktaran Bekir Bozdağ, şunları söyledi: ''Zaten uzlaşma komisyonu çalışması da uzlaşma yoludur. Diyelim ki, komisyonda 4 tane üye var, 1 tanesinin rıza göstermediği bir şeyin oradan çıkma şansı yok. Çünkü Meclis pratiğinden biliyoruz ki, kararlar oy birliğiyle alınır. Yani masaya geldiğiniz zaman her şeyi kabul ettiğiniz ya da reddettiğiniz anlamına gelmiyor. Biz yeni anayasa ihtiyacını gördük, bunu tartışmaya, müzakereye geldik demektir. Uzlaşırsak zaten yapacağız. Yani orada uzlaşma komisyonunda AK Parti'nin, BDP'ye rağmen, CHP'ye rağmen, MHP'ye rağmen bir şey çıkarma şansı, eğer uzlaşma komisyonu olursa mümkün değil. MHP'nin, CHP'nin, BDP'nin de bize rağmen bir şey çıkarma şansı yok. Peki ne olacak? Uzlaşmaya mecbur eden bir sistem bu. Herkes uzlaşacak, anlaşacak, ortak aklı, ortak çözümü bulacak. Onunla beraber milletin huzuruna çıkacak. Uzlaşma komisyonunun çalışma mantığı da bu ancak maalesef bugüne kadar uzlaşma komisyonu çalışma mantığı bu olmasına rağmen doğru dürüst kurulamadı, işletilemedi. Bunun sebebi de ön şartlar, ön yargılar, ön kabullerdir. Umarım yeni dönemde ön şartlar, ön yargılar, ön kabuller olmaksızın insanlar oturur kendi siyasi görüşüne göre karşı olduğu bir şey varsa zaten onu not ettirir, ifade eder ve onun değişmemesi konusunda tavrını koyar ama bu komisyon çalışmasına devam edebilir. Onun için ben bütün partilerin yeni süreçte anayasa konusuna katkı vereceklerini umuyorum.'' Terörle mücadele konusunda da birlik olunması gerektiğini ifade eden Bozdağ, ''Bir terör saldırısı olduğu zaman siyasi partiler iktidar partisine saldırmak veya eleştirmek, iktidar partisini sıkıştırmak için her saldırıyı bir enstrüman olarak kullanırsa veya bir terör saldırısı olduğu zaman teröre karşı birlik olmak yerine, iktidara karşı tek yumruk olup iktidara vurma yolunu yeğlerlerse o zaman terörün istediği olur. Çünkü siyasal anlamda bir bölünme olmuş olur, tek birlik olmamış olur'' dedi. Milli birlik ve kardeşlik projesini başlatırken ''analar ağlamasın, Mehmetler şehit olmasın'' dediklerini belirten Bozdağ, bunun için de ''taşın altına ellerini değil, gövdelerini koymaya hazır olduklarını'' söyledi. Bozdağ, ''Terör sorunu AK Parti'nin tek başına sorunu değil, bütün milletin sorunu, bütün partilerin sorunu. Hepimiz beraber bu taşın altına gövdemizi koyalım ve bu sorundan Türkiye'yi beraber kurtaralım'' diye konuştu. Bozdağ, bütün siyasi partilerin terörle mücadele konusunda ''tek ses'' olması gerektiğini vurguladı. MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan da iş alemi olarak seçimlerden çıkan tabloda ülkedeki istikrarın sürmesinden dolayı memnuniyet duyduklarını ifade ederek, sürdürülebilir büyümenin önem taşıdığını belirtti. MÜSİAD olarak bir rapor hazırladıklarını ve büyümeyi sürdürme konusunda öneriler ve yaklaşımlara bu raporda yer verdiklerini ifade eden Vardan, ''Sürdürülebilir Büyüme için Stratejik Dönüşüm'' konusundaki yaklaşımlara yer veren raporu da Bozdağ'a sundu. Hiçbir etnik farklılık gözetmediklerini ve her zaman ülkenin menfaatlerini düşündüklerini vurgulayan Vardan, bu konudaki çalışmalarının devam edeceğini söyledi.