"Devlet hatalarıyla yüzleşebiliyor" KULP (A.A)

-"Devlet hatalarıyla yüzleşebiliyor" KULP (A.A) - 27.11.2011 - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, bugün artık başbakanın, devletin, geçmişte yapılan hatalarla yüzleşme cesaretini ortaya koyabildiğini, bu erdemi, bu fazileti gösterebildiğini söyledi. AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehmet Süleyman Hamzaoğulları, Cuma İçten, Mine Lök Beyaz ve Oya Eronat ile Diyarbakır'dan helikopterle Kulp ilçesinde gelen Eker, AK Parti Kulp İlçe Başkanlığının YİBO Toplantı Salonunda yapılan 4. olağan kongresine katıldı. Eker, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 10. kuruluş yıl dönümünün 3 ay önce yapıldığını ve 10 senedir Türkiye'nin hayatında AK Parti'nin olduğunu belirtti. Bu 10 yılın, 9 yılının hükümette geçtiğini vurgulayan Eker, ''Milletimiz bize, millete hizmet görevi verdi. O günden bugüne 9 yıl içerisinde siyasete, hizmet alanında ve Türkiye'de çok şey değişti. Türkiye çok değişti. O günlerde Kulp'a gelirken yolda birkaç defa arabalarımız durdurulur, aranırdı. Kimlik sorgulaması yapılırdı. Çünkü o gün Türkiye'de olağanüstü hal vardı'' dedi. -''Türkiye'de Kürt sorununun olduğu artık, en üst düzeyde ifade ediliyor-'' Eker, o dönemlerde Türkiye'de Kürt sorunu ile yüzleşmek bir yana, Kürtçe müzik dinlemenin bile neredeyse suç olduğunu vurguladı. Ancak bugün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, Türkiye'nin büyüdüğünü, demokratikleştiğini, sivilleştiğini her gün biraz daha iyi bir tarzda milletin arzusu doğrultusunda bu alanda adım atıldığını söylediğini ifade eden Eker, şöyle dedi: ''Bugün artık başbakan, devlet, geçmişteki yapılan hatalarla yüzleşme cesaretini ortaya koyabiliyor, bu erdemi bu fazileti gösterebiliyor. Türkiye'nin geçmişinde yapılan hatalar açık bir şekilde artık dile getirilebiliyor. Türkiye'de Kürt sorununun olduğu artık en üst düzeyde ifade ediliyor. Artık bu soruna sahip çıkılıyor, bu sorunun çözümü için adımlar atılıyor, projeler geliştiriliyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması için her gün yeni bir adım atılıyor. Sadece Kürt sorunu ile ilgili değil, 1937-1938 yılında yapılan Dersim katliamı da açık bir şekilde devlet katında ifade ediliyor. Ama ne yazık ki, 10 sene önce de Türkiye'nin bu sorununu çözmeye dair hiçbir iradeye sahip olmayanlar, bugün Dersim ile ilgili olarak söylenen sözlerle ilgili bir şeyler söylemekten de kaçınıyorlar. Ve ne diyorlar, 'özür diliyoruz biz iktidara hiç gelmedik'. Arkadaşım sen bu kafayla iktidara falan gelemezsin, millet seni bu kafayla iktidara getirmez. Sen hala zulmün arkasında duruyorsan, zulme mazeret bulmaya çalışıyorsan, dahası bunun bir zulüm olduğunu söyleyenleri tenkit ediyorsan, sen bu kafayla sittin sene iktidara gelmezsin. Millet sana iktidarı vermez, bunu böyle bileceksin. Çünkü AK Parti milletin bağrından çıkan bir partidir. Milletin ne istediğini de çok iyi biliyor. Milletin desteği, duası ve sevgisi bizimle olduğu sürece, AK Parti halka hizmet etmeye devam edecektir.'' -''Kimse bizim adımıza cinayet işleyemez''- Eker, AK Parti'nin bu çalışmalarından rahatsız olanlar olduğunu, terör örgütünün bundan rahatsızlık duyduğunu çünkü, Kürt sorununun barış içerisinde çözüldüğünü bildirdi. Barış içerisinde çözülünce onların da bu işten politik çıkarlarının zarar gördüğünü düşündüğünü anlatan Eker, şunları söyledi: ''Onun için de barış içerisinde çözülmesini istemiyorlar. Biz siyasi partilerin kapatılmasına son verecek düzenlemeler yapıyoruz. Adında demokrasi ve barış olan partiler buna engel oluyor. Bunun için oy vereceğim diyen insanlara tehditler savuruyor, onlara saldırılar yapıyor, iş yerlerini yakıyor. Çünkü anti demokratik uygulamalar ne kadar devam ederse, onlar bundan nemalanır. Kürt sorunu ne kadar büyürse, Dersim katliamı üzerinde küller durur, kimse buna karşı bir şey söyleyemez ise onlar bunun üzerinden siyaset yapmaya devam edecektir. Ama biz bu istismar alanlarını ortadan kaldırıyoruz. İstismar alanlarını ortadan kaldıracağız. Kimse bizim adımıza cinayet işleyemez. Kimse bizden, bu bölgede yaşayanlardan, Kulplulardan, Pasurlulardan daha fazla Kürt değil. Dolayısıyla biz bu memlekete yaşayan Kürt kardeşlerimizin demokratik haklarının, sivil haklarının temini için çaba içerisindeyiz. Kürtler de bunu istiyor. Bunun için son seçimde Kulp'ta oy kullanan kardeşlerimizin oylarının yüzde 40'ının üzerindeki oyunu aldık. Şimdi önümüzde mahalli seçimler var. Biz Kulp'ta daha iyi hizmet etmek için şimdiden daha iyi çalışacağız. Vatandaşlarımızı ev ev, dükkan dükkan, köy köy gezeceğiz. Kulp'a daha iyi hizmetin nasıl getirileceğinin derdine düşeceğiz.'' -''Pasuri markası''-  Eker, 9 yılda Diyarbakır'da geçmişle mukayese edilmeyecek kadar hizmet yaptıklarını, ancak hala yapılması gereken hizmetler bulunduğunu ifade ederek, 2011 yılında Kulp'un KÖYDES ve Acil Destek Fonu'ndan yaklaşık 7,5 milyon lira para aldığını söyledi. Tarımla ilgili olarak çok büyük çaba içinde olduklarını, Kulp'u ipek böcekçiliğinin merkezi haline getirmek istediklerini anlatan Eker, ''En kısa zamanda ipek böcekçiliği işletme merkezini kuracağız. 2007 yılında buraya geldiğimde ipek dokuma merkezini ziyaret ettiğimde bana bir ipek kravat hediye ettiler. Baktım isim yok. Ben bir isim bulayım bunu da tescil ettirelim dedim. Bunun adı 'Pasuri' olacak dedim. İpek ürünlerin de artık 'Pasuri' markası var. Buradaki ipek böcekçiliğini bir entegre merkez haline getirilmesini düşünüyoruz. Şu anda SODES tarafından destekleniyor. GAP Eylem Planı çerçevesinde bunu tamamlayacağız'' diye konuştu. Eker, barış ve huzur içerisinde sorunları çözmeye çalıştıklarını, yeni anayasa hazırlamak için çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: ''Aynı saate saldırılar oluyor, mayınlar patlatılıyor, insanlar kurşunlanıyor, askerler kurşunlanıyor. Niye? Barış içerisinde insanlar bu meseleyi konuşmasın. Ortalık karışsın, kan dökülsün, kin ve nefret tohumları atılsın. Türkiye bu demokratik adımları atamasın, bunların istedikleri bu. Silvan Barajı sulama yönüyle, Türkiye'nin en büyük barajlarından biri. Diyarbakır'da 2,5 milyon dönüm arazi sulanacak bu barajla. Şantiye kuruldu, iki hafta önce gittiler şantiyeyi yaktılar, müteahhittin araçlarını yaktılar. İki bekçiyi de götürüp elbiselerini soydular, ırmağa attılar. Bunu niye yapıyorlar? Buradaki insan işsiz kalsın, aç kalsın. Sonra da dönsünler desinler ki, 'bakın biz Kürdüz bize kimse iş vermiyor, kimse yatırım yapmıyor' diyebilsinler diye bunu yapıyorlar. Her gün bir bahane bulup esnafa kepenkleri indirtiyor. O adam evine ekmek götürecek, çocuğuna harçlık verecek. Sen bu adamın ticaretini hangi hakla engelliyorsun. Hangi hakla insanları Kürtler adına öldürmeye kalkarsın? Kürtler ne bu cinayete, ne bu teröre, ne de bu saldırılara prim vermiyor. Kürtlerin bu alandaki suskunluklarını veya bu şekilde cevap vermemesini de farklı bir şekilde yorumlamamak lazım. Kürtler zamanı geldiğinde uygun bir lisanla, en iyi şekilde bunun cevap veriyor.'' Daha sonra Kulp Kaymakamlığına geçen Eker ve beraberindekileri Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ve Kaymakam Numan Tahir Şimşek karşıladı. Kaymakamlık'ta yapılan toplantı basına kapalı olarak devam etti. Daha sonra helikopterle Diyarbakır'a geçen Eker, uçakla Ankara'ya gitti.